35. Bölüm: GİRDAPTAKİ İHTİRAS

26.3K 1.4K 1.6K
                                    


Bu bölüme vereceğiniz tepkiler için o kadar heyecanlıyım ki...

Bomba gibi bir bölümle geldim size.

Önce göz simgemizi koyalım👉🏻

Keyifli okumalar💙

Medyaya eklediğim müzikle okumanızı tavsiye ederim

~~

🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🔥

Korku bir zehir misali damarlarıma işlemişken nefesim ise daralmaya başlamıştı. Göğsümde bir balon gibi büyüyordu ve sanki her an patlayacakmış gibiydi. Beynimin kıvrımlarına da yayılmaya başlamış olan bu zehirli kan; algılarımı dondurmuş, etrafımda olup biteni çarpı iki hızına çıkarmıştı.

Neden kapıyı açmıyordu? Bir şey mi olmuştu?

Derin bir nefes alıp içimdeki balonu bastırmaya çalıştım.

Koskoca adam, ne olacaktı ki?

Kapıyı hızla birkaç defa daha yumrukladım fakat yine karşılık vermemişti. Açılmayacağını bile bile açmaya yeltendim.

Hayır, açılmamıştı tabii ki de...

Yavuz neden kapıyı açmıyorsun... Ellerim titremeye başlamışken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Şu lanetli gibi çalan ses kulaklarımı işgal ederken aklıma gelen şeyle odama koştum. Tabii ki balkondan girmeyi deneyebilirdim.

Kapıyı açtığımda rüzgar yüzümü sıyırmıştı. Yağmur damlaları ise daha da sıklaşmıştı. Yan tarafa hızla koşup kapının yanına geldiğimde kapısının kilitli olmamasını diledim. Parmaklarımla kapı kolunu sarıp aşağı indirdiğimde açılmamıştı.

Kahretsin!

Omuzumla kapıya yaslanıp bu sefer biraz daha sert bir şekilde aşağı indirdim. Hayır, açılmalıydı... O olmadan buradan asla çıkmayacaktım.

Her deneyişimde daha sert bir şekilde omuzumu vurup kapıyı zorladım çaresizce. Aniden açılan kapıyla dengemi kaybedip içeri savrulsam da son anda kendimi toparlayıp düşmemiştim.

Yani sıkışacak zaman mıydı Allah'ın cezası kapı?

Neyse ki açılmıştı ama içeride kimse yoktu. Karanlık gökyüzünün tersine binanın dışındaki sarı aydınlatmalar odaların içine loş bir ışık verirken gözlerimi hızla odada gezdirdim. Kulaklarımda hâlâ o lanet ses yankılanırken saçlarıma sarılı gevşemiş havluyu unutup ellerimi saçlarımdan geçirdim. Havlu saçlarımı sıyırıp yere düşerken tekrar "Yavuz!" diye bağırdım.

Kapıya doğru gittiğimde duyduğum su sesiyle kafamı kapalı olan banyo kapısına çevirdim.

Tabii ya, duştaydı...

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin