"Duralım" dedi Cihat. Hiç istemiyordu ama konuşmak istiyordu. Nasıl bu hale geldiklerini anlayamamıştı.
"İnan hiç istemiyorum Cihat. Bırak da hasret giderelim, hımm" dedi ve öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarına sert bir öpücük kondurdu..
"B-bende istiyorum ama konuşmalıyız Caner" dedi. Ve baygın bakışlar ile sevdiğine baktı.
"Tamam konuşalım. Sor bakalım" dedi Caner.
Cihat,konuşmak istese de zgözlerinin içine bakmaktan başka bir şey yapamadı. Sadece öyle gözlerinin içine bakıyordu.
"Bana böyle tatlı tatlı bakma yavrum , zaten şu an zor duruyorum" diyerek hafif bir öpücük kondurdu dudaklarına.
Cihat, duyduğu kelime ile titrek bir nefes aldı. Çünkü şu an göğüs kafesini zorlayan organı, onu hiç yardımcı olmuyordu. Gözlerini sakin olmak için kapattı ve kendini toparladıktan sonra açtı.
"B-beni se-seviyor musun Caner" dedi sesini titremesine engel olamamıştı. O kadar heyecanlıydı ki içi kıpır kıpırdı ve o kadar da korkuyordu ki vereceği cevaptan, sadece derin bir şekilde gözlerine baktı.
Caner, sanki aralarında mesafe varmış gibi, daha çok yaklaştı. Şu an bedenleri birbirine iyice temas ediyordu ve yüzünü, karşısında heyecandan titreyen ve ona tatlı tatlı bakan adamın dudaklarına nefesini üfleyerek yaklaştı ve konuştu.
" Seviyorum.. Hem de çok seviyorum" diyerek daha fazla dayanamadan dudaklarına atıldı. Üst dudağına kavrayan Caner, hırçın bir şekilde öpüyordu. Cihat'ta aynı işlemi Caner'in alt dudağına uyguluyordu.
"Imhhh. D-dur Cihat" dedi ama nafile. Bu sefer iki dudağını da ağzının içine alan Caner, Cihat'ın nefessiz kalmasına sebep olmuştu. Oldukları ortamda öpüşme seslerinden başka bir ses duyulmuyordu, bu da Caner'in alt taraflarında kıpırdanmalara neden olmuştu. Cihat, inlemekten başka bir şey yapmıyor ve inliyordu. İnlerken ağzının açılması ile Caner, dilini devreye soktu. Ağzının içini talan eden Caner, Cihat'ın dilini emmesi ile güçlü bir inleme bıraktı.
"Imhh" dedi ve dudaklarından ayrıldı.
" Si-sikeyim seni Cihat" diyerek, alnını sevdiğinin alnına yasladı. Ikisi de Derin nefesler almaya başladı..
"Yedin beni Caner" dedi Cihat memnun bir şekilde. O kadar kapılmışlardı ki nerede olduklarını bile unutmuşlardı.
"Gidelim artık. Sevgili olduğumuz ilk gün yakalanmayalım" dedi Cihat. Dudağında ki gülümseme ile sevdiğine bakıyordu. Şuan her şey ona rüya gibi geliyordu. Sanki birden uyanıp bunu gerçek olmadığını öğrenecek gibiydi. Yüz ifadesi nasıldı bilmiyordu ama Caner'in yanaklarını okşaması ile düşüncelerimden ayrıldı.
"Senin sevgilim diyen ağzını yerim. Hem biz gerçeğiz Cihat. Lütfen bana böyle bakma."diyerek alt dudağını emdi ve sesli bir şekilde ayrıldı...
Cihat'ın kalbi hızlı hızlı atıyordu ve yerinden çıkacak gibiydi. Caner'in bir elini alıp, kalbine koydu.
" Hissediyor musun Caner, nasıl atıyor senin için" diyerek yüzünü, onun boynuna gömdü. Derin bir nefes alarak, altındaki tene sert bir öpücük kondurdu. Caner'de sevgilisine sıkı sıkı sarılarak kokusunu içine çekti. O kadar güzel kokuyordu ki bir daha buradan ayrılmak istememişti.
"Bizi merak etmişlerdir. Gidelim artık" dedi Cihat. Caner yüzünü buruşturup, başını olumsuz bir şekilde salladı.
"Biraz daha öpsem, hımm.. Lütfen sevgilim" dedi omuzlarını silkerek. Şuan babasından oyuncak isteyen bebekler gibiydi. Onun bu tatlılığına dayanamadı ve dudaklarına yaklaştı.
"Son kez" dedi fısıldayarak ve dudağını doyamadığı ve asla doyamayacağı dudaklara atıldı.
Alt dudağını emen Cihat'a gülümsedi ve son kez olmayacağını bildiği öpüşmeyi hızlandırdı..
Çok soft bir şey oldu yaa.. Bunların böyle olmasına alışın bebekler... Arada böyle yazarım sırf... ❤️
Diğer bölüm normal, koğuşta ne yapacaklar bakalım. Onu birazdan yazmaya başlarım.. O bundan uzun olur. Bunu sadece biraz daha yiyişsinler diye yazdım.
O değilde ben bunları nerede seviştiricem yaa..
İkisi de AP olsun istiyorum. Fikirlerinizi alayım.. ❤️ ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Gün Işığı
Fiction généraleTamamlandı..!!! Ülkücülerle dolu koğuşa düşen Mardin'li Caner'in hikayesi. Hapishane kurgusudur!!!