52. Bölüm: İSMİN ASLINDAKİ GERÇEK YÜZ

1.3K 164 47
                                    


Hayy! Biliyorsunuz ki Wattpad'e erişim engeli geldiğinde bu süreci değerlendirip öyle bölüm atacağımı söylemiştim. Günlerce herkes aynı koşullarda okuyabilsin diye Wattpad'in açılmasını bekledim ama nereye kadar bekleyeyim... Ben de bölümleri hem buradan hem de açtığım minnak kitleli kanaldan atmak istedim.

Bu bölümde büyük bir beyin fırtınası ve aydınlanma var Uzun zaman oldu okumayalı, anlamam, falan olmasın. Çünkü en başından beri olan cinayetleri analiz edeceksiniz. Böylelikle her kurbanı ve detayları hatırlamış olacaksınız.

Göz Simgemizi fırlatın bakalım👉🏻

Keyifle okuyun💗

Bölüm müziği:
Skyfall beats - apoge
NEONİ - darkside




Bölüm müziği: Skyfall beats - apogeNEONİ - darkside

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






-Ezgi-

10:05 (Şair, Aslan'ın evindeyken)

Göz kapaklarım ağırca aralandığında saatin kaç olduğuna bakmak için komidinin üzerindeki telefonuma uzandım.

10:05

Üzerimdeki mahmurluğu defetmek amacıyla yatağın içinde gerindim. Hâlâ deli gibi uymak istiyordum fakat içimde bir yerlerde buna karşı gelen bir şeyler vardı. Rahat değildim.

Tükenmek üzereymişim gibi hissediyordum. İçimden bazı şeyleri söküp atmak. Benim parçam haline gelmiş olsa bile kangren olmuş ne kadar duygum ya da düşüncem varsa kanata kanata kesip atmak istiyordum.

Elim yatağın boş tarafına gittiğinde birkaç saniye Yavuz'un sıcaklığını aradı avucum. Gitmiş olmalıydı. Yerimde doğrulup yüzümü avuçlarımın arasına dayadım. Dün gece... Dün gece hayatımın en güzel gecelerinden biri olmasına rağmen tüm güzelliğini yıkacak bir haber almıştı.

Yanlış yerdeydik.

Her şey bunu gösteriyordu fakat ben neden öyle hissetmiyordum? Ya da hissetmek mi istemiyordum?

Derin bir iç çektim. Yüzümü Yavuz'un yatmış olduğu boş tarafa çevirdim. Dudaklarıma konan minik bir gülümsemeyle birlikte elim boynumdan aşağı göğsüme kadar uzanan kolyeye gitti.

Hiç bu kadar kıymetli bir hediye almamıştım. Aslında hediye değildi olay. Veren kişinin Yavuz olmasıydı. Ve ikimizi temsil etmesi... Her şeyiyle değerliydi benim için. Artık bir parçam gibi saklayacaktım bu kolyeyi.

Bunca güzel detayın arasında farklı bir şey daha vardı. Farklı değildi ya da bir pürüz de değildi ama mümkünatı beni sorgulatıyordu; teklifi...

Evlilik teklifi etmişti bana. Onunla ömrümün her saniyesi aynı havayı soluyabilirdim. Her şeyimi bir an bile tereddüt etmeden teslim edebilirdim. Kendimden daha çok güveniyordum ona. Beni iyileştiren ve önümüzdeki bu kanlı hendeği aştıktan sonra bizi mutsuz edebilecek tek bir şey yokken; onunla yaşamak çektiklerimin mükafatıydı. Her bir yanımız dikenlerle çevriliyken ve ben bir kapandayken bu nasıl olacaktı? Her şey bitti, dedik ve bir anda ümitlerimizin çamura bulanması da cabası oldu. Bir ümidimiz vardı ve dün akşam biz de o çamura batmıştık.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin