Selam! Ufak bir problemle karşılaştığım için bölümü dün atamadım. Kusura bakmayın.
Elimden geldiğince bölümleri uzun yazmaya çalışıyorum. Bu bölümü sabah 6'ya karşı attım. Bu saate kadar uyumayıp size bölüm yetiştirmeye çalışırken bu kadar az oy ve yorum gelmesinin revâ olduğunu düşünmüyorum.
Umarım bu sefer oy atmayıp, yorum yapmayan okurlarım oy ve yorum atarlar.
Kitabımızın simgesi olan göz emojisi👉
Keyifle okuyun💙
Bu sahneyi medyadaki müzikle okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
◇
(+18 sahne içermektedir. Vahşet ağırlıklı sahne okumak istemeyenler geçebilir.)
Arabanın camlarına tek tük değen yağmur damlaları, onlarla yüz yüze gelen avcıya yalvarır gibi süzülüyordu. Gök, bulutların çarpışmasıyla gürlüyor; akacak kanın masumluğuna feryat ediyor gibiydi. Bu feryat iştahını daha da kabartıyor, çakan şimşekler özgürlüğe kurban vereceği bu yolda önünü aydınlatıyordu. Şiddetini arttıran rüzgarın savurduğu yapraklar kendilerini teslim etmiş, rüzgar ne tarafa isterse o tarafa yolculuğa başlamışlardı.
Ormana giden bu yol kana kucağını açarak karanlığını özgür olacak ruhun gölgesiyle aydınlatacaktı. Toprak yolun kenarlarında dizili olan ağaçlar esen sert rüzgarla dallarını eğiyor, henüz daha yeni yağmaya başlamış olan yağmur kanı içeceğinden habersiz toprağı temizlemeye çalışıyor gibiydi.
O'nun için sema bu geceyi şimşekleriyle taçlandırmış, arabasının camından süzülen yağmur damlaları sırlardan arınacak kurbanının ruhunu temizlemek için yağmaya başlamıştı.
Artık saklamak zorunda kalmayacaktı.
Artık içine dert olan sırlarından kurtulacaktı.
Ne kadar cesaret etse de başta saklanan sırlar gözlerinde hatırlatmıştı O'na geçmişinde hayran olduğu annesini...
Arabanın tekerleğinden çıkan ses, ıssız ormanda yankılanan göğün gürlemesine karışırken başını çevirip arkada bilinci yerinde olmayan avına baktı. İçindeki huzura giden heyecanı tarif etmek imkansızdı.
Arabasının motor sesi kesildiğinde avını omzuna alıp ağaçların arasına karışacaktı ki bir şey unuttuğunu fark etti. Açtığı kapıyı kapatıp yan tarafında duran yolcu koltuğundaki poşete uzandı. Ayağındaki siyah botun bir farklı modeli olan büyük numara botu ayağına geçirdi. Sırt çantasını da taktıktan sonra kusursuz planını işlemek için tekrardan kapıyı araladı.
Alnına değen her bir yağmur damlası ormana doğru ilerledikçe daha da şiddetleniyor, sanki durmasını engellemeye çalışıyor gibiydi. Ayağının altındaki toprak ıslanmaya başlamış, kendisine karışacak kanı hissetmiş gibi dehşetle kokusunu ormana teslim etmişti. Omzuna aldığı kurbanı yere yaptığı basıncı daha da arttırıyor, yumuşamış toprağa ayağındaki botlar batıyordu. Bunun bir delil olduğunu biliyordu fakat büyük numara botlar planının parçasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL SIR
Mystery / Thriller"Gözlerime bak Ezgi..." Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık... İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan... "Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzl...