YÜZ YÜZE

336 31 1
                                    




İYİ OKUMALAR♠️


Gözlerimin görüşü göz yaşlarından dolayı çok buğuluydu. Ellerimle gözlerimi sildim. Kendine gel Gece evet oğlu olduğunu öğrendi, gerçeği öğrendi. Ama bunu zaten öğrenecekti ben daha geç düşünüyordum, hatta bi ara hiç söylememeyi düşünüyordum doğruyu söylemek gerekirse.

Ağlamam durduğunda yavaş yavaş kendime geliyordum. Gitmem lazım, buradan acilen gitmem lazım.

Kafamı göreceklerimden korkar bir şekilde ağır ağır kaldırdım. Hiç kıpırtısız aynı şekilde yerde öylece duruyordu. Yere yasladığı elleri yumruk olmuş parmak boğumları bembeyazdı.

Ağır adımlarla, sessizce ayağa kalktım. Etrafı sessizlikte daha iyi dinlediğimde sık ve keskin nefes alışverişleri duyuluyordu.

Kendimden emin adımlarla onun yanına gittim. Tam baş ucunda durdum. Ona tepeden bakıyordum. Önümde diz çökmüş bir şekilde duran adam suskundu. Şu an ne hissettiğini bilmeyi çok isterdim.

Ona bakarak düşünüyordum, her şey çok belirsizdi. O sırada bu uzun sessizlikte onun sesi duyuldu. Güçsüz, fısıltı gibi.

"Neden?"

Tek söylediği bu oldu. Devamını getiremedi.

Şimdi sıra bendeydi, onun canını yakmak istiyordum. Benim çektiğim acıları tek tek yaşatmak istiyordum. Bu bencilce miydi? Bilmiyorum belki evet, belki hayır.

"Sen ne onu, ne de beni hak etmiyorsun Ateş Adan. Sen kötüsün"

Dedim, tıslayarak sinirle. Ona tepeden bakıyordum, gözlerimden adeta sinir akıyordu ama o bunu göremiyordu. Çünkü hala aynı şekilde kafası önüne eğik bir şekilde yerdeydi.

"Sen kötüsün, o çocuk ise daha tertemiz. Seni hayatımıza alıp, o çocuğun bembeyaz hayatını karartamazdım anlıyor musun?"

Sonlarda sesimi yükselttim. İçimdeki tüm nefreti, kini ona kusmuş gibi hissediyordum.
Rahatlamıştım, kaç aydır omzumda yükünü taşıyordum bu sözlerin.

Sözlerim bir bıçak gibi karşı tarafa geçtiğini hissediyordum. Ateşin hızlı nefes alışverişlerini belli eden, hızla inip kalkan göğsü durmuştu. Nefes almıyordu.

Yüzünü görmeyi istedim, o an yüzünü görmeyi çok istedim.

Eğilip elimle sertçe çenesini tuttum ve başını yukarı kaldırdım. Şimdi nefessizlikten olsa gerek kıpkırmızı kızarmış yüzü, alnındaki damaları ile oldukça korkunç bi yandan da can yakıcı duruyordu.

Onu eskiden bu halde görsem, canım yanardı. Ama şimdi sadece ve sadece kin vardı. Bal rengi gözlerinden aynı anda bir çok duygu geçiyor gibiydi.

Sinir, pişmanlık, üzüntü, acı. Kendimden ödün vermeyerek ona tepeden baktım.

"Bir daha seni ne benim, ne de oğlumun yanında görmek istemiyorum Ateş Adan."

Söylediklerimle gözlerine bir duygu daha eklendi. Hayal kırıklığı.

"Ben bu düzeni kurmak için çok uğraştım. Hayatımı bu hale getirmek için çok uğraştım. Her şeyi tekrar bok etmene izin veremem. Bizden uzak dur."

Sözlerim bittiğinde son kez baktım gözlerine. Elimi çektiğim anda başının tekrar önüne düşeceğini biliyordum çünkü.

Ağlamak istedim. Hüngür hüngür, bağıra çağıra ağlamak istedim. Biz nasıl bu hale gelmiştik? O nasıl bu hale gelmişti? En kötüsü ben nasıl bu hale gelmiştim?

Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin