ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)

Ölümsüz 57

İyice birbirlerine sokuldular. Özge ağlıyordu. Rüyanın etkisinden çıkamıyordu.

"beni Özge diye meletme sevgilim. "

Buğra Özge'nin dudaklarına yöneldi.

Güneş ışıkları odaya doluyordu. Buğra hiç uyumamıştı. Özge ışıktan rahatsız olup uyandığında Buğra ile göz göze geldi.

" güzel meleğim, günaydın "

" günaydın canım. Uyumadın mı sen?"

"uykum gelmedi. "

"sen duşa gir, ben sana kahvaltı hazırlayayım. Bahar ablalar gelince onlar ile yaparım bende. "

"arasak gelmese bugün? "

" çok işi var bugün. Yarına ev hazır olsun. "

"Özge, lütfen "

" olmaz canım, kusura bakma "

" kaçta gidiyor? "

"işi ne zaman biterse. "

" son derse girmesek? "

" ders ekerek nasıl doktor çıkacaksın acaba? Hadi canım sen "

" kafamı derslere veremiyorum ki"

" o diploma alınacak Buğra efendi. Kendini versen iyi olur "

" kahvaltı yapmayacağım. Benim için hazırlama. Biraz daha yatalım. "

"yarım saat daha. Sonra o kahvaltı yapılacak. Sana güzel bir omlet yaparım, tamam mı? "

"tamam "

Buğra giyinirken Bahar ve Doğa geldi. Doğa oyuncak evi görünce yanına gitti.

"beğendin mi tatlım? "

"evet, kimin? "

"acaba kimin? "

Buğra aşağı inip Doğa'nın yanına gitti. Elini uzattı.

"merhaba ben Buğra, sen de Doğa olmalısın"

"evet"

"oyun evini nasıl buldun? "

"benim mi bu? "

"evet, Özge ablan senin için almış. "

Bahar

"Özge hanım niye zahmet ettiniz? Valla bizi mahcup ediyorsunuz "

"Doğacım sıkılmasın diye. İçine oyuncaklar alacağız daha. Çok eğlenceli şeyler yapacağız birlikte "

Bahar Özge'nin iyi niyetli tavırları karşısında duygulanıyor, kendini şanslı hissediyordu. Buğra

" Özgecim yiyip çıkalım. Sen daha hazır değilsin. Derse geç kalacağız "

"ben bugün gitmeyeceğim. Sen ye çık"

" sen bilirsin, işler bitince ararsın beni"

Bahar

"ben ne istiyorsanız yaparım. Siz okulunuzdan kalmayın"

"yok Bahar abla, benim özel işlerim var. "

Buğra'yı geçirdikten sonra Doğa'nın yanına oturdu. Doğa dikkatle Özge'nin karnına bakıyordu. Özge kıyafetinde leke olduğunu düşünüp önüne baktı. Göremeyince kaldırıp baktı. Doğa elini karnına götürdü. Eli değmiyordu. Bir iki santim mesafede tutuyordu. Elini tuttuğu yerde şiddetli bir yanma hissetti, kendine geldiğinde yerde yatıyordu. Doğa koltuktan dışarı bakıyordu. Bahar başının altına yastık koymuştu.