GİTMEK

454 25 0
                                    

Bölüm şarkısı- Yüzyüzeyken Konuşuruz- Sen Varsın Diye

İYİ OKUMALAR 🖤

Ayça geldiğinde onu odama çıkardım. Merakla bana bakıyordu bi günde yüzümün çöküşünü fark etmişti tabi.
"Senin bu halin ne" merakla elini yüzüme uzattı ve çökmüş göz altlarıma dokundu.
"Ne oldu"

Kısaca her şeyi Ayça'ya anlattığımda her saniye değişen mimikleriyle beni dinledi.
"Kızım sen ne diyorsun bi günde nasıl böyle şeyler olabilir. Ateş'ten bunu beklemezdim."
Düşünceli bir şekilde "bende" dedim.
"Ben sana şeyi dicektim ben gidiyorum"
Yüzü şaşkınlıkla gerildi.

"Nereye"
"Yurt dışına, nere olacağını daha seçemedim"
"Cidden mi"
"Sende benimle gelsene orda aynı evde oturacağız zaten sen benim bu hamilelik süreçlerimde yardım da edersin"
"Olur çok iyi olur ama ailem sıkıntı"
"Hallederiz onu biz konuşuruz. Bizi kabul etmezlerse dedem konuşur"
"Tamam o zaman. En kısa sürede çekip gidelim buradan"

Akşama doğru dedem eve gelmişti. Elinde dosyalar vardı. Oturduğum yere geldi ve yanıma oturdu.
"Al kızım boşanma evrakları imzala da bitsin artık bu iş"
"Aynı evraklar Ateşe de gitti mi?"
"Evet eline ulaşmıştır. Eğer imzalar da bi sorun çıkarmazsa yarın tekrar Gece Erbay olacaksın"
Dedi ufak bi tebessümle.

Zaten dedem en başından beri hiç istemiyordu bu evlilik işini söylemese bile davranışlarıyla belli ediyordu.

Odama çıkıp başımı yastığa koyup gözlerimi kapattım. Gözlerim hala ağrıyordu başım da aynı şekilde. Bi kaç dakka gözlerimi dinlendirirken telefondan bildirim sesi geldi.
Ayça mesaj atmıştı.

Ayça
Kanka bizimkiler pek olunlu bakmadı bu işe bide senin deden konuşsun. Dedeni dinlerler.

Ben
Tamam söyleyim dedeme.

Annemlerin mezarına gelmiştim yarın gidecektik onların yanına bir daha ne zaman gelirdim bilmiyordum. Hava kararmak üzereydi. Mezarlığın kapısını açıp içeriye girdim. Anne ve Babamın yanına geldim ve tam ortalarına oturdum.

İkisinin de toprağını okşarken konuştum.
"Anne baba ben gidiyorum herkesten her şeyden uzağa gidiyorum. Lütfen beni affedin uzun bi süre sizin yanınıza gelemicem. Bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum."

İç çekerek konuşmaya devam ettim.
"Böyle olması benim için iyi olacak hem size verdiğim sözü de tutucam. Küçüklüğümden beri istediğim mesleği olucam. Polis olarak gelicem bir dahaki gelişimde karşınıza."
Elimi karnıma götürerek okşadım ve buruk bi gülümseme sundum gözlerimden akan yaşı silerken.

"Bide bir şey daha var. Ben hamileyim bi torununuz olacak. Size anneanne ve dede olmak çok yakışırdı" Gözlerimi silerek konuşmaya devam ettim.
"Saat geç oldu ben gideyim artık."
Ayağa kalkıp üstümü silkeledim. "Hoşçakalın anne baba sizi çok seviyorum" son kez mezar taşlarını okşadım.

Ertesi gün
Bitmişti her şey bugün Ateş ile anlaşmalı boşanmıştık. Dedem de Ayçanın ailesiye konuşup her şeyi ayarlamıştı. Bu akşam gidiyordum. Her şeyi tüm yaşanmışlıkları arkamda Türkiye'de bırakarak gidiyordum. Yeni bir hayata başlamaya gidiyordum. 

Ayça akşama doğru bavullarını toplayıp gelmişti. Ayça'ya kapıyı açtığımda direk boynuma atlayıp sarılmıştı. Her zamanki neşeli Ayça'ydı ne olursa olsun neşesini hiç kaybetmiyordu. Şimdi dıra benim bavullarımı hazırlamaktı. Eve gidecektim bi zamanlar bizim olan ama şu an sadece Ateşin olan eve.
Dedemin arabalarından birine bindik ve eve doğru ilerledik.

Ayça'yla kapının önünde duruyorduk. Bu evdeydi tüm anılarım. İçeri girme gücünü kendimde bulamazken kapının önünde dikildim bi kaç saniye.
"İstersen ben gireyim hemen kıyafetlerini alıp çıkıyayım"
"Yok ben de gelir hallederim"

Ağır adımlarla eve girdiğimde evde yoğun bi şekilde Ateş kokusu vardı her yere sinmişti sanki benim yokluğumda. Kapı aralığından salona geçtiğimizde salon sağıl bir şekildeydi tüm minderler yere düşmüş, orta sehpanın üzerinde bi kaç tane içki şişesi vardı.
"Ne olmuş bu eve böyle" dedi Ayça şaşkınlıkla.
Mutfağın önünden geçerken aynı dağınıklığın mutfakta da olduğunu gördüm.

En sonunda odamıza çıktığımda yatak dağılmış haldeydi ve yatağın üstünde benim bi kaç tane kıyafetim vardı. En son bunları ben dışarda bırakmadığıma emindim. Etrafa çok bakmamaya özen gösterdim. Eski anıları hatırlayıp daha fazla kendimi yıpratmak istemiyordum.

Dolabı açtım kıyafet dolabım karışmış bir şekildeydi. Kıyafetleri hızla bavula koydum ayça da makyaj eşyalarını koyuyordu. O sırada gözüme sürekli kullandığım parfüm takıldı aynı parfümden iki şişe vardı. Yarım olanı burada bırakmaya karar verdim. Tam olanı da bavula koydum. Ayçanın işi bitmişti.
"Ben çıkayım dışarda bekliyorum seni sende gelirsin" dedi anlayışla. Kafamı salladım ve odaya göz attım şifoniyerin üstündeki düşün fotoğrafımızı alıp almamak arasında gidip gelirken alıp çantama koydum.

Her şeyi aldığıma emin olduktan sonra tam odadan çıkacakken içimdeki hisse engel olamayıp dolapta Ateşin kıyafetlerinin olduğu bölümü açtım. Elime ilk gelen kıyafetini çantama sıkıştırıp dolan gözlerimle odadan çıktım. Kendime engel olamamıştım. Yine ondan bi hatıra götürüyordum yanımda, onu koparıp atamazdım bu kadar kolay.

Ayça ve dedemle arabada havaalanına doğru gidiyorduk. Ayça ve ben yan yana oturmuştuk. Dedem de karşı koltuğa oturmuştu. Dedem bize doğru dönüp yüzündeki güven verici ifadeyle konuştu.
"Her hangi bir ihtiyacınız olduğunda en ufak şeyde bile arayın kızım çekinmeyin. Amerika'da ev hazır sizi koruması için kapıya iki tane adam koydurdum ne olur olmaz. Sivil korumalar olacak fark edilmesin diye"

Kafamı salladım " ne gerek vardı dede korumaya felan"
"Olsun kızım güvenlik önemli"
Havaalanına vardığımızda uçağın kalkışına on beş dakka kalmıştı. Veda vakti gelmişti.
Dolu gözlerimle dedeme döndüm ve sıkıca sarıldım.
"Görüşürüz kahramanım"
"Görüşürüz güzel kızım kendinize ve torunuma iyi bakın. Hadi Allaha emanet"

Uçağa doğru ilerledik ve pasaportları uzatıp bekledik. Bi kaç dakka sonra işler tamamen bittiğinde uçağa bindik. Sırtımı arkaya yasladım ve gözlerimi kapattım. Gidiyordum.
Geride kalıyordu her şey.

Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin