ÖLÜMCÜL SIR

28. Bölüm: SICAK FIRTINA

Selamlarrr! Yeni bölümün heyecanı o kadar çok ki üzerimde...

Yeni bir kararla geldim size:) Bölümleri kısa ve sık sık atmaya karar verdim. Sizleri bekletmektense bu durum hem sizin hem de benim yararıma olur diye düşündüm.

Sık bölüm atıldığında Wattpad'in kitabı sıralamada yükseltme ihtimali yüksek oluyormuş. E tabii sizler de etkileşim yaparsanız...

Şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Oy ve yorum yapacağınızı umarak bölümü size emanet ediyorum.

Göz simgemizi de koyalım👉🏻

Bölüm müziği: Mabel Matiz- Fırtınadayım

~~

Elindeki sonuç kağıtlarıyla doktorun kapısını tıklatan adam işittiği, "Gel!" sesiyle rahat bir tavırla içeriye girdi.

"Merhaba doktor bey." Masanın önündeki sandalyeye oturup sırtını yasladı.

"Merhaba, hoş geldiniz."

Kendisine gülümseyerek bakan doktora elindeki kağıdı uzattı. "Sonuçları göstermek için gelmiştim." Doktor, yüzündeki gülümsemeyi soldurmadan kendisine uzatılan kağıdı alıp açarak inceledi.

Gözleriyle kağıdı süzerken kaşlarını çatmıştı. Kısa bir an gözlerini kaldırıp karşısındaki adama baktı. Göz altları hafifçe morarmış, gözlerinin etrafını saran hafif kan kırmızılığı ise dikkatli bakınca kendini belli ediyordu.

"Tahmin ettiğim gibi D vitamini ve E vitamini eksikliğiniz var. Vücudunuzdaki hâlsizliğin, kas ağrılarının sebebi bunların eksikliğinden kaynaklı ve bu mevsimlerde karşılaşılan bir durum. Tabii bir de yoğun çalıştığınızı söylediniz."

Adam başını olumlu anlamda sallarken doktor devam etti. "Bir de..." Sözü üzerine adamın gözleri doktora daha da bir dikkatle bakmaya başlamıştı. "Kanınızda TCH değerinin yüksek olduğunu gördüm. Bu da son kırk iki saat içerisinde vücuda uyuşturucu madde alımı olduğunu gösteriyor."

Adam ne diyeceğini bilemeden bakışlarını doktordan ayırıp bir yere sabitleyemeden önündeki sandalyede gezdirdi. Alt dudağını dişlerken doktora kısa bir bakış atıp gözlerini tekrardan aynı yerde gezdirmeye başladı. Bu durum karşısında ne açıklama yapacağını bilmiyordu. "Bir yanlışlık olabilir mi?" Sözleri dudaklarından zorlukla çıkmış, sesi ise gergindi.

"Kandaki değerin yanlış çıkması pek ihtimal dahilinde değil..." Bakışlarıyla karşısındaki adamı hapsetmiş gibiydi.

Adam sıkıntıyla yerinde kıpırdanırken biraz evvelki rahat hâlinden eser yoktu. "Ben..." Bakışlarını doktordan kaçırmamaya çalışsa da bunda zorlanıyordu. "Ben arada takılan kesimim diyelim. Bağımlı değilim yani."

Doktor adama diktiği bakışlarını odan ayırmazken başını yavaşça salladı. "Bu içtiğiniz gerçeğini değiştirmez."

Adam, bulunduğu pozisyonda omuzlarını daha da dikleştirdi. "Bakın, bu durum sürekli olan bir durum değil. Mesleğim gereği böyle bir ithama maruz kalmam hoş olmadığı gibi çalıştığım koşullarda bağımlı olmam mesleğimi ve konumumu da etkileyebilir."

Doktor dudaklarına hafif bir tebessüm yerleştirerek gövdesini masaya daha da yaklaştırdı. "İşte bu yüzden bağımlı olmadan ara içici konumunu da terk etmeniz gerekiyor. Belki farkında değilsiniz ama gözleriniz ve altındaki halkalar sadece uykusuzluktan kaynaklı değil gibi." Adam, tekrardan yerinde huzursuzca kıpırdandığında doktor cevabını beklemeden devam etti. "Hayatınızda başarılar dilerim. Kendinize iyi bakın." Yavaşça tebessümü solarken sandalyesinde arkaya doğru yaslandı.