OKUMADAN GEÇMEYİN LÜTFEN
Yeni bölümden herkese selam:)
Artık aynı uyarıları yapmak istemiyorum fakat gördüğüm şeyler motivasyonumu düşürüyor. Okuyan kişilerin sadece yüzde yirmisi oy veriyor... Bu gerçek midir?O kadar emek verip bölüm yazarken umursamadan okuyup geçmeniz reva değil. En azından bir yıldıza tuşlamak bu kadar zor olmamalı... Ki bunu yaparsanız kitabın sıralamasına da etki sağlamış olacaksınız ama okuduğunuz kitabın yükselmesini mi istemiyorsunuz onu da anlamıyorum.
Sizlerden sadece biraz daha kendinizi belli etmenizi istiyorum. Yaptığınız her yorum ve her oy değerli benim için...
Göz emojimizi koyalım👉🏻
Keyifli Okumalar💙
~~
"Şimdi de sen dinle bakalım."
Elime verdiği stetoskopu kulaklarıma takıp önümdeki sırtı açık çocuğun sırtına tuttum. "Kocaman bir nefes al."
Karşımda genişleyen göğsün ardından hırıltılı nefes kulaklarıma nüfus etmeye başlamıştı. "Ver."
Fazlasıyla hırıltılıydı.
"Şimdi de öksür bakalım."
Komutum üzerine öksürmeye çalışan çocuğun öksürüğü bu sefer gerçek bir öksürüğe dönüşmüştü. Stetoskopu ciğerlerinden çektikten sonra Zeynep Hoca'dan onay alırcasına bakışlarımı çevirdim. Bakışlarında karşıtlık görmeyince çocuğun çenesini kavrayıp "Şimdi de ağzını kocaman açman gerekiyor," dedim.
Elimdeki küçük çubukla dilini bastırırken diğer elimse çenesini bırakıp feneri tutmuştu.
"Evet, diğer bulgularla beraber bronşit olabilir. Çünkü hırıltı haddinden fazla."
Zeynep Hoca başını olumlu anlamda sallarken zaten tanının o olduğunu biliyordu. Önümde simsiyah düz saçlı, buğday tenli, saçları gibi koyu renkte olan gözlere sahip çocuğun öksürmekten gözleri kızarmıştı. Kuvvetle burnunu yukarı çekerken uzun boylu, siyah saçlı kadın çocuğun üzerini düzeltiyordu. Saçlarının şeklini ve rengini annesinden aldığı belliydi. Muhtemelen ten rengini babasından almıştı. Annesinin teni gecede parlayan ay gibiydi.
Bugün, Pediatri konusunda uzmanlık kazanmış olan öğretim üyesi Doktor Zeynep Çarman'ın odasındaydım. Hastanın ilaçlarını yazdıktan sonra çocuk, annesinin elinden tutarak küçük ve yorgun adımlarına karşın ona ayak uydurarak odadan çıkmıştı.
"Peki nasıl oluşur?"
Derin bir nefes alarak önlüğümün cebinde olan ellerimi dışarı çıkardım. "Ciğerlerde bulunan bronşiol denilen hava keseciklerinin iltihaplanmasıyla oluşan bir hastalık. Bu iltihaplanma, keseciklerde daralmaya neden olur ve bunun sonucunda akciğer kapasitesi büyük oranda azaldığı için nefes almada güçlükler yaşanmaya başlanır. Bu hastalıktan yüzde elli oranında Respiratuvar Sinsisyal Virus (RSV) sorumludur."
Zeynep Hoca tatmin olmuşçasına ince dudaklarını yukarı kıvırdı. Sarı saçları keskin çenesinin bitimine kadardı. Kırklı yaşlardaydı ve yaşına göre kendine bakan bir kadındı. Gözlüklerinin üzerinden koyu renkli gözlerini üzerimde gezdirdi.
"Hastalara hevesle ve çekinmeden yaklaşman ben tarafından notlarına yansıyacak."
Cümlesiyle yüzümde derin bir gülümseme oluşurken dudaklarımı araladım. "Teşekkür ederim hocam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL SIR
Mystery / Thriller"Gözlerime bak Ezgi..." Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık... İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan... "Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzl...