65.Bölüm

1.6K 143 28
                                    

65.bölüm

Afran sakin kalmak için dişlerini kenetliyor, bu günün Damla için önemini devamlı hatırlatıyordu kendine. Zira üst üste dökülmüş yaprakları andıran ve bu sayede hafif bir kabarıklığa sahip olan karısının gelinliğinin eteği dizlerinden biraz yukarısından başlıyordu daha uzun, hatta hatırlı bir kuyruğu olan arka kısmına nazaran. Bu da bacaklarını olduğundan çok daha uzun gösteriyor ve genç adamın sabrını sınıyordu adeta.

Göğsünü sımsıkı saran düz, kırık beyaz ipek kumaşın üzerinde, göğsünden boynuna doğru zarifce uzanan narin danteller yer edinmişti. Bunda bir sorun yoktu Afran'a göre lakin aynı danteller boğazını da sardıktan sonra sırtta oval bir pencere bırakarak ilerliyordu maalesef. Ahh sırt kısmında daha az dantel kullanılmış olması adamın çilesine çile katmıştı ilk gördüğünde. Çünkü Damla'sının neredeyse tüm sırtı meydandaydı, hatta biraz daha zorlasa... Neyse.

Kolları köprücük kemiğini de açık bırakarak bembeyaz tenini orada da sunuyordu genç adamın hayallerini katliamla süsleyen erkek gözlerine. Birkaç dakika sonra ise o narin elleri saran, kısa dantel eldivenlerin yerinde olup kadının ellerine sımsıkı tutunmak istedi genç adam. Son parça ise Afran'ı her gördüğünde gülme krizine sokacak kadar absürttü bu nazenin görüntüye.

Biricik karısının gelinliğinin kırık beyazına inat, bembeyaz spor ayakkabıları! Ne yazık ki Damla'nın siparişini verdiği spor gelin ayakkabıları yetişmemiş bu güne. Acele ile ilk açık bulunan ayakkabıcıdan alınan spor ayakkabılarla idare etmekten hiçte mutsuz değildi karısı. Çünkü Damla'ya göre bu minicik bir pürüzdü ve üzülmeye değmezdi.

Afran yanındaki kadına bir kez baktı hasretle. Sol tarafındaki ve belindeki dikiş izleri kapatıcılarla saklanmıştı ve en azından şimdilik canı yanmıyordu genç adamın. Omuzlarının altına kadar inen, salaş bir örgü topuzla ustaca toplanarak kır çiçeklerinden bir taç takılan siyah saçları süzdü aşkla. Sağdan soldan bırakılmış ince saç tutamlar hafif rüzgarla uçuşurken, hafif makyajı ile güzelliğini çirkinleştiremeyen bu rüya kadını daha da güzelleştiriyordu adamın gözünde.

Meleğinin o saklanamaz kadınsılığı ile birlikte, üzerindeki klasik olmayan gelinlik ve spor ayakkabıları sayesinde yirmi yaşındaki genç bir kızın masumluğunu da yansıtıyordu. Özellikle bileğine bağlı uçan balonlar bu içilesi gençliği daha da çıkarıyordu ortaya. Evet karısı gelin çiçeği yerine uçan rengarenk balonlar tutuyordu elinde iki dakika öncesine kadar. Şimdi ise bileğine bağlamıştı bütün balonları.

Âşıktı adam, hem de kopkoyu, zifir karası bir aşkla. Tıpkı akşam gözlü esmerinin gözlerinin de kendisine aynı aşkla baktığı gibi. Önlerinde duran, uzun ayaklı küçük yuvarlak masanın üzerinde ki kokulu mumlar şık değildi belki ama göl kenarındaki bir düğün için en güzel seçimdi kesinlikle.

Hem önemli olan mumlar değildi ki, onların yanında duran nikâh defteriydi ikisi içinde. Genç adam "Siz Afran Soykamer, sevgili Damla Soykamer'i bir kez daha eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" diyen nikâh memuruna minnetle bakıyordu adeta.

"Ölene kadar her zaman eşim olarak kabul ediyorum!" diye bağırarak bahçeyi inlettiğinde Afran, herkes gibi Damla'da kahkaha attı.

Bu kez nikâh memuru Damla'ya dönerek "Gelin hanım, eşiniz bir hayli coşkuyla cevap verdi. Bakalım siz ne diyorsunuz? Siz Damla Soykamer, sevgili Afran Soykamer'i bir kez daha eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" diye sordu. Genç kadının elleri titriyordu kalbindeki çırpınışlar yüzünden. Boğazı kurumuş gibiydi heyecandan adeta.

Derin bir nefes aldı ve "Öldükten sonra bile eşim olarak kabul ediyorum!" diye haykırdı gözleri dolarak. Geçmiş neydi ki artık Damla için. O şimdisine âşıktı, şimdisinden sonrasına meftun. Çünkü Afran kısacık bir zamanda bir şeyi çok güzel ispatlamıştı Damla'ya.

Afran Damlası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin