11. Bölüm: DERİN KORKU

36.6K 1.9K 916
                                    

Selam canlarr yeni bir bölüm daha geldi. Şu son 2 bölüm çok kısa farkındayım ama olaylardaki hisleri daha da derin yazmak istiyorum ve bir bölümde iki farklı konuya geçiyormuş gibi olmaması için bu şekilde yaptım.

Umarım düşüncelere daldırabilirim sizi:)

Keyifli okumalar...



En derinlerimde bir yerlerde var olduğunu
hissettiğim korku... Hatıralarının hâlâ yaşadığını bildiğim evimize yaklaştıkça kontrolümde olmadan bastırdığım duygularımın arasından kendini belli ediyordu. Neyden korktuğumun farkında olmama rağmen farkında olmak istememek de beni korkutuyordu. Bir çıkmazda döndürdüğüm duygularım, derinlerde olduklarını zannetsem de derinliğin üstünde başka bir çıkmaz peydah oluyordu. Ne için ve ne kadar hissediyordum bu duyguyu? Bunu ben de bilmiyordum. Ölüm müydü bunun sebebi? Ya yaşamak? Yaşamak da korkutmaz mıydı? Bu nasıl yaşadığına bağlıydı. Korkarak yaşamak da korkuturdu insanı. Korkuyu yaşamak, acıyı yaşamak, terkedilişi yaşamak...

Korkmaktan da korkuyordum. En derinimde ne kadar dibe gömsem de, hissediyordum...

"Korkuyor musunuz?"

Evime giden yolda uzun süren sessizliğin ardından konuşmuştu. Yaşadığım öfkenin ardından sadece susmuştuk.

"Neyden?" dedim bakışlarımı ona yönlendirip tek kaşımı havaya kaldırarak.

"Şair'den." Gözlerini yoldan ayırmamıştı.

Ne değişecekti ki? Belki ya da değil. İstemesem de varlığını hissettiğim bu hisle başa çıkmaktan başka bir çarem yoktu. Ağlamaktan kapaklarına ağırlık çöken gözlerimi, büyük bir yorgunlukla kırpıp cevap verdim.

"Korkmamam mı daha doğal yoksa korkmam mı sizce?"

Nefesini sıkıntıyla verip dudaklarını araladı.

"Siz de haklısınız. Eğer rahatsız olmayacaksanız güvenliğiniz için eve ekipten 2 kişi gönderebilirim."

"Ne fark eder ki? Eğer tanıdığım birisiyse tabii eve alırım." Bunu düşünmek bile tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu. Sahi tanıdığım, en yakınlarımdan birisi olabilir miydi bu mahlûk?

"Ya tanımadığınız birisiyse?" Aralık gözlerini kısarak bana bakmıştı.

"Kapılarımı pencerelerimi güzelce kilitlerim o hâlde. Ne bir polis istiyorum kapımın önünde ne de başka bir evde yaşamak. Sürekli gözetlenmek özgürlüğüme gölge düşürürmüş gibi hissediyorum. Ve... Evimden de ayrılmamı sakın teklif etmeyin. Ablamın dokunuşları... Onun dokunduğu yerlere dokunmak belki de özlemimi dindirir." Sesimin titrememesi için tane tane konuşmuştum.

"Dindirir mi gerçekten? Belki. Sizin de dediğiniz gibi belki..."

"Belki..." dedim aldığım derin nefesi yavaşça verirken.

Araba yavaşladıkça içimdeki yorgunluk ve bitkinlik daha da hızlanıyordu.

"Kendinize iyi bakın Stajyer Hanım."

Elim kapıdayken başımı onun tarafına çevirdim.

"Teşekkürler."

Sağ ayağımı yere sabitleyip sol bacağımı da yanına getirirken Dedektif Yavuz'un sesiyle kapatmak üzere olduğum kapıyı biraz daha aralayıp kafamı eğdim.

"Ezgi Hanım!"

Elleri direksiyonu sarmış, sırtını koltuğa dik bir şekilde yaslamış, kaşlarını havaya kaldırarak bakışlarını bana yönlendirmişti.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin