AİLE

136 15 5
                                    





İYİ OKUMALAR



Maskenin fermuarını açmayı bitirdiğinde ağır ağır çekti kafasından. Önce kadın olduğunu kanıtlar şekilde saçları gözüktü. Ardından gözleri ve tüm yüzü açığa çıktı. Gördüğüm suratla adete bugün kaçıncı olduğunu saymadığım bir şok daha yaşadım.

"Tekrardan merhaba canım arkadaşım."

"A- ayça"

Şoktan yavaş yavaş çıktığımda anında içimde biriken soruları sıraladım.
"Sen nasıl? Cidden sen misin? Nasıl böyle iyi dövüşebildin?"
Ben daha sorularımı bitirmeden kolumdan tuttu ve çekiştirmeye başladı.
"Benimle gel arabaya binelim birileri görecek."
Onun beni çekiştirmesine izin verdim. Yağmurda çiselemeye başlamıştı zaten.

Tamamen simsiyah olan bir arabaya bindik. Oldukça lüks olan arabanın deri koltuğuna yaslanarak onun gözlerimin içine baktım.
"Ee anlat artık bana gerçekleri."
Benim aksime öne doğru eğilerek diken üstündeymiş gibi konuşmaya başladı.
"Ben ajanım Gece. Nerede, nasıl? Bir ajan olduğumu söylemeyeceğim bu gizli bir bilgi ama benim bu dövüşü, bilgimi, zekamı ordan aldığımı bil. Küçük yaşımdan beri eğitim görüyorum."

Duyduklarımla kaşlarım havalandı. Şaka yapıyor olmalıydı.
"Yalan söylüyorsun."
Dedim gözlerinden gözlerimi kaçırarak.
"Sen sürekli benim yanımdaydın. Her şeyini biliyorum ben senin, nasıl öğrendin bu kadar şeyi? Gerçek olamaz."
Oturduğu yerden dikleşti. Söyleyeceklerinden memnun değil gibiydi.
"Sen benim sadece gündüz hayatımı biliyorsun Gece."

Duyduklarımla bilmem kaçıncı şokumu yaşıyordum. 
"Hayır, hayır, hayır. Sen yapma bari. Sen beni kandırmış olma bari, en yakın arkadaşım."
Öne doğru uzanarak elimi tutmaya çalıştı, izin vermedim. Kırılmış bir şekilde gözlerimin içine baktı. Bu sefer gözlerinde yalan yok gibiydi.

"Diğerlerini bilemem ama beni anlamak zorundasın Gece. Bu vatani bir görevdi. Sana hatta sen dahil hayatımdaki bir çok sevdiklerimi korumak için kimseye söylemem lazımdı. Lütfen beni anla Gece."
Söylediklerimi dikkatla dinledim. Haklılık payı vardı. Hatta büyük bir haklılık payı vardı.

Bakışlarımı ondan çekerek derin bir nefes verdim. Bi kaç saniye derin derin nefesler alıp verdim. En sonunda kafamdaki şeyleri netleştirdikten sonra ona doğru dondüm. Ben düşünürken sabırla beni beklemişti.
"Sana hak veriyorum."
Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu.
"Sadece tüm bu olanları kaldırmam için biraz zamana ihtiyacım var. Bir tek kalmaya ihtiyacım var beni anla."

Uzanarak elimi tuttu ve okşadı. Bu sefer çekmedim.
"Seni anlıyorum, istediğin zaman olsun. Bu olayları da araştırıcam merak etme."
Sanki bir abla edasıyla konuşuyordu benimle.
"Ben gideyim Barışın yanına."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."

Soğuk bir vedalaşmanın ardından arabadan indim. Yağmur hızlanmıştı. Hızlı adımlarla hastaneye girdim ve Barışın kaldığı kata çıktım.
Bomboştu.
Barışın kaldığı odaya camdan baktığımda hala hareketsiz yatıyordu. Dudakları hala mosmordu. Daha fazla dayanamayarak odanın önünden çekildim.
Herkes neredeydi?

Yaşanmışlıkların etkisiyle düşük duran omuzlarımla, ayaklarımı sürüye sürüye rastgele bir yere oturdum. Gözlerimi kapatarak başımı duvara yasladım. Uykum vardı, yorgundum ama uyuyamıyordum. Hiçbir şey yapasım yoktu. Bitmiştim tamamen bitmiştim.
Orada öylece durduğum kaç saat geçti bilmiyorum. Zaman kavramı yoktu.







Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin