KAVUŞMA

305 32 20
                                    





İYİ OKUMALAR♠️


Kucağımdaki Rüzgar ile arabaya doğru ilerledim. Dedemin arkamdan bağırış sesleri geliyordu.
"Pişman olacaksın kızım, gitme o herifle, Gece!"

Söylenenlere kulak asmadım. Hemen arkamda emin adımlarla ilerleyen Ateş'in yönlendirmesiyle arabaya geçtim. Bundan sonra ne olacaktı? Hiçbir düşüncem yoktu.

Yolculuk sırasında ağlamaktan yorulan Rüzgar kucağımda uyuya kaldı. Ben ise gözlerimi dinlendirmek için kapattım ve kafamı arkaya yasladım.

Hemen karşımda oturan Ateş'in bakışların gözlerim kapalı bile hissediyordum. Dirseklerini dizlerine yaslamış kafası öne eğik alttan alttan bize bakıyordu.

"O bal rengi gözlerini üzerimizden çek."
Gözlerim kapalı istifimi bozmadan konuştum.

"Bal rengi gözlerim bunu istemiyor."
Dedi benim gibi sakin bir sesle.
Omuz silkip bir şey söylemedim ne yapmak istiyorsa yapsın.

Yarım saat sonra başka bir eve vardık. Sürekli farklı evleri nasıl buluyordu bu adam? İyice yorgunluk çökmüştü, gözlerim kapalıyken neredeyse bilincim kapanıyor uykuya dalıyordum. Kendimi engelledim kucağımda uyuyan Rüzgarın üstüne örtmek için bişeyler var mı baktım. Uykudan uyanacaktı ve üşüyecekti büyük ihtimalle.

Arabadan inmiş bizi bekleyen Ateş'in üzerindeki ceketi çıkartıp Rüzgarın üzerine örtmesini beklemiyordum. Şaşkınlığımı çaktırmadan arabadan indim. Dışarısı gerçekten soğuktu. Üşümememiz için hızlı adımlarla eve yaklaştım.

Eve girdiğimde dizaynının aynı Ateş ile ikimizin evine benzediğini fark ettim. Bunu bilerek yaptığına adım gibi emindim. Etrafıma bakmam bittiğinde kucağımdaki hareketlenen Rüzgarı yatak odasına götürmek için üst kata yöneldim.

Uzun koridorda rastgele bir yere girdim. Doğru oda olmalıydı, yatak odası simsiyah döşenmişti. Ateş'in zevkine göre yani.

Rüzgar daha fazla uyanmadan yatağa yatırıp üzerini örttüm. Pış pışlayarak tekrar uyumasını sağladım. Ben de üzerimdekileri değiştirmek için bir şeyler aradım.

Dolapların içini açtığımda Ateş'in yoğun kokusu burnuma ilişti. Derin bir nefes alıp bana uyacak bir şeyler var mı diye baktım. Eşofmanların arasında en küçük olanı buldum ve belindeki lastiği iyice sıkarak benim belimden düşmemesini sağladım.

Çünkü Ateş beyin en küçük eşofmanı bile benim boyum kadardı. Üzerimdekini de çıkarttığımda pat diye odaya dalan kişiyle hızla arkamı döndüm.
"Yavaş hayvan, insan bi kapıyı tıklatır."

Kapı pervazında durmuş beni süzüyordu. Sapık bir süzme değildi bu daha farklıydı. Ona bakmaya devam etmeyerek önüme döndüm.
"Ateş çık şu odadan."

"Sanki hiç görmediğim bir şey, bu çocuk nasıl oldu sanıyorsun Gece"
Hafif imayla söylediği şeyle yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Arkamı dönmeden dolaptan üzerime giyecek bir şeyler var mı diye bakmaya başladım.

Gri bir eşofman üstü buldum yine en küçük beden buydu. Elime aldığım tişörtü giyinmeden dolabın kapağını örttüm. Ve dolabın kapağındaki aynadan hemen arkamda duran Ateş ile göz göze geldik.

Odanın içinde loş bir ışık vardı. Ve Ateş bu ışık sayesinde vücudumdaki yara izlerini görüyordu. Siktir, Ateş yara izlerimi görüyordu. O an aklıma omzumdaki kurşun izi geldi. Ve tahmin ettiğim gibi Ateşin sıcak ellerini o izin üzerinde hissettim.

"Bu, nerede oldu?"
Anında savunmaya geçerek hızla arkamı döndüm.
"Seni ilgilendirmez, git başımdan."

Beni sarsarak dolap kapağına yasladı. Sinirlenmişti.
"Seninle ilgili her şey beni ilgilendirir Gece Adan"

Gece'ci AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin