5.Bölüm

4.6K 467 36
                                    

İyi Okumalar Herkese...

*********

Damla sabahın ilk ışığını hissedemedi okudukları hayatını karartmışken. Çıkış olarak gördüğü tek adamı arayarak kalbinden gelen bir feryatla sığınmak istedi sadece ona. Telefon açıldığı an "Gel, ne olur çabuk gel!" diyebildi titrek nefeslerinin izin verdiği kadarıyla.

Hayatına yeni giren bu adama, yıllanmış dostluğundan bile daha çok güvendiğini hissettiğinde öğrendiği gerçeklere rağmen gülümsedi. Evet galiba Oğuza, yani tanımadığı bu adama aşık olmuştu Damla. Belki aşk değildi yüreğini sarmalayan, hatta belki sevgi de değildi ama farklı bir his gittikçe büyüyordu duygularının arasında.

Sandığın içinden yalnızca annesinin bir fotoğrafını ve incili elmas takımını aldı. İstedi ki evlenirken annesinden bir hatıra değsin tenine. Geriye kalanlarla, gücü olduğu bir gün yeniden açıp incelmek üzere vedalaşarak kapattı kapağını sandığın. Adamın gönderdiği araca yerleştirilirken ağır sandık, Oğuz'un kollarına sığınarak izledi genç kız. Sanki annesinden bir kez daha ayrılıyordu masum ruhu, taze yaraları kanıyordu acımasızca yeniden.

Oğuz'un kollarından sıyrılırken, yanında ki adamın gücünün kendisini sarmaladığını hissetti Damla. Ferda'ya "Annemin yaşadıklarını biliyor muydun?" dedi, hesap sorarcasına.

"Nereden bilebilirim. Ben babanla evlendiğimde annen öleli bir - iki hafta olmuştu." Doğru ya babası, annesinin kırkını bile beklemeden yeni karısını getirmişti eve. Hem de annesinin olan bu eve!

"Senin bu evde kalmanı istemiyorum Ferda Hanım" dedi öfkeyle. Çünkü içinden bir ses, kadının yalan söylediğini fısıldıyordu sinsice. Belki de bu kadının yanında geçiriyordu babası, evine gelmediği o zamanları.

"Kızım aklını mı kaçırdın sen?! Ben bu yaşta nereye giderim? Tabii zengin kapıya yamadın kendini, senin için benim ne önemim var!? Damla etme kızım, ben sana iyi kötü analık ettim bunca sene. Ben bilmez miydim Rıfat'ın ardından başkası ile evlenmeyi. Seni bırakacak yer yok diye varmadım kimselere." Damla, kadının gözyaşlarına kanmaması gerektiğini dikte etse de aklına, yalvarmalarının ardından "Peki, bir iş ve ev buluncaya kadar kal, ama bir daha bu eve geldiğimde seni görmek istemiyorum" dedi...

Düğün gününe kadar her ne kadar kendisini toparlamak için uğraşsa da olmadı, çünkü okuduğu her satır bir bir yerleşiyordu aklının köşelerine. Boğazında bir yumru, gözleri her daima ıslaktı hayatın daha ne kadar acı olabileceğini düşünen kız. Bu gün annesi yanında olsun istiyordu ama yoktu ki imkân. Bunun yerine Semiha teyzesi tuttu ellerini ve "Ağlama güzel kızım. Bak eğer emin değilsen..." dedi, kendi tereddütlerini de kalbinden çıkararak.

"Yok, eminim Semiha teyze, sadece annemi de yanımda istedim." Sımsıkı sarıldı genç kadın, kızı gibi sevdiği bu küçüğe. Aslında istemiyordu bir yanı onun evlenip gözünün önünden ayrılmasını ama bir yandan da seviniyordu. Bundan sonra yanına bir eşi olacak, korunacaktı küçük Damlasını. Belki yakında bir de çocuğu olurdu kim bilir? Ya emanet kızı mutsuz olursa o zaman ne yapacaktı Semiha? Bunu düşündüğünde bile doldu gözleri...

Oğuz, Cuma gününe istediği nikâhı en erken Pazar gününe aldırabilmişti ve son kalan işlemleri halledebilmek için evde olması gerekiyordu. Bu yüzden Damla'yı almaya kuaföre gidememişti ama neyse ki Kazım bey onu ve ailesini de alıp geleceklerdi Oğuz'un boğazdaki evine.

Ferda cadısına oynadığı oyun aklına geldiğinde gülmeden edemedi. O kadın daha bile beterini hak ediyordu, lakin neyse ki genç adam insaflı davranarak, ona gösterdiği Cihangirdeki o lüks daire yerine, yine aynı semtte olan tek odalı giriş kattaki bir evi vermişti. Eh kadının birazcık bakım için para harcaması gerekecekti ama genç adama göre o bile fazlaydı öyle bir sürtüğe.

Afran Damlası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin