Damacanadan sürahiye su doldurup, dolaptan bir bardak çıkardı. Göz ucuyla Özge’ye bakıyordu. O sırada Özge tenceredeki yemeği karıştırıyordu. Onun omzunun üzerinden yemeğe baktı. Saçını kokladı. Artık konuşup barışmak istiyordu. Özge kaçar gibi önünden çekilince susmayı tercih etti. Söylediği şeyin nereye vardığının farkındaydı. Özge sinirlenmekte haklıydı. Acilen durumu toparlaması gerekiyordu. Ortaya konuşma yapmayla başladı.
“ısındı yemek, kapatıyorum altını “
“..... “
“bende çok acıktım. Tabak çıkarayım da birlikte yiyelim. “
“..... “
Özge yemeden mutfaktan çıkacakken elini tutup durdurdu.
“tamam sen ye, ben sonra yerim “
Salona geçti. Özge hızlıca yiyerek yukarı çıktı. Yatak odasından kıyafet seçti, pijamasını alıp yan odaya geçti. Üstünü değiştirip yatağa yattı. Televizyon izlerken uyuyakaldı. Buğra onun diğer odada uyuyacağını anladığında canı daha da sıkıldı. Kapısını sessizce açtı. Televizyon açık kalmış , Özge uyuyordu. Pijamasını giyip onun yanına uzandı. Uyuması baya geç bir saati bulmuştu. Özge sabah onu yanında görmeyi beklemediği için önce bi irkildi. Yavaşça yataktan kalktı, sandalyenin üzerinden kıyafetini alıp parmak ucunda çıktı. Giyindi, saçını toparladı. Bir dilim ekmeğe bal sürüp bir bardak süt ile yedi. Hava kapalıydı. Çantasına şemsiye koydu. Mevsimlik, spor bir ceketi çantasına geçirdi. Defterlerini aldı. Ders programının yazılı olduğu kağıt salonda, sehpanın üzerindeydi. Yanında Buğra’nın ders programı duruyordu. Şöyle bir göz gezdirip yerine bıraktı. Buğra’nın dersi iki saat sonra başlıyordu. Anahtarını alıp çıktı. Minibüs güzergahına geldiğinde istemsizce dönüp geriye baktı. Buğra uyanıp arkasından gelir diye tahmin ediyordu. Gelen minibüse bindi. Yanına oturan kadının parfümünden çok rahatsız olunca inmesi gereken duraktan birkaç durak önce indi. Yanından geçen birinden yol tarifi istedi. Yürüyerek durağa gitti. Otobüse binip kampüsün önünde indi. İçi dışına çıkmış, beti benzi atmıştı. Duvara dayandı. Daha önceki sınıfından Meral yanına geldi.
“ Özge iyi misin? “
“kusacağım sanırım, midem bulanıyor”
“ gel şuraya geçelim “
Meral elindeki poşeti boşaltıp ona uzattı.
“bakmıyorum rahat ol, kimse yok etrafta da “
Özge poşeti aldı ama rahatlayamadı.
“ şekerim hayırdır? Bebek mi geliyor yoksa? “
“ üşüttüm herhalde midemi. Gerçi özel günlerimde de bulantım oluyor benim. “
“hım değilsin yani? “
“o kadar çok ilaç alıyorum ki Meral, bu hiç iyi olmaz. Ayrıca okurken, düşünebiliyor musun? “
“ düşünemedim şekerim. Daha iyice misin? Ders başlamak üzere. “
“gidelim canım, sağ ol ilgilendiğin için”
“rica ederim, ne demek “
“Kutsal hoca dün koridorda sana bakıp durdu yine, fark ettin mi? Unutamadı herhalde “
“ aramızda bir şey yoktu bizim. Dostane bir ilişkiydi. Yani en azından benim için öyleydi. Çok saygı duyduğum, değerli bir hoca. “
“ ona saygı duymayan, sevmeyen tek öğrenci duymadım. Ama sana her zaman özel ilgisi vardı. Ve bence hala var. “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)
RomanceÖzge defalarca ölümün kıyısına gidip günlerce oradan, geride bırakmak üzere olduğu hayatı düşünmüştü. Öldüğünde tekrar kavuşacakları zamana kadar , hasret, özlem, aşk acısı gibi duygular yaşayacak mıydı? Yoksa film bitecek, motor duracak, son sahn...