Ethem bey evde ve müsait olduğunu söyleyince çıkıp yanına gittiler. Ethem Kuzguncuk'ta ki evin sahibini arayıp konuştu. Ev hala satılmamıştı. Fiyat da oldukça iyiydi. Evi Buğra'nın üzerine alacaktı. Üç gün sonra işlemler için Buğra İstanbul'a gidecekti. Bu şekilde konuşmuştu ev sahibi ile. Buğra el kol hareketleri ile kabul etmediğini söylese de nafileydi. Ethem bey en başta söylemişti, Özge için satmış, tekrar Özge için alacaktı. Buğra'yı her defasında daha çok şaşırtıyordu Ethem. Buğra ile özel olarak konuşmak için Eray'dan izin isteyip balkona çıktı, Buğra da arkasından.
"Oğlum sana babalık yapmadım biliyorum. Bülent sağken bana düşmez gibi geldi nedense. Hep güçlü bir adam olmanı istediğim için seni ezdim biraz. Çok narin ve kırılgan bir çocuktun çünkü. Hayat seni ezmesin istedim. Baktım ki sana kötülük etmişim, Bülent ile konuştum. Eray'ın babasıyla konuştuk. Askeriyeden arkadaşımız nihayetinde, dedik Eray ile kalsın onunla okusun, tamam dedi hemen. Murat sayesinde hep senden haberdar olduk. Bi aşk meşk lafları dönüyordu. Kimdir nedir bi öğrenelim dedik. Bülent sormuş öğrenmiş. Beni aradı. Bizim oğlanı toparlarsa bu kız toparlar Ethem dedi. Duydum ayrılmışsınız çok üzüldüm. Eray Murat'a alkolü bıraktığını, uzun zamandır içmediğini söylemiş, sonra tıp fakültesini kazandığını duyduk. Oğlum, beni düşman bellediğin için arayıp soramadım seni ama ne gurur duydum seninle bir bilsen. O arabayı sana Bülent aldı aslında. Sana yatırdığım para kadar o da katlayıp ekledi. Bana kalsa ben daha İzmir'e geldiğinde sana gerçeklerin söylenmesi taraftarıydım. Ama o zaman hepten bitik hale gelmenden korktuk. Özge var ya, o bizim meleğimiz. Ona ne yapsak az. Sende her güzel şeyi sonuna kadar hak ediyorsun oğlum. Seni böyle dimdik karının yanında görünce koltuklarımız kabarıyor. Aferin sana evlat, aferin. "
"ben hep varlığınıza, sevginize ihtiyaç duydum babacım. Sizin bana uzak durmanıza mana veremedim hiç. Hep ne kabahat işledim diye kendimi sorguladım. Nasıl olduysa alkol yoldaş oldu. Eray bana kardeş oldu, Özge benim her şeyim. Zor günlerimizde bize verdiğiniz destekleri asla unutmayacağız. Babacım, biz artık kendi kabuğumuzun içine çekilmek, evliliğimizin tadını çıkarmak için baş başa kalmak istiyoruz. Lütfen bizi yanlış anlamayın, böyle kocaman, kalabalık bir aile olduk. İnanın bundan dolayı çok mutluyuz ikimizde...
"bende seninle bunu konuşacaktım oğlum. Ben her şeyin farkındayım merak etme. Seni çok iyi anlıyorum. Çok ta hak veriyorum. Sizi artık özgür bırakmalıyız. Buna ihtiyacınız var bence de. Kuzguncuk'a gidip evi al. Özge nasıl isterse evi öyle tadilat yaptır. Buradaki ev dursun. Tatillerde kendi özel alanınız olsun. Oraya yeni eşyalar al. Babalarınız olarak biz hepsini karşılayacağız. Annen ve teyzen Özge için araba alacaklarmış. Sen o konuyla da ilgilenirsin. Sonrası için sizden tek beklentimiz kendinize iyi bakmanız, üniversiteyi bitirmeniz, bize torun sevgisi tattırmanız. Sen Özge ile konuş senle gelmek ister belki. Arabayı da zevkine göre bulursanız haber edersiniz. Tamam mı aslan oğlum?"
"babacım çok teşekkür ederim. Her şey için. Biz kalkalım, arkadaşlarla buluşacağız da. "
"müsaade sizin oğlum, selametle. Selam söyle kızıma. "
"baş üstüne babacım"
Eray'a giderken aralarında geçen diyaloğu anlattı. Çalan telefonu açtı
"sevgilim geliyoruz sizi almaya, yoldayız."
"Buğra bey sizi dayımın yanında biliyorduk ama siz çoktan tüymüşsünüz."
"bara gittik aşkım. "
"seçeneklerin içinde saydığımı hatırlamıyorum ben? "
"beni başından savarsan nereye savrulacağım belli olmaz. "
" serseri! Biz geldik, restorandayız. Burada göremeyince merak ettim hayatım. "
"on dakikaya oradayız yavrum. "
Buğra ve Eray vardıklarında Asuman yeni giriyordu. Sarp ve Hakan henüz yoklardı.
"nasıl geçti gününüz? "
"çok iyi geçti. Bunu sık sık tekrarlamayı düşünüyoruz. "
"bu pek mümkün olmayacak sevgilim. "
"niye acaba? "
"İstanbul'a gidiyoruz. "
"iki ay var daha ona. O zamana kadar kırk kere buluşuruz biz. "
"iki üç gün sonra gideceğiz güzelim. "
"yine kafana göre plan yapıyorsun hayatım. Bunaldın biliyorum ama iki ay ne ki? "
"ha, yok ondan değil. Kuzguncuk'ta ki evi tekrar almaya gidiyoruz. Yani ben giderken sen burada kalmazsın herhalde?"
"aaa ciddi misin, Ethem babam mı alıyor? "
"evet ama bize alıyor. "
"ya canım benim. Çok duygulandım şimdi. E sen gider, gelirsin aşkım. "
"valla güzelim ben nereye sen oraya. Ayrıca gelmeye mecbursun. Ev tadilat olacak, eşya alınacak. Bunları ben tek başıma yapamam. "
"ne gerek var hayatım. Ben o evi öyle seviyorum. "
"aşkım eşyaların hepsi babamın Kemalpaşa'da ki bağ evine geldi. Ev boşalınca bütün döküğü ortaya çıkmış. Kapı, pencere, banyo, tuvalet, mutfak, döşemeler yani her şey değişecek. "
"e biz bunlar olurken nerede kalacağız hayatım? "
"benim ev boş yengem, orada kalırsınız."
"bakarız kardeşim duruma göre. Oya otelde kalacakmış sevgilim. "
"e bizde orda otelde kalalım madem. "
"kızma yengem. O rahatsız etmek istemediği için öyle düşünmüş. Zaten evde iki gün sonra rahatsız edecek kimse olmayacak. "
"evde olsaydık ta rahatsız olmazdık. Çok güzel olurdu ayrıca. Çok ansız verilmiş bir karar oldu bu. Ne kadar sürer bu dediklerini yapmamız hayatım. "
"bilmiyorum bebeğim bir ayı bulabilir. Babam elektrik, su tesisatını da yenileyin dedi. Yani uzun sürebilir işlerin tamamlanması. Bitince gelip yarım kalan turumuzu tamamlar, dinlenir, tatil yaparız. Aslında zamanlama çok iyi oldu."
"o açıdan bakarsak evet, haklısın. "
"e yeni eviniz hayırlı olsun yengem. "
Sarp ve Hakan gelince kısaca özet geçip sohbete devam ettiler. Beyhan ve Arhan'ın olmama sebepleri herkesi mutlu etmişti. Serap kitabından bahsederken Sarp bir yüzük kutusuyla yanına diz çöktü. Serap hayretle ağzını kapatıp daha o evlenme teklifi etmeden "evet, evet sevgilim "diye parmağını uzattı. Plan aslında öyle değildi. Serap gibi Sarp da planı bozmuştu. Onların bu heyecanlı halleri herkesi güldürmüştü. Yemek sonrası Faruk, Sarp ve Serap'ın şarkısını açacak, ışıkları kısacaktı. Sarp romantik bir evlenme teklifi yapacak, kesin şekilde Serap kabul edecekti. Pasta ve dans gibi detaylarda vardı. Güller bile daha gelmemişti. Faruk gelip zamanı geri alıyor gibi yaparak Serap'ın parmağından yüzüğü çıkarıp kutuya koydu. Sarp'ı yerine oturttu.
"e Serap kitaptan bahsediyordun "
Serap Sarp'ın cebine giden yüzük kutusuna bakarak
"ama o benim yüzüğüm! "
"tamam kız, senin biliyoruz onu. Ama sen bunları şimdilik yaşanmadı say. Merak etme o yüzük parmağında çıkacaksın bu akşam buradan. "
Beklenen sıralamaya riayet edilerek gecenin sonlarına doğru teklif anı tekrar geldi. Yüzük, müzik, ışıklar, güller, pasta ve tebrikler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)
RomanceÖzge defalarca ölümün kıyısına gidip günlerce oradan, geride bırakmak üzere olduğu hayatı düşünmüştü. Öldüğünde tekrar kavuşacakları zamana kadar , hasret, özlem, aşk acısı gibi duygular yaşayacak mıydı? Yoksa film bitecek, motor duracak, son sahn...