ÖLÜMSÜZ (tamamlandı)

Ölümsüz 79

Arhan

" o çocuğun kılına zarar gelsin bi, ben o zaman sorarım sana. "

"Allah korusun, ne biçim konuşuyorsun öyle. Belayı çağırma. Ne güzel oturuyoruz, niye ortamı geriyor, insanları da üzüyorsun? "

"ben baştan uyarayım da"

"sende göz kulak olabilirsin, babasısın ya hani "

Özge kısık sesle

" tamam Beyhan'ım, sen sus bari. Seninki tersinden kalktı herhalde "

"terbiyesizlik bu yaptığı ama"

" adam ders çıkarmış bizim hatamızdan"

"yok güzelim ya! Benim rahatım batıyor ona. Kasıklarım ağrıyor bir süredir. Ondan yanaştıramıyorum. Aksine o da üstüne düştü. Onun afrası tafrası bu "

Arhan

" sen beni duyuyor musun? "

"keşke duymasam ama duyuyorum maalesef "

Buğra

"abi sakin olsan biraz "

"sen karışma Buğra! Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında. Bir elleri yağda bir elleri balda. Temizlikçisi bakıcısı ayrı gelir. Kuaförü, osu busu derken kraliçe gibi yaşatacağım diye anan ağlar. Tek yapacakları çocuklarına bakıp kocalarının az gönlünü yapmak. Ama yok! Onu da başkası yapsın istiyor bizim hanımlar herhalde. Ne demeye evlendik ki o zaman? Bak senin kızın ölebilirdi o gün mesela"

Buğra

"abimsin, misafirimsin, çok değer veririm sana bilirsin. Allah'ını seversen sus yoksa kalbini kırmaktan korkuyorum "

Özge Buğra'nın yumruğunu sıktığını fark etti. Buğra şimdi çakacağım der gibi Özge'ye baktı. Özge hayır dercesine kafasını salladı. Arhan

"yalan mı söylüyorum? Bunların ikisi de aynı. Gram rahatları bozulmasın aman!..

Buğra'nın elini arkasında duran Eray tuttu. Ersan

"çok ayıp oluyor ama. Bizde başkasının karısının ne iyisi, ne kötüsü ağıza alınmaz. Hanımla derdin varsa da evde konuşulur. Gerçekten ayıp ediyorsun "

"ben sizi de göreceğim çocuklarınız doğunca. "

Buğra

" ya sabır ya selamet! "

Eray

"tamam kardeşim sakin ol. Arhan abinin canı sıkkın herhalde "

Buğra dişlerinin arasından

" başlatmasın canına "

Ortam iyice gerilmişti. Özge Buğra'nın yanına gitti.

"arabadan bebek arabasını alalım canım "

"ben alırım yavrum. Sen geç otur"

Arhan

"tabi tabi istifinizi bozmaya gerek yok. Biz köle olarak her işi..

Buğra Özge'nin elinden elini kurtarıp Arhan'ın yüzüne bir yumruk attı.

" seni uyardım, herkes uyardı. Susmuyor, inadına kamçılıyorsun. Benim karımı ne katıyorsun iki lafından birine! Ben yanımda karım hakkında konuşması için kime müsaade etmişim ki sana da edeceğim. "

Herkes kalakalmıştı. Arhan'ın dudağı patlamıştı. Beyhan sinir ve utançtan kıpkırmızı olmuştu. Çocuklar bu sırada bahçeden çıkmışlardı. Top çaya düşmüştü. Arhan arabasına bindi. Beyhan onun arkasından herkesten özür diledi. Su'yu almak için yerinden kalkarken Arhan arabayı çalıştırdı. Beyhan ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Su çaya düşen topu almaya çalışırken onu Buğra gördü. Koşmaya başlayınca herkesin gözü ona çevrildi. Su dizlerinin üzerindeydi. Topu kendine çekerken, kaygan olan yüzeyinden dolayı elinin altından sıçradı. Dengesi kaybolan Su baş aşağı suya düştü. Buğra bir iki saniye önce görseydi düşmeden tutabilirdi. Direkt suya atladı. Çay yosunlu ve bulanıktı. Dalıp çıkıyordu. Eray ve Ersan da suya atladılar. Halil akıntıya kapılmış olabilir diye biraz daha aşağıdan atladı. Beyhan sağa sola koşup kızına sesleniyor, dövünüyordu. Darende Firuze'yi tuttu. Meral, Oya, Özge kıyıdan aramaya başladılar. Arhan Beyhan'ı gelmelerini söylemek için cep telefonundan arıyordu. Telefon açılmıyordu.