Arka planda yaşadığım türlü yoğunlukların ardından ilk defa sizi bu kadar aksatmanın mahcupluğuyla geldim...
Beni başından beri bilen okurlarım bilir. Yeri geldiğinde haftada iki bölüm bile atarım fakat bu sefer biraz uzun ayrı kaldık...
Bir yandan bölümü yazarken ufak bir sağlık problemi yaşadım. Yoğun bir döneme girmeden yetiştirmek istemiştim ama nasip olmadı. Sonrasında da yoğun dönemime denk geldi ama tek parça hâlinde buradayız işte wşdnsşdm
İnanın sizleri o kadar çok özledim ki... Tekrardan kusuruma bakmayın ve böyle bir aksilik yaşanmamış gibi devam edelim:)
Sizlere bunun telafisini de yapacağımı bilmeniz gerek artık🫶🏻
Göz simgemizle başlayalım👉🏻
Keyifle okuyun💙
Fani yüreğimizde baki bir bağ oluşturan şeydi ölüm...
✨
-Yavuz-
Gecenin kör saatinde, insansız sokağın soğuk kaldırımında kucağımda gözlerime yalvarırcasına bakan Ezgi'ye tutukluydu gözlerim. Ilık elleri ensemi sarmış, alnı ise alnıma yaslıydı.
Şu an kollarımda sakladığım kadına karşı arzulu bir araftaydım. İlk defa arafta kalmayı taraf seçmiştim.
Esirdim. Gözlerinin beni kendine hapsetmesine, o bakışlarına teslim olacak kadar esirdim. Ben, kimseye teslim olamayacak olan adam; şu an bir çift ela gözün ardına hapsolmuştum. O hapiste zihnim hafiflerken duygularımın ağırlığına teslimdim.
Kalbimin ıssız köşesine müptelaydım. Orayı şenlendiren kadına...
"Öp beni... Yaralarımdan, kalbimden." Sesi ayık hâline göre daha boğuktu.
Yutkundum.
İlk defa dudaklarından dökülen bir isteğin ağırlığı boğazımda düğüm oluşturmuştu.
Titrek bir nefes aldı. Parmakları ensemden yavaşça dudaklarıma kaydı. "Öp beni Yavuz, dudakların acıma merhem..."
Şu an kendinde değildi. Bu isteğini zihni yerindeyken yapsaydı, tüm arafları siktir edip mıhlardım dudaklarımı dudaklarına. Tüm fazlalıklarımdan kurtulup seve seve izin verirdim dudaklarının ateşinin beni yakmasına.
Şu an kendinde olsaydı, yine her şeyi siktir edip doymak istemeden tadardım dudaklarının sıcaklığını.
Fakat içimde ona karşı sönmeyen bir yangını inkâr edemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL SIR
Mystery / Thriller"Gözlerime bak Ezgi..." Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık... İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan... "Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzl...