8. Bölüm: NE İLE MUTLUSUN?

45.6K 2.2K 2.2K
                                    


Öncelikle ne ile mutlu olursunuz? Bölümün başlığına değinelim birazcık. Ben Şiir yazarken ve hediye aldığımda mutlu olurum sjsskbs:)

Bol okunmalı ve yorumlu bir bölüm olmasını ümit ediyorumm.

Oy vermeyi unutmayın lütfennn.

Bölümü Cassie - me & u şarkısıyla dinlemenizi tavsiye ederim.




"Yapma, anne.."

Ruh, kendini bedene teslim ederdi. Yaprak rüzgara, hüzün gözyaşına, kalp aşka, nefret intikama, yağmur toprağa, insan; ucu bucağı olmayan nefsine. O ise şeytana teslim olmuştu. Ruhunun yanacağını bile bile...

"Yapma, anne..."

"Teslim ol canım, sadece gözlerime bak." Kıkırdayışı masumiyetin tüm benliğini yok eden cinstendi.

Elindeki kavanoza baktı. İçerisinde onu var eden ama bir o kadar da yok olmasını dilediğinden şüphe ettiği geçmişinin gözlerine bakıyordu. Artık zamanı gelmişti. Kendini durduramıyordu. Durdurmakta istemiyordu zaten. O'nu aradıklarını tabii ki de biliyordu. Polisler öyle yapardı. Bu yüzden kağıtların arkasına harf koymuştu ya. O'nun nereye ait olduğunu bileceklerdi. O'nun ruhunun nereye gömüldüğünü bileceklerdi...

GOPOKS sıvısının içine özenle yerleştirdiği bir çift ela göz, intikam ateşini alevliyordu. Bu durum ona büyük bir haz veriyordu. Tabii ki sevdiğinin gözlerine bakınca daha büyük zevk alıyordu. Ama O'na kıyamazdı. Belki de kıyabilirdi. Kim bilir?...

Taş desenli füme duvar kağıdının kamufle ettiği duvarda bulunan kitaplığın rafını bastırdı. Duvarda açılan kapıdan içeri süzüldüğünde bordo renklerin hakim olduğu odasına göz attı. Özenle dizayn edilmiş boş beyaz raflarına elindeki eserinin parçası olan kavanozu yerleştirdi. Karşıdaki bordo renkli koltuğa yavaşça oturdu. Kavanozdaki gözlere bakınca dudakları yukarı doğru kıvrıldı. İşte ihtiyacı olan buydu. Mutluluk...

Böyle mutlu oluyordu ve gerekeni yapıyordu. İnsan kendini mutlu etmeliydi değil mi? Evet, mutluydu. İçindeki anıları canlandıran her neyse onu yok etmek ve şiir yazmak onu mutlu ediyordu. Anılarını yok edip, içindeki koru söndürüp, içine dizelerinin de nidasını yerleştirdiğine göre rahatlayabilirdi.

Hem bu iyiliği sadece kendine yapmamıştı. Avını sırlardan kurtarıp böyle bir yaşam sürmesine engel olmuştu. Onlara iyilik yapıyordu kendince. İçlerindeki gizemi yok etmek O'nu da rahatlatıyordu.

Sevdiğini düşündü bir an. Acaba olabilirler miydi? Ela gözleri onu çağırsa da yapamazdı ki. Bir şey sakladığına şahit olmamıştı. Hayır böyle iyiydi. Sevdiğinin kurtulacak bir sırrı yoktu ama olursa en büyük eseri olabilirdi. Zaten her şey onun içindi. Bu avlar, sevdiğinin masumiyetini temsil ediyordu.

Yan tarafında bulunan masadan uzanıp viskisini doldurdu. Elindeki viskinin olduğu kadehi dudaklarına götürürken koltuğa yaslandı. Ve eseriyle duyduğu rahatlamanın tadını çıkarmaya baktı. Bunu neden daha önce yapmamıştı ki?

Beyninde yankılanan o lanet sesi şimdilik susturmayı başarmıştı.

"Teslim ol canım."

&

" Şu hocalara söyleyeyim bir daha kutlama falan yapmasınlar." Erdem yine sitemliydi.

Onkoloji için verilen seminerden çıkmış, merdivenleri iniyorduk.

Sevim kıkırdadı.

" Ulan kırk yılda bir kutlama oluyor onu da burnumuzdan getiriyorsun bee!" Mert'in haksız çıkışı gözlerimi büyültmeme sebep olmuştu.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin