"oğlum, yapmayın. Len oğlum böyle adet mi olur..
Buğra Özge'nin omzuna elini attı. Eray'a gülerek el salladı. Eray güverteden ahlayarak
"ciğerimi döktünüz insafsızlar, alacağınız olsun "
Gülerek oradan ayrıldılar. Buğra kendi teknesini bu tekne ile takas edip Eray'a düğün hediyesi olarak almıştı. Sevdiklerine canını isteseler vermekten çekinmeyecek biriydi Buğra. Aşkı, kardeşliği, dostluğu, acıyı dibine kadar yaşıyordu. Sahip olduğu her şeyi, herkes ile paylaşmak onu en çok mutlu eden şeydi. Mutluluğu, hüznü, utancı, öfkeyi asla gizleyemiyordu. Gözleri onun ruhunun aynasıydı. Ne yaşadığını onu tanıyan biri anında ona baktığında anlayabilirdi. Özge artık tüm kimyasını ezberlemişti. Buğra göz temasından kaçıyorsa minikte olsa bir kabahat işlemişti. Özge bunu anlayıp sıkıştırmaya başlıyordu. Yalan söyleyemediği için en fazla eksik bilgi veriyordu. Genelde sürpriz yapıyorsa ya da sır olarak tutması gerektiği bir bilgi verildiyse böyle yapıyordu. O gün Buğra okul dönüşü alışveriş yapmış, gelir gelmez mutfağa girmişti. Normalde geldiğinde gebeliğini çoğunlukla yatarak geçirmek zorunda olan Özge'nin yanına yatar, onunla oynaşır, neler yaptığını tek tek anlatırdı. Özge'yi öpmüş, karnını okşayıp bebeğiyle konuşup mutfağa geçmişti. Özge kalkıp yanına gitti. Arkasından ona sarıldı.
" yemek var aşkım, Bahar abla yaptı"
"canım bugün bunlardan istedi. "
" okulda bir şey yemedin herhalde? "
" yedim sevgilim "
" mutfağa dalınca hemen, ne bileyim "
"ya evet, acıktım da ondan "
" sen bak bakayım bi bana"
"yemek yapıyorum bebeğim"
"bak bak"
Buğra döndü.
"gözüme bak, korkma"
" niye sıkıştırıyorsun yavrum. Sen gidip uzanır mısın? "
" sende iki gündür bi haller var, öt bakalım "
" yok kızım bir şey. Dolanma yoksa oturup seni yerim. "
"öyle olsun, dökülürsün kendin nasılsa"
Özge koltuğa uzandı. Buğra'nın telefonu çaldı.
"evet.. Tamam.. Hı hı.. Tamam.. "
Kişi yok, başka bir kelime yok. On dakika sonra Buğra
" sevgilim tatlı almaya gidiyorum, senin canın ne istiyor? "
"seni pataklamak"
" niye kız? "
"sen kimle konuştun demin? "
" Eray'la "
"yalan söyleme, ben anlamaz mıyım?"
"hadi çabuk söyle"
"git, acelen neyse artık. İstemiyorum tatlı falan "
" bakarım ben"
Anahtarı alıp çıktı. Özge kesinlikle bir iş çevirdiğini düşündü. Aradan neredeyse bir saat geçti. Tatlı almaya Şam'a gitti herhalde dedi. Sonra arabanın sesini duydu. Özge kapıya sırtını döndü. Buğra
" bak aşkım ne aldım sana? "
" bu kadar zamanda baklava açardım ben sana "
" ama bi bak bayılacaksın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)
RomanceÖzge defalarca ölümün kıyısına gidip günlerce oradan, geride bırakmak üzere olduğu hayatı düşünmüştü. Öldüğünde tekrar kavuşacakları zamana kadar , hasret, özlem, aşk acısı gibi duygular yaşayacak mıydı? Yoksa film bitecek, motor duracak, son sahn...