Ölümsüz 44

16 2 0
                                    

" yürü gidiyoruz"

"nereye? "

"yüzleştireceğim sizi "

" yalan söyledim mi diyecek sanıyorsun, iftira attım mı diyecek? Sen bana itimat etmiyorsun "

" Kapıyı çekip gitmiyorum ki, ben eve sabah döndüm. Bu saate kadar İzmir'e varmıştım, gitmedim. Şimdi ya benimle gelirsin, yada kendine kalacak bir yer bulursun. "

" yani bu da bi şey. Gidelim "

Özge montunu giyip kapıya ilerlerken bacakları titriyordu. Buğra montunu askıdan çekip kapıyı kapattı.

"olabildiğince objektif ol lütfen. O aramızda geçen, yani benim sana yaptığım şey, sana yaptığım tek hata. Psikolojim iyi değildi. Kendimi kaybetmiştim. Yoksa... Neyse "

Özge cevap vermeden yürümeye devam etti. Evin önüne geldiler. Zile bastı. Işıl kapıyı açmadan önce Özge Buğra'nın elini tuttu. Buğra önce eline sonra yüzüne baktı. Işıl kapıyı açıp onları karşısında elele görünce çok şaşırdı.

"sen bu adamı o kadar şeyin üzerine koca diye koluna takıp ne demeye buraya geldin? "

"içeri girebilir miyiz? "

" sen girebilirsin ama bu sapık giremez"

Buğra

"şimdi şurada gırtlağına yapışmamam için bir sebep söyle. Özge'ye gerçeği anlat hemen "

"ben bütün olanı biteni anlattım zaten. Sen hangi yüzle buraya geldin?"

" ben sana elimi bile sürmedim. Sırf bu yüzden Özge'ye bu yalanlara boğdun."

" öyle mi? O zaman bunlar ne? "

Işıl eşofman üstünü kaldırıp derisindeki çizik ve kızarıklıkları gösterdi. Özge onları görünce Buğra'ya bakıp merdivenlere yöneldi. Özge eğer dikkat etseydi onların birkaç saatlik izler olduğunu anlayabilirdi. Ama Buğra aradaki farkı biliyordu. Kabuk bağlamamış çizikler, taze kızarıklıklar onu temize çıkaracak kadar yeniydi. Buğra

" bekle döneceğim"

" kalıcı olarak bekliyorum"

" Özge giderse kendini ölmüş bil Işıl "

"aman ne korktum"

Buğra Özge'yi geri getirmek için arkasından koştu. Köşeyi döndüğünde Özge'nin yolda olmadığını gördü. Sağa sola bakındı. Eve kadar uzanan yolu o kadar çabuk gitmiş olamazdı. Yine de önce eve gitti. Cep telefonundan aradı ama telefon sehpanın üzerinde duruyordu. Özge arka sokakta kalan çay ocağına gitmişti. Esat bey çaydanlıkları boşaltıyordu. Özge'yi kapıda görünce

" kızım hoş geldin. Buyur geç içeri. "

" Esat amca..

Özge ağlayarak kendini onun göğsüne attı. Esat bey elini pantolonuna kurulayarak sarıldı

" ne oldu evladım, niye ağlıyorsun? Gel otur şuraya. "

Özge'yi sandalyeye oturtup dükkanı kapattı. "Kapalıdır" yazısını çevirdi.

" amcam ne oldu anlat bana? Dur sana bir bardak su vereyim, kendine gel. "

Özge sudan biraz içip kendini masaya kapattı.

" Esat amca ışığı kapatır mısın? Sokak lambası yeterli gibi"

" niye kızım? "

" Buğra gelirse kapalı sansın, lütfen"

" kapatayım amcam "

"teşekkür ederim "

"tamam anlat bakayım şimdi. Buğra sana bir şey mi yaptı yoksa? "

"bana bir şey sorma lütfen Esat amca. Zira anlatamam. Ben yanıma hiçbir şey almadan çıktımda, bu gece burada kalabilir miyim? "

" burada yatacak yer mi var amcam? Bize gideriz istersen. Yengen sana yatak yapar, yatar uyursun. "

" yok ben hiç rahatsızlık vermeyeyim "

" a kızım, ne rahatsızlığı. Baksana cam kırık, zaten ısınmıyor içerisi. Burada sobada yansa donarsın "

Özge cama bakınca daha fazla ağlamaya başladı. Planda o gün camcı getirip camı değiştirteceklerdi.

" benim az biraz işim kaldı. Beş dakika sonra çıkarız amcam, iyi mi? "

" eşiniz rahatsız olmaz mı? "

" bayılır misafire benim hanım. Hele senin gibi tatlı misafirlere"

"çok teşekkür ederim Esat amca. Başına dert oldum akşam akşam. Gidecek başka yer gelmedi aklıma. Ayaklarım beni buraya getirdi "

" Buğra telaşa kapılmasaydı. Bizde olduğunu bilseydi"

" hayır, istemiyorum. "

"sen bilirsin kızım "

Esat bey ortalığı toparlayınca çıktılar. Buğra bir ihtimal diyerek geldiğinde onlar eve varmışlardı. Buğra arabaya binip sokak sokak aradı onu. Yanında ne telefonu vardı ne parası. Uzaklaşmış olamazdı. Anahtarı yanındaydı sadece. En yukarılara, sahile, çarşıya her yere baktı. Bir ihtimal ödemeyi orada yapacak şekilde taksiyle Oya'ya gitmiş olabilir diye düşündü. Oya'yı aradı. Üstü kapalı konuştu. Orada olmadığını öğrendi. Olsaydı onlar mutlaka ona haber verirlerdi. Eray'ı aramadı çünkü Oya'nın yanındaydı. Oya ve Esat varken başka kime gidebilirdi. Meral, Kutsal?.. Meral'in numarasını ezbere bilmediğini biliyordu. Evine de hiç gitmemişti. Meral'i eledi. Kutsal?.. Ona gitmiş olabilirdi. Evini, telefonunu biliyordu. Eve gidip Özge'nin telefon rehberine girdi. Kutsal'ın numarasını aradı. İlk çalışında kapattı." Karımın o adamın yanında ne işi var. Orda olamaz, olmamalı" dedi. Birkaç dakika sonra telefon çaldı. Kutsal Özge'ye telefonundan geri döndüğüne göre orada değil dedi. Telefonu açmadı. Hemen ardından mesaj geldi.

" beni aramışsın Özge. Görünce aradım hemen. Sanırım müsait değilsin. Seni çok merak ettim. Hiç iyi görünmüyordun. Umarım önemli bir şey yoktur. "

Buğra mesajı okudu. Artık onunla olmadığından emindi. Tekrar sokağa çıkıp bakındı. Saatlerce, her yeri, tekrar tekrar...

Sabaha doğru karakola gitti. Işıl'ı, eşinin eve gelmediğini söyleyip, kendini temize çıkarmasının nasıl mümkün olacağını sordu. Elinden bir kaza çıkmasından korkuyordu. Polis memuru , doktor raporu ile mümkün olabileceğini söyledi. Işıl polis eşliğinde evinden karakola, oradan muayeneye götürüldü. İzler 17 saatlikti. Polis memuru 24 saat sonra ancak kayıp olarak kabul ettiklerini söyleyip Özge için akşam saatlerini beklemesini söylediler. Özge o arada eve gelmiş, çantasını, defter kitapları ile birkaç giysi alıp çıkmıştı. Telefonu Buğra'nın yanındaydı. Onu bulamadı. Önce bankaya gidip Buğra'nın kendisine yatırdığı paranın tamamını onun hesabına aktardı. Kendi eski hesabından para çekip avukata gitti. Boşanma davası açıp okula geçti.

Buğra karakoldan çıkıp eve dönerken Esat beye uğradı. Ona Özge'yi görüp görmediğini sordu.

" Özge dün akşam buraya geldi. Çay ocağında kalmak istedi. Aldım eve götürdüm. Çok üzgündü. Sabaha kadar hanımla onun hıçkırıklarından uyuyamadık. Sabah kahvaltı bile yapmadan çıktı. Ne olduğunu da anlatmadı. "

" ben geldim buraya ama kapalıydı. Belki de kıl payı kaçırdım sizi. Bütün gece aramadığım yer kalmadı. Nereye gittiğini söyledi mi peki? "

" ara haber ver dedim ama istemedi. Nereye gittiğini bilmiyorum. Oğlum kızı niye üzdün bu kadar? Vurdun mu, kırdın mı, ne yaptın? "

" ben ona kıyabilir miyim Esat amca? Ona zarar verebilir miyim? Bana büyük haksızlık ediyor. Ben sonra uğrarım yine. Telefon numaramı yazayım bir yere, olur ki tekrar gelirse beni ara ne olur. "

"sana inanıyorum evlat. Yaz sen şuraya. Gelirse, görürsem mutlaka ararım. Git bul, al kızın gönlünü "

ÖLÜMSÜZ (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin