CENOBYA VE HARESYA

383 25 2
                                    




İYİ OKUMALAR♠️

Askeri alandan arabayla çıktığımızda hava çoktan kararmıştı ama saate bakmaya fırsatım olmamıştı. Yorgunluktan kolumu bile hareket ettiremiyordum. Barış komiser elindeki telefonumu bana uzatmasıyla telefon aklıma geldi. Karanlık ve ıssız yoldan bakışlarımı çekip telefonu açtım. Ve gözüm saate takıldığında şaşkınlıktan ağzım açık kaldı saat 01.13 dü.
"Saat çok geç olmuş"

Dedim daha çok kendi kendime konuşuyor gibi. Hemen bakıcıyı aradım. Gün içinde hiç arayamamıştım, günün daha nasıl geçtiğini bile anlamamıştım. Uzun uzun çalan telefon açılmadığında yorgunluktan yayıldığım koltukta dikleştim ve yeniden aradım.

Telefon kulağımda iken Barış komiser bana baktı gözlerimdeki saklayamadığım endişeyi görmüş olmalıydı. Bi kaç saniye daha bakıp önüne döndü. Telefon tam kapanıcakken açıldı ve bakıcının uykudan yeni uyanmış sesi geldi.

"Efendim"

"Niye ilk aramada açmadın meraktan öldüm. İyi misiniz? Bir sorun var mı? Gün içinde arayamadım yoğun bir gündü."

"Özür dilerim Gece hanım ben uyuya kalmışım Rüzgar da çoktan uyudu. Bi kaç kez ağladı ve huysuzdu bu gün."

"Anladım, sen çıkabilirsin o zaman ben bi on beş dakkaya varmış olurum iyi geceler"

"Size de"

Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım rahatlamıştım. O sorada dikkatimi kandan kıpkırmızı olmuş ellerim çekti.Acele acele çıktığımız için pansuman yapamamıştık daha doğrusu hiç aklıma gelmemişti. Çok fazla kesik, ezik, morluk ve bazı yerlerde derin yaralar vardı. Ellerimi incelemem bittiğinde bakışlarımı kaldırdım ve Barış komiser de ellerime bakıyordu. Bakışlarını ellerimden kaldırıp gözlerime dikti.

"Çok zorlandın mı?"

"Uzun zamandır eğitimlerime devam etmiyordum bu yüzden zorlandım. Devam etseydim kolay gelebilirdi"

"Hmm kesin" dedi dalga geçer bi şekilde. Sinirle ona baktım oda yola bakıyordu.

"Bitti mi yani şimdi yarın başlıyor muyum göreve?"
Kafasını salladı ama düşünceli gibiydi.

"Ne yapacağını daha net bir şekilde yarın Selimden veya Özgeden öğrenirsin."
Kafamı salladım sessiz arabada Barış komiserin ve benim nefes alışveriş sesleri dışında bir ses duyulmuyordu. Bi kaç dakika sonra ıssız yoldan şehirin içine geçtiğimizde artık nefes alışveriş sesleri gelmiyordu. Şehirin rahatsız edici gürültüsü geliyordu.

Yaklaşık beş dakika sonra pek tanımadığım ara sokaklardan giderek benim evimin önüne gelmişti. O sırada kafama dank etti. Ben evin adresini Barış komisere söylediğimi hatırlamıyorum tam soracaktım ki mesleğim aklıma geldi. Benim tüm bilgilerim onların elinde vardı zaten bu aptallığıma sırıtmadan edemedim. Ki o an kendi kendime sırıtırken Barış komisere yakalanmam mükemmel bir olaydı.

"Bizim köyde kendi kendine gülüp konuşanlara deli derler"

"Bizim köyde de öyle derler"

"Verdiğim kararları tekrar gözden geçirmem gerekmiş gibi hissediyorum bazen"
Dedi bana yan yan bakarak. Sırıtarak ona karşılık verdim. Arabadan inmeye hazırlanırken konuşmasıyla durdum.
"Ellerini kendin pansuman yapabilecek misin?"

"Yaparım, yani sanırım"
Dedim tekrar ellerime bakarak. Dudaklarımı bükerek ellerime bakmaya devam ettiğimde acıyı sanki yeni fark ediyor gibiydim.
"Çok acıyor mu?"
"Biraz"

Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin