24. Bölüm

3.7K 228 50
                                    


Uzun aradan sonra merhaba.. ❤️
Umarım okuyucu kaybetmemişimdir.. ❤️ ❤️

Caner, tedirgin bir şekilde oturduğu yerde elleri ile oynuyordu. Olanlar çok fazla gelmişti.. Bir anda cihat onu öpmüş, Ahmet abi her şeyi bildiğini ima etmişti. Hangisine kafa yoracağını bilemedi Caner.

"Rahat ol aslanım. Korkma benden." dedi Ahmet abi, en güvenilir ses tonuyla..

Caner, tedirgin bakışlarını, Ahmet abiye çevirdi. Gözlerinde bile belli olan ürkekliğine, Ahmet abi babacan bir tavırla gülümsedi.

"Anlat bakalım delikanlı. Nedir seni bu kadar korkutan" bir eli ile Caner'in omzunu sıktı.

"Neyi anlatmamı istiyorsun Ahmet abi" diyerek tekrardan bakışlarını Ahmet abiye çevirdi Caner.

Ahmet abi tahmin ettiği üzere, hemen açılmayacağını fark etmişti. O yüzden tekrardan babacan bir şekilde gülümseyip, saçlarını karıştırdı karşısındaki delikanlının.

"Bak Caner oğlum, biliyorum korkuyorsun ve hatta tedirginsin. Korkma her şeyi bana anlat, dinliyorum" diyerek gözlerinin içine baktı Ahmet abi.

Caner, derin bir nefes alarak ofladı. Daha sonra eliyle yüzünü sıvazlayıp Ahmet abiye tam olarak döndü..

"Ne diyeceğim ki abi. Her şeyi anlamışsın gibi." dedi Caner sakin ama bir o kadar çekingen bakışıyla baktı abisine.

" Elbette anladım delikanlı ama bir de senden dinlemek istiyorum" diyerek çayından bir yudum aldı Ahmet abi.

Caner, yenilmiş şekilde omuzlarını düşürdü. O da çayından bir yudum olarak içindeki sıkıntıyı anlatmak için, Ahmet abinin gözlerinin içine baktı.

"Kafam çok karışık Ahmet abi. Ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. Buraya ilk geldiğim zaman olanları az buçuk biliyorsundur. Cihat'ın bana yapmış olduğu işkenceleri, tavırları, davranışları yenilir yutuluır şeyler değildi. Bana yaptığı her hakareti daha dün gibi aklımda. Ama yine de affetmiştim onu. Dedim ki ; Yıllardan beri süregelmiş bir düşünceyi değiştiremezsin Caner. O yüzden daha fazla üzülmemek için bana yaptıklarını sineye çektim. En azından buradan çıkasıya kadar kafam rahat olurdu. Tam her şey düzeldi derken her şey daha çok karışık hale geldi Ahmet abi. Birden geldi öptü beni işte. Daha sonra sevdiğini söyledi, ilk önce benden nefret eden adam, şu an geçmiş karşıma bana aşktan bahsediyor. Bunun nasıl bir açıklaması olabilir ki Ahmet abi "diyerek uzunca konuşmasını sonlandırdı. Meraklı gözler ile baktı Ahmet abiye.

" Seni anlayabiliyorum oğlum. Kafanın karışık olması da normal. Çünkü Cihat'ın, ilk baştaki davranışları ile şimdiki davranışları arasında büyük bir fark var ve senin aklını karıştıran da bu farkın nasıl oluştuğu" dedi Ahmet abi. Daha sonra çayından tekrardan bir yudum alarak, onu merakla bekleyen, daha doğrusu dinleyen delikanlıya bekletmemek için tekrardan konuşmaya başladı.

"Cihat özünde çok iyi bir çocuktur oğlum. Bakma onun böyle asi tavırlarına, olur olmaz davranışlarına. Tabii ki de yaptıklarını asla savunmuyorum. Ama şu an Cihat'a baktığımda..." der demez gözlerini Cihat'a çevirdi Ahmet abi. Ki zaten cihatta onları pür dikkatle bakıyordu. Hafif dudağı kıvrılmış bir şekilde tek odağı canerdi. Daha sonra bakışlarını Caner'e çevirdi. Hala çocuk gibi meraklı gözlerle bakıyordu kendisine. Gülümseyip devam etti...

"Tek gördüğüm, gözlerindeki pişmanlık oğlum. Gerçekten çok pişman. Senin gördüğünün de farkındayım, hissettiğinin de. Cihat küçüklüğünden beri böyle eğitilmiş, babası çok sert bir insandır Cihat'ın. Böyle aşılanmış yani anlayacağın. Ama şu an onun tabularını yıktığının farkındayım. Ona fırsat ver, en azından sana kendine inandırsın oğlum. Sevdiğine inandırsın. Biliyorum korkuyorsun ama kalbinin derininde, Cihat'a karşı senin de biraz duyguların var oğlum. Bunu gün yüzünü çıkarmak için biraz şans ver "dedi Ahmet abi bütün samimiyetiyle.

" Pişman olduğunu ben de görebiliyorum abi zaten. O yüzden onu affetmiştim, daha doğrusu affetmek için ona fırsat vermiştim. Ama şimdi... Ya bilemiyorum abi, duygularım karışık, ne düşüneceğimi de artık kestiremiyorum. O yüzden her şeyi zamanı bırakmak istiyorum. Daha doğrusu artık Cihat ile muhatap olmak istemiyorum. Beni anlayacağını düşünüyorum Ahmet abi. Lütfen bu konuda zorlama olur mu? "diyerek ayağa kalktı Caner. Ve hızlı adımlar ile kendini lavaboya attı. Asla inanmıyordu Cihat'ın ona karşı olan ilgisini, sevgisini. Ve bu konuyu kapatmak için son kez cihat'la konuşacaktı. Umarım o da kendisine anlayışla karşılardı. Yoksa işler olur olmaz yerlere gelecekti. Son kez elini yüzünü yıkayıp lavabodan çıktı. Emin adımlar ile Cihat'ın yanına ilerledi ki zaten Cihat'da ona baktığı için, geldiğini fark etmişti. Heyecanlı bir şekilde ayağa kalktı, elleri titreyen Cihat, onun fark etmemesi için arkaya aldı ellerini. Ve gözleri parlayarak baktı sevdiğine. Ahmet abiyle konuşunca ümidi, umudu artmıştı zavallının.

Caner hiç düşünmeden konuşmaya başladı. Onun heyacanlı hallerine aldırmadan, ışıldayan gözlerini söndüreceğini bilerek yaptı.

"Bana bak Cihat. Ne senin aşkına inanıyorum ne de sevgini. Bana yaptıklarını sineye çektim affettim. Benden bu kadar, benden hiçbir şekilde karşılık bekleme. Herkes kendi yoluna baksın" diyerek son kez gözlerine baktı. Gözlerinde görmüş olduğu kırgınlık ve üzüntüyle ilk başta afallasa da hemen toparladı kendini. Onun konuşmasını fırsat vermeden, tekrardan hızlı adımlarla yatağa geçti. Ve yatağın içine girerek gözlerini kapadı.

"Evet" dedi kendince.

" En doğrusu buydu, daha fazla üzülmemek için böyle ağır cümleler kurmak zorundaydım. Evet haklısın Caner, en doğrusunu yaptın" diyerek fısıldadı karanlığa..

İleri günlerde bundan pişman olacağına bilmeden..




Bir bölüm daha gelecek... ❤️


Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin