36.Bölüm

4.3K 362 36
                                    

36.bölüm

Afran son birkaç saattir yaptığı gibi özlemle baktı yatakta uyuyan kadına. Ne yapacağına dair ilk defa hiçbir plan yoktu aklında Damla ile ilgili. Diğer konular ise birkaç saatliğine bekleyebilirdi değil mi?

Ahh o aptal kızın aksine, Afran'ın Damla'sı bebeğine sahip çıkacak her yola başvuracak kadar gözü kara ve cesurdu. Gurur duydu genç adam kendi bebeğinin böylesi muhteşem bir anneye sahip olacağı için. Damla vazgeçilmezdi kesinlikle ve çok güçlüydü hem de her şeyle başa çıkabilecek, Afran gibi bir adamı bile dize getirebilecek kadar.

Ahh bir de onu evlenmeye nasıl ikna edeceğini bulabilse! Bu kadın sadece kendisinindi ve kimselere vermezdi onu. Soyadını ise bedeninde taşıdığı diğer Afran izleri gibi taşımalıydı muhakkak. Lakin biliyordu ki çok çetrefilli bir yol vardı önünde ve bu yol dikenlerle kaplıydı. Kendi ektiği acı tohumlarından türeyen zehirli dikenler. Yine de asla vazgeçmek yoktu, bulacaktı onun kalbine gidecek yarasız bir yol.

Uyandırmak istiyordu küçük kadınını, çünkü haftaların özlemi tüm bedenini ele geçirdiği gibi ruhunu da talan ediyordu ezici bir güçle. Hele hamile olduğuna kâni olduğu o ilk andan beri yapmak istediği bir şey vardı ki şimdi bile cesaret edemiyordu genç adam. Derin bir nefes aldı ve kadının pijama takımının üstünü göğüslerine doğru sıyırdı dikkatle. Az önce uyanmasını istediği halde şimdi dua ediyordu uyanmasın diye. Kendi tutarsızlığına kahkahalarla gülmek geliyordu adamın içinden, çünkü mutluydu Afran.

Henüz on bir haftalık olan bebeğinin yatağını okşadı usulca. Kadına hissettirmemek için dokunuşu bir kuş tüyü kadar hafifti. Başını eğdi ve bebeğine ilk öpücüğünü hediye ettiği an sakalları sürtündü o nazenin tene. Kımıldanan kadınla başını kaldırdı ve dikkatle kırpışan kirpikleri izledi alt dudağını dişlerinin arasına hapsederek. Sonunda derinleşen nefes sesi ile yeniden bebeğine yöneldi adam.

"Kızım, yani oğlumda olabilirsin benim için fark etmez ama annen kız olduğundan oldukça emin. Baba seni çok seviyor tamam mı? Baba; anneyi de canını verecek kadar çok seviyor. İyi ki geldin güzelim, iyi ki varsın." Gözlerinden süzülen bir damlayı beyaz tene düşmeden yakaladı hemen. Dün öğle saatlerinde gördüğü kızı ile asıl şimdi tanıştığını hissediyordu Afran. Onun bebeği bu küçük kadının bedeninde hızla büyüyordu ama genç adamı korkutan bir gerçek daha vardı.

Damla'nın fizyolojik olarak bu bebeğe hazır olmadığı gerçeği. Doktorun sözleri Afran'ı şimdi bile ürkütüyordu doğrusu çünkü zayıftı küçük kadını, hem de çok zayıf. Şimdilik olan tehlike alınacak kilo ve ilaçlarla bertaraf edilebilirdi ama Damla yemek yemeyi sevmiyordu bir türlü. Bunda kendi hatası da çok büyüktü çünkü defalarca yemek yememesi üzerine cezalar vermişti ona. Kendini kahrederek doğruldu dirseklerinin üzerinde ve uyuyan masumun yüzüne baktı.

'Tamam bundan sonrasında yemek yemesi için ceza veririm' diyerek içten içe konuştuğunda bir küfür savruldu dışarı. Artık cezalar olmamalıydı hayatlarında ama Damla'ya yemek yedirebilmek için adamın ilk aklına gelen şey ceza vermek olmuştu. Yok yok bu aptal âşık halleri zaten bozmuştu fıtratını bir de baba olmanın mutluluğu ile iyice şirazesinden kaydığını hissediyordu adam.

Annesi acaba bir torunu olacağını duyduğunda ne yapacaktı? Peki ya iki torunu olduğunu öğrendiğinde? Kesin sevinçten düşüp bayılacaktı. Bu hayalin sadece iyi bir dilek olduğunu bilen adam elini ağzına kapadı kahkahasını avuçlarında boğmak isteyerek, zira biliyordu annesinin delireceğini. Bir ağlama isteği hâsıl oluyordu kalbinde, bir katıla katıla gülme.

En güzeli yarın Damla'yı Mersin'deki büyük eve götürüp, onlarla resmi olarak tanıştırmaktı. Nasıl olsa biricik küçüğü öyle ya da böyle evlenmeyi kabul edecekti, çünkü bir çocukları olacaktı ve muhtemelen bunu ikincisi, üçüncüsü, hatta dördüncüsü de takip edecekti. Ve hiç kimse bir Soykamer'e küçümseyerek bakamazdı, hiç kimsenin onun kanından gelen çocukları 'piç' diye yaftalamasına izin vermezdi Afran.

Afran Damlası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin