31. Bölüm: KARANLIK ZİHNİN SULARI

24.8K 1.5K 1.1K
                                    

Selamm! Yeni bölümü kısa sürede atacağım demiştim ve attım da(:

Beğeneceğinizi ve etkileşim yapacağınızı umarak bölümü sizlere bırakıyorum.

Göz emojimiz👉🏻

Keyifle Okuyun💙

~

-Yavuz-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



-Yavuz-

Bir deniz... Yaşam sürdüğümüz bu kara parçasında bunca gizemli olaylar olurken asıl gizemin derinlerinde olduğunu unuttuğumuz bir âlem. Yüzeyi gökyüzü tabiatının rengini sömüren, toprağın altıyla göğün yüzü arasında kalan aldatmacalı bir hülya. Bakanlara semayı yansıtan, batanlara karanlığı veren bir dünya.

Tıpkı zihnimi tahmin edenlerin tek renk olduğunu düşünmesi fakat derinlerine batan düşüncelerin karanlıkla boğuşması gibi.

Bir karanlıktan yüzeye çıkarmak istediğim düşüncelerim o karanlıkta beni de içine çekip kendi rengine gömmek istiyordu. Kaybolmak üzereydim...

Zihnimin karanlık sularında...

Yüzeye çıkmaya başladığımı sanırken derinlerden firar eden bir el beni içine daha da çok çekiyordu. Ya o karanlığa alışacaktım ya da beni çeken eli bulup yok edecektim.

Nasıl olabilirdi? Sürekli karşıma çıkan bu isimden kaçarken annemin dudaklarından hiç ilgisi olmayan bir zamanda aynı ismin çıkması...

"Herhangi bir gelişme olursa bana haber verin lütfen."

"Siz gittiğinizden beri aynıydı. O günden beri ilk defa tekrarlandı bu." Seniha Hanım danışman masasında ayaktayken dosyasına notlar alıyordu.

"Anlıyorum..."

"Şu an sakinleşti. Fakat onun bu durumunu tetikleyen bir şey olmalı. Bu zamana kadar böyle bir şey olmamıştı. Yani son zamanlarda, siz geldiğinizde oldu bu krizler. Siz gelmeden gözleriyle bir kere tepki vermişti zaten. Fakat bu olanları görünce artık iyi diyemiyorum."

Şu an Ezgi'den bahsetmiştim. Ve fotoğrafını ona gösterdiğimde bu tepkiyi vermişti yine. Geçen geldiğimde "Öldürdüm," deyip bu sefer "Hülya," demesi...

"Bu zamana kadar büyük bir problem olmamıştı. Fakat her ihtimale karşı bir şey olursa; iyi ya da kötü bir şey... Bana haber verirsiniz. Annem size emanet..." Üzerimdeki ceketin yakalarını dikleştirirken Seniha Hanım'ın güven verici tebessümü yüzüne yayıldı.

"Tabii ki. Ona iyi bakacağımızdan şüphe etmediğiniz için de ben teşekkür ederim."

Dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldığında başımı eğdim. "Ne demek. O güveni vermişsiniz demek ki... Hoşça kalın."

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin