Gece'ci Ateş

SİYAH KADIN

İYİ OKUMALAR

Kimdi bizi kurtarmaya gelen bu kadın?
Nasıl o kadar kişiyi atlatıp içeri sızmıştı?
Bu neredeyse imkansız gibi bir şeydi.

Resmen bir sürüngen gibi demirlere tutuna tutuna tavanda sessizce ilerliyordu. Gözlerimi dikkat çekmemek için ondan çektim Barışda aynı anda gözlerini kadınsan çekerek bana baktı.
"Dayan, çok az kaldı."
Dedim ona, sadece başını sallamakla yetindi. Gücü tükenmek üzereydi. Ateş tüm hırsını çıkarmak ister gibi bir yumruk daha attı. Barışa hırsını kusmaktan etrafta olan bitenlere dikkat etmiyordu. Tepemizdeki kadın demirlerden tutunarak sessizce arka tarafa yöneldi bir planı olmalıydı.

Kadın gözden kaybolduğunda dikkatimi tekrar Barışa verdim. O kadın her kimse daha hızlı olması lazımdı. Barışın durumu hiç ama hiç iyi görünmüyordu. Ateş saçlarından tuttu ve öne düşen kafasını kaldırarak yüz yüze gelmelerini sağladı.
"Konuşsana lan."
Barış güçlükle sırıtarak konuştu.
"Asla"
Sesi kısılmıştı konuşmakta güçlük çekiyordu ama hala Ateşe dikleniyordu.

Ateş hırsla bağırarak sert bir yumruk daha geçirdi Barışın suratına. Barış ağzına gelen kanı yan tarafa tükürerek öne düşen kafasını kaldırdı. Anlık bir kaç saniye benim arka tarafımda bir yere baktı. Ateş hala onunla ilgilendiği için kısa kesti. Ateşin bakmadığına emin olduktan sonra hızla arkama baktım. Siyahlı kadın sessiz ama hızlı adımlarla bana yaklaştı.

O sırada Ateş tam bana doğru dönmek üzereydi ki Barış dikkati kendine çekmek için ona laf attı.
"Suratıma çok vurma kız arkadaşım beğenmeyecek sonra"
Ardın sırıttı. Ateşi kışkırtarak kendine zarar vermişti. Ateş üst üste yumruklarını suratına geçiriyordu.

"Hadi, hızlı"
Sessizce arkamda bileklerimi çözen kadına doğru konuştum. Bileklerimi çözer çözmez Ateşe yönelerek bıçağın keskin olmayan tarafıyla ense kısmına sertçe vurdu onu bayılmak için. Aldığı darbe ile yere yığıldı Ateş.
Bileklerim çözüldüğü için tökezledim ama anında kendimi toplayarak Barışa doğru koştum. Kafasını arkaya yatırmış kesik kesik nefesler alıp veriyordu.

"Kurtulduk, kurtulduk lütfen biraz daha dayan."
Kadın Ateşin ellerini ayaklarını bağılamaya çalışırken Ateş bir anda hortlak gibi kadının üzerine saldırarak uyandı. Daha doğrusu hiç bayılmamıştı sanırım. Siyahlı kadın geriye sıçrayarak saldırıdan sıyrıldı. Belindeki bıçağı çıkartarak ayağa kalktı Ateş. Bir elinde sıkıca tuttuğu bıçak vardı diğeriyle ensesini okşuyordu.

"Sen de kimsin lan? İçeriye nasıl girdin?"
Diye siyahlı kadına sordu. İkisinine bakarken bir yandan da hızla Barışı çözdüm. Suratını ellerimin arasına alarak gözümün içine bakmasını sağladım.
"Dayanıcaksın."
Diye konuldum daha çok emir verir gibi. Sırıtarak kafa salladı. Kafasını yavaşça bırakarak Ateşe yöneldim.

Siyahlı kadının yanına geçerek Ateşin üzerine yürüdüm.
"Şimdi ne yapacaksın? Artık teslim olmaktan başka bir yolun kalmadı Ateş."
Ateşin gözleri dış kapıya kaydı. İçeriye Ateş'in adamlarından biri girdi.
"Patron baskın yedik, çok kalabalıklar."
Ateş duyduklarıyla surat ifadesi değişti.
"Kahretsin"
Bir bana bir de yanımdaki kadına baktı. Bende onunla beraber kadına kısa bir göz gezdirdim. Benden biraz daha kısaydı ama vücudu oldukça çevikti. Dik duruşuyla simsiyah kıyafetin içinde oldukça iyi duruyordu.

"Çekiliyoruz"
Bize bakarak söyledi.
"Kaçabileceğini mi sanıyorsun?"
Diye sordum ona. O surada Ateş'in bir kaç adamı daha içeriye girdi. Kadın belindeki silahı çıkartarak birini bana uzattı diğerini de kendi aldı. Benim gözlerimin içine baktığında o gözlerde tanıdık birini gördüm sanki ama çıkartamamıştım. Başını sakladığında ona aynı şekilde karşılık verdim.