OYUN BİTTİ

199 34 45
                                    





İYİ OKUMALAR♠️


Gözlerimi araladığımda oda karanlıktı. Zifiri karanlık. Neden bu kadar karanlık? Gözlerimi açamadım mı diye gözlerimi bile kontrol ettim ama yok uyanıktım. Gözlerim karanlığa yavaş yavaş alıştığında zihnime de en son olanlar dolmaya başladı.
Barış komiser.

En son Barış komiserle beraberdik sonra, sonrası yok. Gitti mi?

Gözlerimle dikkatlice odayı taradığımda tam karşımdaki koltukta oturan birini fark ettim. Kafasını arkaya yaslamıştı. Daha dikkatli odayı dinlediğimde kesik kesik soluk alışveriş seslerini duydum.

"Barış?"
Diye merakla seslendim odanın içine. En son Barış komiser buradaydı. Hala buradamıydı bilmiyordum? Kimdi bu?

Benim seslenişimden sonra odadan tehlikeli bir gülme sesi yayıldı.
Ateş.
Ateşin sesiydi bu.
"Ateş?"
Karşımdaki kişi oturduğu yerden kalkmadan hemen yan tarafındaki gece lambasına uzanarak gece lambasını yaktı. Ve odayı loş bir ışık sardı. Ateş bana bakıyordu ama bu bakışları farklıydı. Daha önce hiç bakmadığı gibi bakıyordu. Neydi bu gözlerindeki duygu.

Kafasını zor tutuyor gibiydi, sarhoş muydu? Neden buradaydı ve böyle psikopat gibi bakıyordu. O iyi değildi.
"Sen iyi misin?"

"Gayet iyiyim."
Dedi, buz gibi bir sesle. Ve ardından ayağa kalkarak yanıma doğru yaklaşmaya başladı. Ne oluyordu allah aşkına? Yavaşça yanıma geldi, tepemde dikilerek eliyle çenemi tuttu. Çeneme çok fazla güç uygulamadan yukarı kaldırdı. Onunla göz göze geldiğimizde bir şeyler olduğunu anladım. Gözleri hiç tekin bakmıyordu.

"Ben gayet iyiyim, ben hiç kötü olur muyum karıcım? Yada evimdeki casusum mu demeliydim."
Sözünü bitirir bitirmez iki eliyle boğazıma yapışarak beni kalktığım yatağa tekrar yapıştırdı. Çok fazla sıkıyordu canım acıyordu ve nefes alamıyordum.

O an anladım, beni öğrenmişti. Hatta belki de Barışı da öğrenmişti bilmiyordum. Nerden öğrenmişti, nasıl? Nefesim kesilirken buradan kurtulmanın bir yolunu arıyordum. Gözlerimle etrafı taradığımda kafasına vuracak bir şey bulamamıştım. Onun gözlerine tekrar baktığımda bu sefer gözlerindeki kin dışında hayal kırıklığı ve acı gördüm. Ağlıyordu, kahkaha atarak ağlıyordu.
Tamamen çıldırmış gibiydi.
Çok korkunçtu.

"Casus ha, benimle casusluk oyunu oynadın demek sevgili karıcım. Nasıl? Eğlendin mi bari?"
Ardından yukarı tavana bakarak kahkaha attı. Boynundaki damarlar tek tek sayılacak kadar şişmiş ve boğulan ben değilim de sanki oymuş gibi yüzü kıpkırmızı olmuştu.

Ayağımı kendime doğru çekerek dizimle karnına tekme attım ama bu yetmemişti. Nefessizlikten gözlerim kararırken tekrar sertçe tekme attım bu sefer onu kendimden bi kaç adım uzaklaştırmıştım. Fırsattan istifade ayağımla karnına oldukça sert bir tekme geçirdim ve iki büklüm olmasını sağladım.

Nefes nefese hızla yataktan kalkıp odanın çıkış kapısına ilerledim kapıyı açmayı denedim ama kilitliydi. Kapıyı zorlamaya başladım arada bir arkamı dönüp Ateşi kontrol ediyordum. Ateş yavaş yavaş kendine gelip ayağa kalktığında yaptığı ilk iş saçıma sarılmak oldu.

Sertçe saçımı çekerek beni yere düşürdü. Başım düşmenin etkisiyle oldukça sert bir şekilde yere vurmuştu ve beynim zonklamıştı. Ellerimi başıma sarıp zonklamanın ve acının geçmesini bekledim. Ama Ateş çıldırmış gibi benim toparlanmamı beklemeden tekrar üzerime çullandı.

Üzerime ağırlığını vermeyerek karnıma çıktı ve ellerini tekrar boğazıma sardı. Gözlerimi açamıyordum başım feci derecede ağrıyordu, buradan çıkmam lazımdı. Oyun burada bitmişti.

Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin