Ölümsüz 62

18 2 0
                                    

" hastalığın nüksettiğini ben tek başıma öğrendim. Buğra'ya sonuçların temiz olduğunu söylediğimde aslında karaciğerime de metastaz yapmıştı. Tekrarlaması halinde tedavi olmayacağım diyordum. Evresi.. agresif tümör.. Bitti artık dedim. Kaçacak gidecek yer arıyordum. Kimse bilmeden işte.. Neyse, sonra Buğra'ya ayrılmak istediğimi söyledim. O kabul etmedi. Bahanelerim yetersizdi. Ayrı yaşadık biraz. O hep vazgeçirmeye çalıştı. Sonra yurt dışına gitme lafları yapmaya başladım. Bir akşam Kutsal hoca ile görüştüm. Bana akıl versin diye. (Buğra'nın o sırada suratı değişti. Yutkundu, parnaklarını birbirine geçirdi) Kutsal hoca arkadaşı ile yani doktor Orhan bey ile konuşmuş. İkisi türlü diller dökerek beni tedaviye ikna ettiler. Sonra bir mucize oldu. Tümörler ilk ölçümden küçük çıktı. Finaller bitince dil okuluna diye evden çıktım. Yalova'da tedavi görecektim, çünkü hocanın tayini oraya çıkmıştı. Bir de benim orada olacağımı kimse düşünmez diye. Bahar, Doğa ve ben oraya yerleştik. Kemoterapiye başladık. Tedavi çok güzel sonuç veriyordu. 19 Ağustos'ta kalan küçük bir iki nokta cerrahi olarak temizlenecekti. Bahar abla pazartesi günü Doğa'yı babasına bırakmaya gitti, ameliyat sonrası bana refakat edebilmek için. O gece ben evde yalnızdım. Gece üçte bulantıya kalktım. Su aldım, bir iki lokma bi şey yedim, yatağa geldim. Sonra deprem oldu. Yatağın dibine uzandım. Ev tamamen yıkıldı. Benim yattığım yerde rahat bir boşluk oldu. "

Gülten hanım

"Allah'ım delireceğim. Daha ne duyacağım acaba? "

" bunları size telefonda söylemek istemedim. Görün sapasağlam karşınızda, öyle öğrenin istedim. "

Faruk

"dur dahası var abla. "

Özge

"dayımın dediği gibi doksan dokuz canlıyım sanırım. Depremde tüp kaçağı olmuş. Ben fark ettim, koku belirginleştiğinde nefesimi tuttum hep. Yine de etkilenmişim. O depremden değil, karbon monoksit zehirlenmesinden yattım hastanede. "

"oy yavrum, oy kuzum. Sen neler yaşadın böyle. Tek başına neleri sırtladın. Bilemedik "

"nereden bileceksiniz ki. Kimse bilmedi. Ben benimle paralanmanızı istemedim. Hadi siz anne babamsınız. Ben asıl Buğra'nın tekrar aynı sıkıntıları yaşamasını istemedim. Dönerim, dönemem bir daha, kendine bir hayat kursun dedim. O da inatla boşanmadı. İstediğini yap, boşanma dedi. Keşke deprem olmasaydı, hiç öğrenmeseydiniz. "

Buğra onu dinledikçe daralıyor, kendini bir mengene içinde sıkışmış gibi hissediyordu. Masadan kalktı, bahçeye gitti. Özge

" ben bi konuşayım onunla "

Özge kalkıp ardına gitti. Faruk

" şu an iyi gerçekten abla. Buğra bana çok durgun geldi. Ama o da normal. Neler yaşadı çocuk. Abla çıplak eliyle molozları kaldırdı. Elleri paramparça olmuştu. Tam bir gün sonra bulduk, çıkardık. Özge gene iyi duruyor valla. Çok güçlü bir kız yetiştirmişsiniz"

" senin alacağın olsun Faruk. Kızım beton yığınlarının altında kalmış, insan aramaz mı?"

" şu an öğreniyor olduğunuza şükredin. Eğer orada olsaydınız ne demek istediğimi anlardınız. Sağ çıkabileceğini düşünmezdiniz. Bi de sizinle uğraşırdık. Biz oraya Özge için gitmedik bile, bilmiyorduk ki. Biz toplaşıp depremzedelere yardıma gidiyorduk. Bahar aramış Buğra'yı. İstanbul'a değil Yalova'ya gelin demiş. Biz binanın önünde dururken söyledi bize. "

Metin bey kalbini tuttu. Faruk

"enişte iyi misin? "

" bir yudum su verin "

ÖLÜMSÜZ (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin