20. Bölüm

4.7K 284 100
                                    

Bakmadan attım bebeklerim 😘 😘

Cihat, Ahmet abi ile konuşmanın ardından rahat bir nefes aldı. Üstündeki yük kalkmıştı artık. Duygularından, ne düşüneceğinden ve ne yapacağından emindi. İlk başta Caner'e iyi davranacak, ona güven verecekti. Daha sonra da ışık alabilirse açılacaktı. Tabii ki korkuları vardı Cihat'ın. Yaşadığı çevre, mesleği ve daha birçok şeye zıttı, yanlıştı. Ama cihat pes etmeyecek, canerde onu severse bu sevdanın arkasında duracaktı..

Cihat, gözlerini huzurlu bir şekilde açtı. Bugün kahvaltıyı kendisi hazırlamak istiyordu. O yüzden erken kalkıp hemen kendini mutfağa attı. Daha önce Semih'in konuşmalarından, Caner'in patates kızartmasını çok sevdiğini birde menemeni çok sevdiğini öğrenmişti. Daha doğrusu duymuştu, o yüzden patatesleri teker teker soyup ince bir şekilde dilimledi. Patatesleri kızarmış yağa atarak, bir yandan da domatesleri, soğanı, biberi doğramaya başladı. Onlarıda teker teker kavurup, en son domatesi tavaya koydu. Bir yandan patates kızartması bir yandan da Menemen oluyordu. Çay zaten hazırdı. Şu an tek yapması gereken kahvaltıları masaya yerleştirmekti. Onlar için yardıma ise Alperen gelmişti. Tabii Alperen bunları Caner için yaptığını bilmiyordu. Bilse zaten kılını kıpırdatmazdı. O kadar kinliydi Caner'e. Sebebi ise sadece bir Kürt olduğu için değildi. Belki farkında değildi bazı şeylerin. Alperen son şeyi de koyduktan sonra Cihat'ın yanına gitti.

"Reis her şey tamam" diyerek gülümsedi. Cihat sadece kafasını salladı. Sonra ayıp olmasın diye ona döndü.

"Sağ olasın kardeşim" dedi. Elindeki menemeni ve patates kızartmasını masaya koydu. Çayı da yerine koyduktan sonra tüm koğuşa seslendi.

"Buyurun bakalım. Kahvaltı hazır" diyerek mutlu bir şekilde gülümsedi. İçinde çocuksu bir heyecan vardı. Gözleri direk Caner'i buldu. Caner uykudan yeni uyanmış mahmur gözleriyle masaya oturmaya çalıştı ama oturur oturmaz Cihat'ın engellemesi ile şaşırmış bir şekilde Cihat'a baktı. Cihat bunun bu tatlı haline gülümsedi. Şu an burada kimse olmasa yanaklarını ısırmak isterdi. Aklındaki düşünceleri silerek onu meraklı gözlerle bakan tatlı çocuğa baktı.

"Bence ilk lavaboya git ve yüzünü yıka,ayılmalısın" diyerek samimi bir şekilde mırıldandı .Cihat'ın samimi konuşmasından dolayı afallayarak baktı. Tamam araları düzelmişti ama sanki sesinde başka bir tını vardı, bunu anlamlandıramadı. Daha sonra gülümseyip başını salladı. Reis, hemen hep oturduğu yere oturdu yanına boş bırakarak Caner'in gelmesini bekledi

Caner, ayılmanın etkisiyle adımlarını masaya ilerletti. Şuan çok açtı ve ne varsa yemek istiyordu. Tam Semihin yanına oturacakken cihat'ın sesi ile durdu.

"Caner, gel buraya" dedi. Gözleri ışıldamıştı cihat'ın. Kokusunu en yakından almak istiyordu.

Caner şaşırsa da kendini toparladı. Semih'e baktı ve onunda şaşkın olduğunu fark etti. Herke şaşkındı. Kimse cihat'tan böyle bir şey beklemiyordu. İlk zamanlar dövdüğü adamı, şuan gülümseyerek yanına çağırıyordu.

Ahmet abi gururla baktı cihat'a. Adımı güzel atmıştı. Ee erkeğin kalbine giden yol mideden geçerdi (!)..

"Hadi Caner. Soğutacaksın her şeyi" Caner, onun ılımlı sesi karşısında sadece bakıp kaldı. Sonra kendine gelen Caner, hızlı adımlar ile cihat'ın yanına oturdu. Masayı şimid fark etmişti. Sevdiği şeyler vardı. Dudaklarını yaladı. Leziz duruyordu.

Cihat ise oturduğundan beri onu izliyordu. Dudaklarına kaydı gözleri. Minik diliyle yalaması.. Cihat yutkundu. Şuan o dili..

"Sen mi hazırladın bunları" Caner, ağzına attığı kızartma ile Cihat'a baktı. Gözlerini baktığında içinde bir şeyler aktı. Çok şey bakıyordu... Duygulu.. Tuhaf... Ona gülümseyerek bakan adam ile yutkundu Caner. Bakışları içini ısıtmıştı.

"Cihat, daldın oğlum" Ahmet abi şaşkın aşığı kendine gelmesi için konuşmak zorunda kalmıştı. Yoksa belli edecekti.

"Kahvaltıda bir şeyler eksik mi diye düşünüyordum abi" dedi aklına gelen ilk şeyi söylerek.

"Eksikleri şunun gözünde mi arıyorsun reis" dedi Alperen. Eli ile Caneri göstererek. Gülümserken yakalamıştı. Ne olduğunu anlayamıyordu.

"Kapat çeneni Alperen." sesi sert ve soğuktu. Alperen ise daha sonra konuşmak istediği için çenesini kesti.

Caner, hiç umursamadan kahvaltısını yapıyordu. Etrafında olanları fransızdı.

"Sevdin mi yav.. Caner" ağzından çıkacak kelimeyi son anda toparlamıştı.

"Hım hım süper olmuş" dedi halen yemeğe çalışarak.

"Senin için yaptım" dedi Cihat, sesindeki çocuksu sevince engel olamadan.

Caner, duyduğu şey ile öksürmeye başladı. Senin için yaptm demişti. Yanlış duyma ihtimali yoktu.

Semih ise karşıdan suyu uzattı. Cihat, hemen suyu ona vererek içmesi için yardım etti.

Caner suyu içtikten sonra kendine geldi. Dolu olmuş gözlerini kırpıştırıp cihat'a baktı. Gözlerinde gördüğü endişe ile yutkundu..

Buraya geldiğinde ettiği eziyetlerden sonra, onun şuan endişe etmesinin açıklaması olmalıydı.

Şuan neden onunda gözleri dolmuştu ki..

Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin