"Gözlerime bak Ezgi..."
Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık...
İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan...
"Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◇
Her attığı adımda damarlarında dolaşan kan biraz daha ısınsa da kendini kontrol altına almayı başarıp gülümsemesini dudaklarına yerleştirmişti. Odasının kapısını yavaşça açıp adımını içeriye attığında gözleri gözlerine denk geldiği an boğazından aşağı süzülen şey, midesinin gıdıklanmasına sebep olmuştu. Tebessümünü derinleştirip başıyla selam verdi karşısındaki genç kadına.
Genç kadın da onun boş koltuğunun yanındaki koltuktan yavaşça kalkarak tebessümüyle karşılık verdi selamına.
"Hoş geldiniz Hocam."
"Hoş bulduk."
Masanın önündeki sandalyede oturan adama da başıyla bir selam verdikten sonra koltuğunun yanında ayakta duran kadının arkasından geçerken istemsizce derin bir nefes almıştı. Sandalyesine yerleşip önünde duran anamnezi eline aldı. Genç kadın bir adım geri atarak konuşmaya başladı.
"Anamnezi burada."
Doktor, dikkatle anamnezi inceledikten sonra bakışlarını masasının önünde oturan hastaya kaldırdı.
"Şikayetiniz neydi?"
"Gün içerisinde çok kolay bir şekilde yoruluyorum. Diz ve dirseklerimde küçük şişlikler var.. Üstüne başıma çok ağrı giriyor doktor bey. Doktor Hanım tahlil vermişti. Sonuçlar için geldim."
Hasta adamın başının ön kısmında hiç saç olmaması alnını daha da geniş göstermişti. Hafif sarı sakalları ve onlara nazaran daha koyu renkte bıyıkları vardı. Uzun kirpikleri koyu renkli gözlerinin üstünü örtmüştü. Kemerli ve küçük bir burnu oval yüzüne orantılıydı.
Doktor, anamneze tekrar göz atarken kadın devreye girdi. Kadın, adamın yanına yaklaşıp bilgisayarın faresine avucunu örttü. Bakışları bilgisayarın ekranında gezinirken kadının kokusu burnuna dolduğunda saniyelikte olsa istemsizce gözlerini kapatmıştı. Ona sarılmayı o kadar çok isterdi ki... Kadının rahatça hareket edemediğini farkedip altındaki sandalyeyle birlikte hafifçe geri çekildi.
Sonuç çıktısını yazıcıya gönderdikten sonra çıkartıp eline aldı. Sandalyesine oturduktan sonra Doktor da kendisiyle birlikte sandalyesini çekerek eski konumuna döndü. Kadın gözlerini kağıtta gezdirdikten sonra karşısında kendilerine merakla bakan adama baktı.
"Kanınızda trigliserid yüksek çıkmış."
Adam merakla atılıp sordu. "Yani ne oluyor hocam?"
"Bir tür yağ hücresi. Başınızın bu kadar ağrımasının sebebi de bu muhtemelen."
Adam tekrardan konuştu. "Peki dizlerimle dirseklerimdeki şişlik niyedir hocam?" kaşlarını hafifçe çatıp elleriyle diz kapaklarını ovmuştu.
