30. Bölüm: BEYAZ KALP

27.1K 1.6K 1.3K
                                    




Selam! Arayı açmadan geleyim dedim(:

Bu bölüm sizleri ufak bir sürpriz bekliyor. Bu zamana kadar cesaret edememiştim. Bu sefer cesarete edip bu şekilde yazayım dedim.

Elimden geldiğince sık bölüm atacağımı söylemiştim. Sizlerden de güzel bir karşılık bekliyorum. Bakalım bu bölüm arkadaşlarınız geldi mi(:

Buraya göz simgemizi alalım👉🏻

Keyifli okumalar💙

Normalde Türkçe şarkı pek kullanmam medyada ama bu aralar koyduğum şarkıların sözleri aşırı uyumlu gelmeye başladı.

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz- Öyle Kolaysa


~~


Gözlerimi ağırca araladığımda bulunduğum yerin rahatlığı yerimden kalkma isteğimi bastırmıştı. Etrafa baktığımda tanıdık olmadığım bir mekanla karşılaşmıştım. Tabii ya! Yavuz'un tuttuğu ev... Burası evin yatak odasıydı fakat ben buraya nasıl gelmiştim? Üzerimdeki yorganı kaldırıp ayaklarımı soğuk zeminle buluşturarak kısa süreli hafıza yoklaması yapmaya başladım.

Dün akşam şöminenin önündeydik. Kar tekrardan yağmaya başlamıştı ve ortam muazzamdı. Yavuz benimleydi. Ufak çaplı bir sohbet etmiştik ve ben başımı omuzuna yaslamıştım.

Battaniye, şömine ve Yavuz...

"Merak etme burada uyuyacak değilim," deyip Yavuz'un omuzunda uyuyakalmıştım.

Aferin Ezgi.

Üstüne beni buraya taşıdı değil mi? Kafamı koyduğum yerde uyuyakalırsam böyle olurdu. Kafamı kaldırdığımda karşımdaki aynalı komidinin üzerinde gördüğüm şeyle kaşlarım çatıldı.

Yok artık!

Bir tepsinin üzerine özenle hazırlanmış kahvaltı mı? Güne böyle tatlı şaşkınlıklarla başlayacağımı hiç tahmin etmezdim. Tepsi de klasik kahvaltılıkların yanında krep vardı. Benim için krep yapmıştı! Ve krep benim en sevdiğim yiyeceklerden biri olabilirdi. Böyle bir tesadüf günümün bonusuydu.

Tepsinin kenarına iliştirilmiş kağıt parçası gözüme çarparken yavaşça parmaklarımın arasına aldım. Artık notlara eskisi gibi masum bakamamanın sırası değildi. Kaşlarım çatık bir şekilde kağıdı açtım.

"Günaydın. Umarım krep seviyorsundur. Karnını güzelce doyur ve evden dışarı çıkma. Herhangi bir sorun olursa beni arayabilirsin. Ya da canın sıkılırsa:) Afiyet olsun.

Çatık kaşlarım düzelirken dudaklarıma konan tebessüme engel olamamıştım.

Yavuz... Senin o karmaşık zihnin, duvarlarla örülü olan kalbin ne güzel...

Perdelerimi araladığımda karşımdaki manzara o kadar güzeldi ki... Kar yağışı iyice şiddetlenmiş kirli yeryüzü gökyüzünün beyazına boyanmıştı. Evlerin önündeki bahçeler beyaza bürünmüş çatılara eşlik etmişti. Hâlâ serpilen kar izlenmeye değerdi.

Saate baktığımda 09:13'tü. Yüzümü yıkayıp tepsiyi mutfağa götürdüm. Büyük bir iştahla yediğim krepler Yavuz'un marifetli elinden çıkmıştı. Adamda her telden var.

Dün akşam gözümün önüne bir kez daha geldiğinde tebessüm ettim. Üşüdüğünü biliyordum ve ona rağmen bana yaklaşmamıştı. Ve cümleleri... İlk defa kendinden bahsetmişti. İçinde kaybolan bir adam vardı. Bu aşikârdı. O kaybolan adamla konuşmak isterdim ama dün akşam unutmak istediklerimizi hatırlamamamız gerektiğini söyleyerek konuyu kapatmıştı. Uzun bir aradan sonra içimde kaybettiğim bazı hisleri özellikle de dün akşam hatırlamıştım.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin