Birbirlerine sokulup uyudular. İki saat sonra Buğra kabus görüp sıçradı. Özge’ye sarıldı iyice. İçini büyük bir korku kaplamıştı. Işıl’ın sözleri kulağında yankılanıyordu. Özge’yi durduk yere huzursuz etmek de istemiyordu. Söylemezse ve eğer Işıl’ın tehditlerinin altı doluysa, o zaman kendini aklamak ile uğraşmak zorunda kalacaktı. Oraya gitmekle ne büyük bir hata yaptığının farkındaydı. Bunu daha makinenin önüne çöktüğünde anlamıştı. Sonrasında niye durduğunu sorguluyordu. Özge yemeğe kalışını bile sorgulayabilirdi. Ona dayısına gittiği için tavır yaparken hemde.
Özge onun sıçradıktan sonra uyumadığını fark etti.
“ kabus mu gördün aşkım? “
“uyu sen bebeğim “
“ yok ya yetti. Ne gördün rüyanda? “
“ bir kuyuya düşüyordum. Derin ve karanlık bir kuyu. Ayaklarım kırılıyor. Bakıyorum merdiven gibi bir şey var mı diye. Kolumdan güç alıp çıkarım diyorum. Ayak ucumda siyah giyimli biri beliriyor. Elinde bir tornavida var. Bana gösterip çirkin çirkin gülüyor. Basamaklar sağdan soldan vidalıymış. Onları tepe taklak durup söküp atıyor. Orda kalakalıyorum. Sözde sen yukardaymışsın, bağırıyorum duymuyorsun beni. Çok kötü bir rüyaydı “
“ay Allah hayra çıkarsın aşkım. Cidden kasvetli bir rüyaymış. Seni biraz sıkıştırdım herhalde. Birde tok yattık. Aslında tok karnına uyumamak lazım. Ondan öyle kabus görmüşsündür. “
“ olabilir “
“anlat bakalım bensiz neler yaptın? “
“ ders, sınavlar.. Biliyorsun işte. Sorduğunda cevaplamayı unutmuşum. İyi geçti hepsi. Dün akşam öyle bi çıkıp koştum. Esat amcaya uğradım, çay içtik. Çok sevindi evlendiğimize. Yalnız görünce ayrıldık sanmış. Öyle muhabbet ettik biraz. Sana evlenme teklifimi Bolu’da yaptığımı söyledim. Çok selam söyledi sana. Mutlaka bekliyorum birlikte sizi dedi. “
“ tam bu zamanlardı. Donumuza kadar ıslanmıştık. İlk yağmurda yine çıkıp gidelim. “
“ gidelim sevgilim. Ya dükkanın camı çatlamış. Soğuk giriyordu. Yaptıramadı herhalde. Pazartesi gidelim mi? Camcıyı arayayım. Ölçü alsın yapsın. Yazık adamcağız çaydan ne kazanıyor ki yaptırsın “
“ ya sen ne iyi, ne düşünceli, ne cömert bir adamsın. Bayılıyorum bu özelliğine. “
“ canım sana bir haberim var. Babam sen hastanede yatarken bir gün kantine götürdü beni. Geliri ile ticaret yapıyormuş. Al sat işleri, ne denk gelirse. O zaman ihtiyacım olmadığını düşündüğüm bir parayı ona aktardım. Onu baya arttırmış. Sonra bir arkadaşı bir hisse senedini tavsiye etmiş. Babam ikimizin de parasını yatırmış ona. Geçen bir komşusu dağ evini satmak istediğini söylemiş. Evde hangisi biliyor musun. Hani yamaçta her yeri gören ahşap, önü cam bir ev vardı ya, senin çok beğendiğin. İşte o ev. Babam da gidip bakayım hisse ne oldu, yeterse alırım çocuklara demiş. 1000 liradan aldığı hisse olmuş 196 bin. Arkadaşını aramış hemen, bu tavsiye eden. Adam satma daha çıkacak demiş. 15 günde olmuş 221 bin. Bana sordu, böyle böyle satayım mı dursun mu senin hissen diye. Bende sen bilirsin dedim. Bozmuş hisseleri. Bizimkinin yarısını hesabıma yatırmış. Yarısını ticaret için tutmuş. O evi de almış bu arada. Geldiğinizde üstüne geçiririm dedi. “
“ ne kadar ketumsun sen. Ben olsam anında söylerdim sana. Ne zaman oldu bunlar. “
“ hadi tahmin et? “
“ ay tansiyonu ondan mı yükselmiş, heyecandan mı? “
“aferin akıllı bıdık. Sen pasta almaya gittiğinde konuştuk detayları.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)
Roman d'amourÖzge defalarca ölümün kıyısına gidip günlerce oradan, geride bırakmak üzere olduğu hayatı düşünmüştü. Öldüğünde tekrar kavuşacakları zamana kadar , hasret, özlem, aşk acısı gibi duygular yaşayacak mıydı? Yoksa film bitecek, motor duracak, son sahn...