“ baba yolda bir kaza olmuş, Bülent abinin arabasının aynısı. Ama içinde genç bir kız vardı. Şimdi 112 yi aradım geliyorlar. “
“ben biraz önce geçtim Bülent’in evinin oradan. Bahçede oturuyordu. Kornaya bastım, selam verdim. Arabaya hiç dikkat etmedim. Hay Allah merak ettim şimdi. Bi gidip bakayım ben. “
“ambulans girdi yola. Kapatıyorum. Sen bak bi kim ne? “
Hasan ambulansın ardına takıldı. Özge baygındı. Alnından süzülen kan kapının camına akıyordu. Ambulansın arkasından çekici ve trafik polisi geldi.
Kemal telefonu kapatır kapatmaz arabaya binip Bülent’in evine gitti. Arabası yoktu. Buğra’nın arabasını görünce, kaza geçirenin gelini olduğunu anladı. Bahçeye girip duraksadı. Bülent
“ne durursun öyle Kemal abi? Gel buyur, nefeslen. “
“Bülent gelsene bir dakika “
“gel yahu, oğlan bizim yabancı değil ya. “
“gelin yok mu? “
“alışverişe gitti. Gelir bir saate. “
“Ben bi şey diyeceğim size ama.. Bak korkmayın sakın”
“hadi emmi de ne diyeceksen. “
“bizim oğlan görmüş de senin arabayı. Buraya dönünce kaza yapmış. Ambulans geldiydi. “
Bülent’in tansiyonu fırlayıp fenalaşırken Buğra bir babasına bir Kemal’e bakıyordu. Kemal
“ sen git, biz ardından geliriz. “
Buğra kaza yerine vardığında ambulans gitmişti. Çekici aracı çıkarmak için hazırlanıyordu. Sürünün sahibi kaldırımda oturmuş ağlıyordu. Arabanın halini, camdaki kanı görünce Buğra korkuya kapıldı. Hasan
“abi merak etme yaşıyor, ağır değil durumu. Alnını çarpmış ondan biraz kan oldu cam. Sağdaki hastaneye götürüldü. “
Buğra hemen hastaneye gitti. Bülent ilacın etkisi ile biraz toparlandığında o da Kemal ile yola düştü. Çekiciye bindirilen aracı görünce tekrar fenalaşmaya başladı. Onlarda hemen hastaneye geçtiler. Bülent doktorlar ona müdahale etmeye çalışırken o Özge’yi görmek istiyor “benim yüzümden “diye hayıflanıyordu. Özge kafa travması, kırık, iç kanama yönünden araştırılmak üzere görüntüleme odasına alınmıştı. Uyanıktı fakat şokta olduğu için tepkisizdi, hiç konuşmuyordu. Buğra henüz onu görememiş, net bir bilgi alamamıştı. Kemal yanına gelip babasına da müdahale edildiğini söyledi. Buğra iki kısım arasında mekik dokumaya başladı. Babası daha iyiydi. Özge’nin MR çekimi sırasında taşikardisi başlayınca işleme ara verilmiş, hemen müdahale edilmesi için doktor çağrılmıştı. Kalp atım hızı sürekli artıyordu. Buğra hastaneye gelir gelmez doktorunu geçirdiği rahatsızlıklar ve gördüğü tedavi ile ilgili bilgilendirmişti. Her çıkan yetkilinin gözlerinin içine bakıyordu. Yaşadıkları dejavu gibiydi. Aynı sahneleri tekrar tekrar yaşıyordu. Yine kendini çaresiz hissediyordu. Bir yandan da babasını merak ediyordu. Kemal babasının yanındaydı. Buğra çalan telefonunu duymuyordu. Arkasında oturan hanım onu uyarıp da ekranda Faruk’un ismini görene kadar Özge’nin ailesine haber vermediğini fark etmemişti. Faruk defalarca Özge’yi aramış ulaşamayınca Buğra’yı aramıştı.
“abi”
“Oğlum yüz defa aradım sizi, cep telefonu denen şey ne için var. Alıp kenara atıyor, duymuyorsunuz. Nerde senin karın acaba? Cumhur başkanına ulaşmak ona ulaşmaktan daha kolay. “
“abi... Hastanedeyiz biz. Kusura bakmayın ben size haber vermeyi unuttum. “
“ne oldu oğlum, korkutma beni. Özge’ye bir şey mi oldu yoksa? “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)
RomanceÖzge defalarca ölümün kıyısına gidip günlerce oradan, geride bırakmak üzere olduğu hayatı düşünmüştü. Öldüğünde tekrar kavuşacakları zamana kadar , hasret, özlem, aşk acısı gibi duygular yaşayacak mıydı? Yoksa film bitecek, motor duracak, son sahn...