4. Bölüm: GÖREV

52.2K 2.6K 2.7K
                                    


Herkese merhaba! Öncelikle sizlere ufak bir ricada bulunmak istiyorum. Lütfen son bölümden ya da ileri ki bölümden gelen arkadaşlar satır aralarına soran olsa dahi spoi vermesin. Lütfen🙏🏻🙏🏻🙏🏻

Özelden yazanlara bir şey diyemem fakat satır aralarını spoi ile doldurmanız hiç hoş değil. Bir gizem yaratıyorum ve bu resmen tek seferde yok edilmiş gibi oluyor.

Buna dikkat etmenizi umuyorum.

Bu kitapta yazılı olan karakterler bu kitaba özeldir. Evet, bir diyalog, bir imge belki size başka karakterleri hatırlatabilir. Bu çok doğal ama bir yazar olarak kitabımda başka karakterlerin, başka kitapların isimlerinin yazılmasını istemem. Sizleri kırmadan bazı şeyleri ifade etmeye çalıştım. Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır🥺

~~

Karşımda duran hareketsiz gövdenin üzerine elindeki neşterle kusursuz bir şekilde çizdi. Bir kez daha, bir kere daha... Kusursuz olarak yaratılmış olan kalp ,saklı zarların arasından gözüküyordu. O an gözüme savunmasız gözükmüştü. Sanki saklı bir hazineye bakıyordum. Canlı bir hazineye...

Elindeki neşteri bırakıp bana baktığında heyecanlanmaya başladığımı hissettim. Hareketsiz duran gövdeye yaklaşıp üzerime düşeni yapmam gerekiyordu.

"Sıra sende, haydi bakalım." Dedi Kardiyoloji Doktoru Sarp Sezgi.

Sevim'in de yardımıyla elimdeki ekörter denilen doku uzaklaştırıcısıyla meme altındaki atardamara ulaştım. Bana engel olmaması için akciğer zarlarını yandaki damarların yanına askı dikişle sabitledim.

Elimdeki bistüriyi parmağımın ucuyla sınırlandırarak kalp ana damarı aortu delmem gerekiyordu. Eğer ufacık bir yanlış yaparsam gözümün önündeki bu beden, sonsuza dek hareketsiz kalacaktı.

İşte bir can bizler vesilesiyle ya son buluyordu ya da başlangıçlara imza atıyordu. Mesleğimin ilginç ama gerçek tarafı buydu.

Göğüslerimin arasından ince bir ter tabakasının süzüldüğünü hissediyordum. Aortu deldikten sonra hızlı ve sakin kalmaya çalışarak hortumu soktum. Kan dolaşımının vücut dışında gerçekleşmesi gerekiyordu. Açık kalp ameliyatlarında kalp-akciğer makinesinin görevi buydu işte.

Kelepçeleri hortumun yanındaki damara sabitledikten sonra kalbin sağ kulakçığı olan yani sağ atriumu kesmesi için Sevim'e pas attım. Onun da benim kadar heyecanlandığını hissedebiliyordum. Fakültede bu senenin stajyerler tarafından yapılan ilk koroner baypass ameliyatıydı. Aynı anda uygulama sınavıydı ve biz sınava ilk dahil olan öğrenciler olmanın stresini yaşıyorduk haklı olarak.

Sarp Sezgi'nin bakışlarını üzerimizde hissedebiliyorduk. Ufacık bir yanlış için tetikte bekliyordu. Kapakçığı ben tutarken Sevim'de özenle trigeminal bıçakla kulakçığı kesti.

Sisteme bağlantılar yapıldıktan sonra kalbin dolaşıma etkisini kapattık. Elimdeki şırıngayla kalbi geçici olarak felç eden sıvıyı naklettim ve kalbin kasılmaları kesildi. Artık çalışmıyordu. Dokuyu korumak adına lokal buz uygulamaya başladı ameliyathane teknikeri.

Artık bu kısımda tam bir ekip olarak çalışmamız gerekiyordu. Yağ dokudan çıkarmış olduğumuz tıkanıklık olan damarları mikro makaslarla tıkanıklık sonrası bölüme dikmeye başladık. Yaklaşık 1,5 mm olan damarları 8 dikiş geçişiyle birbirine bağlarken hâlâ buz solüsyonu uygulanıyordu.

Damarları tutmak bile büyük bir hassasiyet gerektiriyordu. Ellerimin titrememesi için dua ediyordum.

"Krosa alıyoruz." Diye ön uyarıda bulunup Sevim kalbin ucunu tutarken yerine yerleştirdim.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin