Siyah fon perde, beyaz tüllerin üzerini örtmüş, güneşin solgun griye bulanmış ışıklarının odaya girmesine izin vermiyordu. Beyaz yorgana sıkıca sarılmış olan adam, çalan alarmın geniş odaya hükmetmesiyle yeşil gözlerini istemsizce araladı. Kendi bedeniyle ısınmış yorganı çıplak gövdesinden kaldırdığında evin hafif serinliği sert tenine vurunca istemsizce irkildi. Soğuğu sevmemesine rağmen üstsüz yatması pek de mantıklı değildi ama uykudayken böyle rahat ediyordu.
Çıplak ayaklarını soğuk zemine temas ettirdiğinde uykusu biraz daha açılmıştı. Kış aylarında sıcak ve geniş yatağından kalkmak ne kadar zor olsa da, o bu duruma alışmıştı. Sabahları 8:00 'da kalkmayı kendine kural olarak koymuştu. Belli başlı kuralları olan bir insandı. Ve kendine koyduğu kurallara uymazsa gününde yarım kalmış bir şeyler varmış gibi hissediyordu. Yatak odasının içerisinde bulunan banyoya yöneldi. Yine siyah ve beyazın hakim olduğu banyoda kapının hemen karşısında bir duşakabin, kapının yan tarafında ise lavabo bulunuyordu. Lavabonun altında siyah bir ihtiyaç dolabıyla karşısında da şampuanlarını koyduğu beyaz bir raf vardı. İdeal bir ebeveyn banyosu boyutundaydı.
Suyun soğukluğuna aldırmadan avuçlarını doldurmasını bekleyip sertçe yüzüne çarptı. Ne kadar soğuktan rahatsız olsa da sabahları soğuk su, dinçleşmesine sebebiyet veriyordu. Islak yüzünü aynaya kaldırdığında gözlerini inceledi. Dünün yorgunluğu az da olsa hafiflemiş gibiydi. Beynini kemiren düşünceleri her zamanki gibi durdurmakta zorlansa da sonunda başarmıştı. Kirli sakallarının arasından süzülen su damlası yer çekimine direnemeyip lavabodaki diğer su damlalarıyla buluştu. Hafif kemerli burnu, esmer tenini süsleyen kahverengi sakalları, soluk pembe dudaklarına inat koyu yeşil gözlerinin varlığı, karşısındaki kişiyi derinlerine gömebilecek cinstendi. Uzun kirpiklerinin ardındaki saklı yeşilleri, her daim derinlerinde gizemli bakışları barındırıyordu.
Soğuk suyu bir kez daha yüzüyle buluşturduktan sonra banyodan çıkarak yatak odasının çıkışına doğru adımlarını yönlendirdi. Bulunduğu katta sadece kendi yatak odasının sol tarafında küçük bir misafir odası bulunuyordu.
Kapının hemen yanındaki kirişlerin arasında bulunan çubuğa iki eliyle tek hamlede tutunup ayaklarının yerle temasını keserek onları üst üste verdi.
Yavaşça dirseklerini bükerek bedenini kolları vasıtasıyla yukarı doğru çekmeye başladı. Çıplak göğsünü barfiks çubuğuna değdirirken kollarındaki kaslar iyice kasılmış, damarları kendini belli etmeye başlamıştı. Derin bir nefes alarak başladığı yukarı çekme işlemine, bedenini yavaşça aşağı indirirken soluğunu vererek sonlandırmıştı. Aynı döngüyü yaklaşık on dakika boyunca devam ettirdi. Sonlara doğru yaklaştığında geniş gövdesindeki tüm kaslar kasılmış, çıplak sırtında kullanmış olduğu kuvvetin sonucu terler süzülmeye başlamıştı. İşte bu ona çok iyi gelmişti. Isınmanın en iyi yollarından biriydi. Hızlanmış nefesini kontrol altına almaya çalışarak, tekrardan banyosuna yönelip ılık bir duş alması gerekiyordu.Ilık duşla bedenini rahatlattıktan sonra yatağının karşısında bulunan beyaz sürgülü dolaptan siyah bir t-shirt alıp geniş gövdesine geçirdi. Altına yine siyah dar paça bir eşofman giyip yatak odasının karşısında bulunan ahşap merdivenlerden ağır adımlarla ilerledi. Merdiven bitiminin sağ tarafında bulunan mutfağa adımını attı. Kapının yanından başlayıp L şeklinde ilerleyen dolaplar beyaz renkteydi. U şeklinde olan beyaz üzerine kırmızı desenli mermer tezgâh, ucunun biraz gerisinde musluğu barındırıyordu. Musluğun arkasındaki dikdörtgen pencereden süzülen gri havanın yansıması, mutfak ne kadar beyaz olsa da bu beyazlığa gölge düşürmüştü. Kapının karşısında bulunan kırmızı renkteki oval cam masanın etrafında yine beyaz renkte gayet hoş gözüken sandalyeler bulunuyordu.
Yavuz, musluğun yan tarafındaki kettle'ın düğmesine basarak, suyun fokurdayarak kaynamasını sağladı. Sabahları sert kahve içmek gününü dinç geçirmesine olanak sağlıyordu. Kaynar suyu toz kahve dolu olan kupaya doldurduğunda sıcak kahvenin kokusu burnunu doldurmuştu. Elindeki kupayla ara salona yönelip girişin çaprazında, mutfağı yan tarafında bırakan rahat, çift kişilik, krem rengi koltuğuna yerleşti. Önünde bulunan şeffaf cam sehpaya uzanıp sigara paketini aldı. Sıcak kahvesini yudumlayıp, kalın dudaklarının arasına yerleştirdiği sigarasını yakarak sırtını rahat koltuğa yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL SIR
Mistero / Thriller"Gözlerime bak Ezgi..." Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık... İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan... "Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzl...