37.Bölüm

3.5K 333 88
                                    

Herkese selamlaaaaarr!!!

Bayram içi hepimiz yoğun oluruz diye bölüm atmadım. Şimdi sizleri bölümlere boğacağım eheheheheheh

********* 

İşte duyduğu bu gerçek kalbinde onarılmaz bir tahribat meydana getirmişti. Damla başından beri masum olduğunu, neden burada olduğunu bilmediğini savunmuştu ve haklıydı. Hayır Damla suçlu olmalıydı, olmalıydı ki Afran kızın yüzüne bakabilsin.

Peki ya suçlu değilse gerçekten? İşte o zaman en derin ve karanlık cehenneme mahkum olmaz mıydı genç adam...?

"Nasıl kandırdınız onu?"

"Vereceksen bir ceza ben varım, çocuklarımdan uzak dur, ."

***********

Afran aklında binlerce soru ile içeri girdi ve Betül'ü kolundan tutup kapıya yöneldi. Dışarıda kızını bir anlıkta olsun görmek için bekleyen kadının yanında durmadı. Çünkü o kadın istediğinden çok daha fazlasını yüklemişti omuzlarına. 'Karın sandığın gibi masum değildi ama suçlu da değildi Afran bey. Gözlerini aç artık, annen sandığından daha kirli!' Ve bir de bu mesaj! Kim göndermişti bu mesajı?

Annesinin işlediği günah neydi?

Damlaya yapılan haksızlıkları nasıl telefi edecekti. Ve Bahar?

Bahar ne yapmıştı gerçekte?

"Betül, kızım mutlu ol annem! Korkma sakın ben seni nelere göğüs gererken gördüm! Güçlü..."

Afran sesi artık duyulmayan kadına da dönmedi, yanında ağlayan kıza da. Çok merak ediyordu bu kızın neler yaşadığın. Acaba Damla'nın uğradığı haksızlıklar kadar aşağılayıcı mıydı yaşadıkları? Ya da Damla'nın canı kadar yanmış mıydı canı?

"Ne yaşadın Betül Köksal? Seni güçlü olduğuna inandıracak ne yaşadın? Aylarca tecavüze uğradın mı? Doğmamış çocuklarınla tehdit edildin mi? Bir salon dolusu insana meze gibi sunuldun mu? Emrah, Damla'yı öldüresiye dövdü? Sen hiç ölmek isteyecek kadar dayak yedin mi birinden? Sen ne yaşadın da kendini çok güçlü görmeni istiyor annen?"

"Aşık olduğum adam tarafından aldatıldım ve karnımda ondan bir bebekle ortada bırakıldım. Küçüktüm daha ben Afran Bey, çocuktum! Aylarca saklamaya çalıştığım bebeğimi sevmeye korktum biliyor musun? Çünkü ondan bir şekilde ayrılacağımı hep bildim. Doğum sancıları bedenimi ikiye ayırırken, Emrah'ın adını zikretmek isteyen dilime yasaklar koydum. Yine de öldüremediğim sevda beynimin her köşesinde onun adını sayıkladı durdu. Bebeğimin nefesini, sesini bile duyamadım ben! Annem görürsem ayrılamayacağımı söyledi. Güzel olup olmadığını sormak isteyip soramamak ne demek biliyor musun? Ben dokuz ay taşıdığım bebeğimin kız mı erkek mi olduğunu bile bilmiyorum!"

Afran kızın yaşadıklarının yine de ağır şeyler olmadığını düşünerek baktı bir süre ve "Kız" dedi, sıradan bir sesle. Aklındaki tüm düşünceler tek bir korku balyozu ile darmadağın oluyordu her gözleri daldığında. Hayatı boyunca yaptığı tüm hataların, tüm günahların hesabını verebilirdi kendince ama ya sevdiği kadına yaptıkları?

Görmeyen gözlerle çevirdi başını ve yeşilliğin akıp gittiği parklara, beton binalara ve yağan bembeyaz kara baktı. Bu kar bile acıtacak bir anı saklıyordu her bir tanesinde. "Ne yapacağım ben?" derken içinden konuşmadığını yanında ki kızın "Köşeye sıkışmış bir Soykamer! Garip" diyerek sorgulayıcı bakışlar atmasından anladı.

"Köşeye benden çok sıkışan bir Köksal mı dedi bunu? Emrah hiç görmediği kızının yaşadıklarını öğrendiğinde sana olan aşkını taze tutacak mı çok merak ediyorum?" Kızın solan yüzünden ağır bir darbe indirdiğini anlayan Afran'ın gözleri eziciydi. "Seni şimdi konağa götüreceğim, kimse ile konuşmayacaksın ben bebeği getirene kadar anlaşıldı mı?"

Afran Damlası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin