Caner acı içinde yatağında kıvranıyordu. Acımasızlar hiç acımamıştı resmen. Oysaki bu kadar dayak yiyecek hiç bir şey yapmamıştı. Aslında canerde kavgacı bir tipti. Ama karşısında ki adamların hakkından zor gelirdi.
"Tipini siktiğimin evlatları" tıslayarak söylendi Caner. Acısı uyutmamıştı onu. Yatağından doğrulup kalktı. Bir şeyler yemesi gerekirdi.
"Uyandın mı?" sarışın, Caner'in ayaklandığını anladığı için hemen yanına gitti. Onsuz zor kahvaltı yapardı.
"Evet. Bir şeyler yemem lazım." yavaş adımlar ile mutfağa adımladı. Yanında ise sarışın vardı. Onu kol kanat germek için buradaydı sanki. Her şeyden korumak için buradaydı.
Caner yemek yemenin derdinde ilerliyordu. Ama önüne çıkan Cihat ile irkildi. Gözlerinin içine baktı Caner. Belki bir acıma duygusu vardır diye baktı ama yoktu.
"Sen hayırdır terörist, nereye" sesindeki acımasız tını yakmıştı Caner'i . Bu kadar nefret edilen biri olmayı hiç hak etmiyordu. En azından bir suçu yoktu.
"Acıktım. Kahvaltı yapmak istiyorum izninle" duygusuz çıkarmaya çalışmıştı ama galiba sinirli çıkmıştı.
"Piçe bak. Bizim ekmeğimizi yemek senin ne haddine lan" yüzünü buruşturup baktı kürde. Onun nefes alışına bile tik olmuştu.
Caner, uğraşacak ne hali vardı ne de onunla laf dalaşına girecek isteği. Sonuçta sonu yine aynıydı. Dayak yemek istemiyordu. Zira doymuştu o yönden. Ahh birde mideside doysaydı. Arkasına dönüp yatağına gitmeye başladı ama koluna tutan sarışın ile durdu. Gözlerini, gözlerine çevirdi. Düz ifadesi ile Cihat'a bakıyordu. Yandan görünüşü çok güzel gelmişti Caner'e . Çehresi ne güzeldi sarışının. Başını koluna tutan kemikli ele baktı. Gülümsedi ilk defa. Öyle yumuşak tutuyordu ki görmese hissetmezdi bile. Dalıp giden Caner hiç bir şey duymuyordu.
Sarışın ise o sırada Cihat ile konuşuyordu. Onu izleyen esmerin farkına varmadan. Esmeri, kardeşi yerine koymuştu. Ölen kardeşi yerine hem de.
"Cihat adam gibi dur. Bırak yemeyini yesin" sesi her ne kadar düz çıksa da bakışı o kadarda sertti.
"Karışma birader sen" bıyıklarını yoklayıp anlamsızca baktı sarışına. Neden onu koruyordu ki. Normalde kimseye karışmayan adam birden karışır olmuştu.
"Düzgün dur Cihat" sesi o kadar emin çıkmıştı ki ve o kadar tehdit içeriyordu ki Cihatta bunu anlamıştı.
Sarışın onu izleyen esmeri kolundan tutup masaya götürdü. Bitkin bakışlarını hiç sevmemişti.
Caner yine hayranlık duydu kurtarıcısını. O olmasa ne olurdu acaba. Hayranlıkla baktı sarışına.
"Çok teşekkür ederim sarışın" fısıldadı esmer. Bu teşekkür her şey içindi.
Esmer, bilmediği duyguların içine giriyordu. Bunu fark etmemesi de ayrı bir şeydi. Kalbi, hayranlık ile aşkı karıştırıyordu.
Tekrardan baktı sarışına. Gülümsedi o an esmer sarışına. . Sıcacık gülümseme ile içi titremişti Caner'in. Bu titreme neyin habercisiydi bunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Gün Işığı
General FictionTamamlandı..!!! Ülkücülerle dolu koğuşa düşen Mardin'li Caner'in hikayesi. Hapishane kurgusudur!!!