18. Bölüm

4.7K 279 80
                                    

Bakmadan attım canlar 😘😘

Caner çatık kaşları ile karşısındaki manzaraya bakıyordu. Semih bir şeyler anlatıyor, Alperen ise onu dikkatli bir şekilde dinliyordu. Bunların arası kötüyken şu an nasıl iyi olduğunu anlayamadı.. O kadar çok dalmıştı ki onu seslenen cihat'ı bile duymamıştı.

Cihat, Caner'in baktığı yere baktığında Semih ve Alperen'in konuştuğunu ve anormal bir şey olmadığını fark etti. Ama niye Caner onlara kaşlarını çatmıştı ve sinirle baktığını anlam vermemişti. Niye şu an elleri yumruk olmuş bir vaziyette ve her an dalacakmış gibi duruyordu.

"Caner duymuyor musun beni" diyerek dürttü. Sesi o kadar sesli çıkmıştı ki, Caner başını hemen onu dürten kişiyi yani cihat'a döndü.

" Kusura bakma ya dalmışım" diyerek toparlamaya çalıştı. Şu an neredeyse her şeyi açık verecekti. Çünkü Alperen'in yanına gidip yüzüne bir yumruk çakmak çok istemişti.

" Neden sinirli bir şekilde Alperen'e bakıyorsun. Alperen bir şey mi söyledi sana?" diyerek meraklı bir şekilde gözlerine baktı. Biliyordu, Alperen çok kinci bir insandı. O yüzden halen Caner ile uğraşacağını düşünüyordu.

"Yok hayır bir şey demedi, sadece onlara dalmışım" diyerek bir yalan attı. Tabii Cihat bunu ne kadar inanmasa da üstelemedi. Büyük ihtimal başka bir sıkıntı vardı.

"Tamam bakalım öyle olsun" diyerek çayından Bir yudum aldı. Caner ise daha fazla konuşmak istemediği için yatağına doğru yürümeye başladı, biraz uyursa belki kendine gelirdi.

Cihat yatağın doğru giden Caner'e bakmaya başladı. Morali bozuk gibiydi. Ama hiçbir şey anlatmamıştı. Hoş zaten nasıl anlatacaktı ki. Buraya geldiğinden beri onun burnundan getirmişti. Şu an karşısına geçip, bir derdin varsa bana anlat diyemezdi. Bu güveni daha hâlâ sağlayamamıştı. Derin düşünceler içindeyken saçlarını iki eliyle karıştırdı, oflayarak ayağa kalkıp çay ocağına gitti. Sıcak bir çay içip kendini gelmeliydi. O sırada yanına gelen Ahmet abi elini omuzuna atarak gülümsedi

" Hayırdır Cihat. Ne oldu hayırdır çok düşüncelisin. Karadenizde gemilerin mi battı bakalım. " diyerek samimi bir şekilde gülümsedi.

Ahmet abi herkesin derdini koşan bir insandı. Kimseye eleştirmez, hor görmez asla önyargılı yaklaşmazdı. Sevecendi Ahmet abi. 40 yaşlarında eşini tecavüz eden bir şerefsizi öldürdüğü için şu an hapishanedeydi. Olsundu kendi adaletini kendi sağlamıştı. Göğsünü gere gere yatıyordu. Asla şikayet etmemişti bu zamana kadar. 15 yıldır bu hapishaneydi, geriye kalmış 10 yılında paşa paşa yatmasını bilirdi.

" Yok bir şeyim Ahmet abi, sağ olasın.. Bilmiyorum öyle dalmışım işte" diyerek cevapladı Ahmet abinin sorusunu. Kendisi de bilmiyordu ki ne olduğunu. Sürekli aklında Caner vardı. Ona yaptıkları, ettiği şeyler bir bir dolanıyordu zihninde. Sonra birden gülüşü, konuşması heyecanlanması, sarıldığında o hoş kokusu burnunu çalıyordu. Neden böyle olduğunu bir türlü anlamdıramıyordu. Cihat birden zihnini düşen bu düşünceler ile kalbinin hızlı atmasını, titremesine sebep oluyordu. Belki karşısındaki kız olsa farklı anlamda olabilirdi ama karşısındaki bir erkekti. Kafası o kadar karışıktı ki ne düşüneceği ne yapacağını anlayamamıştı. Belki biriyle konuşursa aklındaki o saçma düşünceler silinebilir veyahut da yerine oturabilirdi. O yüzden kararından vazgeçip Ahmet abiye mahcup bir şekilde baktı.

"Ahmet abi seninle bir şey konuşmak istiyorum. Müsadenle" diyerek gözlerini kaçırıp başını eğdi. Konuştuklarından sonra Ahmet abinin tepkisini çok merak ediyordu. Ne diyeceğini bilmediği için düşünceler eşliğinde Ahmet abinin yatağına ilerledi. Etrafa baktığında kimsenin olmadığını, herkesin başka yerlerde olduğunu gördü. Bu iyiydi. Kimsenin duyması hoş olmazdı...

Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin