PURYAS EFSANESİ
Anlatıla gelen odur ki, evvelce, Kilre ve Negül kavgaya tutuşmadan önce, Purav ve Yasav tek bir toprak parçası idi. Adı da Puryas idi.
Devasa diyarın üzerinde envai çeşit hayvan ve de bitki yaşardı. Baki bir huzur vardı.
Sonra Yeraltı'nın ve Gök'ün tanrısı birbirlerine düştüler. En sonunda toprağı ikiye böldüler. Aralarındaki boşluğa dolan dalga dalga deniz iki parçayı da sürükledi.
Otların ve de ağaçların yarısı ile hayvanların yarısı suya düşüp boğula boğula can verdiler ve soyları bugüne varamadı.
Kalanlar ise ikiye bölündü: Yasav'da yetişen meyve Purav'da, Purav'da yetişen meyve Yasav'da görünmez oldu. Adları Puryas'tan bölünerek verildi: Batı'ya giden kendine Pur-av dedi, Doğu'ya giden Yas-av.
(Av: Eski dilde parça, yarı olduğu düşünülmekte)
Yaşlı adam çalan kapıyı açtığında karşısında Alfa'yı, manevi oğlunu bulmayı beklemiyordu. Adeti değildi Mew'in. Ya öncesinde haber salar ya da Chayeon'a uğrayacağını derdi hep. Şimdi bu yoktan var olmuş ziyareti de aklı hayra yormamıştı elbet.
Lakin genç adamın gülen yüzü başka şeyler diyordu.
Neden sonra Alfa'nın az ötesinde duran ve en az Alfa kadar belli ama biraz ar etmiş bir gülümsemeyle kendisine bakmakta olan Omega'yı fark etti.
Eh, Chayeon'dan hayır yok gibiydi ama Mew'in bir aile kurduğunu görecek gibiydi.
Chayeon da kısa sürede kapıya varmış, Alfasının sağ kolu, dostunun ortağı olmaya –artık Mew'in o an hangisine ihtiyacı varsa- hazır bir şekilde karşılarına dikilmişti.
Hayırlı haberi ise tam o sıra vermişti Mew.
Chayeon'un ilk hamlesi tabi ki dostuna kocaman sarılmak olmuştu.
"Tebrik ederim!", dedi Chayeon içten bir samimiyetle.
Zaten beklediği bir şeydi bu onun. Hatta çocukluk arkadaşının çok bile sabrettiğini düşünüyordu. Tanışalı kısacık bir zaman olmuş olsa da, Alfa ve Omega'nın, Kara Şaman ve Kurt'un, Mew ve Gulf'un ne olacağı daha ilk günden belliydi ona göre. Hatta belki yıldızlarda yazılıydı.
Gülümsemesine neden olan bu kaderci yaklaşımı, biraz sonra öğreneceği bilgiler ışığında, yıldızlara bile sövmesine neden olacaktı.
Kaslı kollarıyla, en az kendisininkiler güçlü omuzları sarıp nasırlı elleriyle sıvazladı çocukluk arkadaşının sırtını defalarca.
Nihayet geri çekildiğinde vakit kaybetmeden Gulf'a ilerledi. Kara Şaman'ın pek temas sevmediği çıkarımını yapmıştı onu tanıdığı süre boyunca. Ama Chayeon şu an o kadar mutluydu ki genç Omega'nın ona bir süre katlanması gerekecekti!
Gulf çelimsiz biri değildi. İnce ve uzun oluşu onu öyle gösteriyor olabilirdi ama bu tamamen yanlış bir izlenimdi. Öte yandan kesinlikle Chayeon kadar sert ve güçlü kollara da sahip değildi. Dokunulmaktan hoşlanmıyor değildi de sadece o kadar uzun yalnız yaşamıştı ki –öncesi de çok kalabalık değildi, babaannesi ve oydu sadece- insanlara alışık değildi. Ama şu ana yaşadığı şeyin zaten bununla bir alakası da yoktu. Emin değildi ama eğer dengesini sağlamaya çalışırken ayaklarının altında kalan birkaç değilse işittiği sanıyordu ki kemikleri çatırdamıştı.
Yine de ses etmedi.
Ah, arkadaşlarının olması ne güzeldi!
Chayeon'un babası Mew adına çok mutlu olmuştu. Ama o uzun uzun sarılmak yerine kısaca Alfa'nın omzunu sıkmayı yeterli görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılkaya Destanı
Fantasy"Kilre beline kadar inen saçlarını savurdu ve havada süzülen bir tel ufalanıp toprak oldu. Negül suyla kaplı dünyasının toprak olduğunu görünce kederinden ağladı, yağmur oldu. Yası o kadar uzun sürdü ki, nihayet durdurduğunda toprağın dörtte üçü suy...