Cihat, sakin adımlar ile koğuşa gidiyordu. Duyduklarını sindirmesi gerekti. Caner'in başkasını sevmesi kalbine hiç iyi gelmemişti. Derin nefes alarak elini pantolonun cebine attı ve kimseye bakmadan ilerledi. Zaten yorgun olan gönlü, yıkılmış enkaza dönmüştü. Ama yinede son kez olmasını dilerek bakışlarını sevdiğine çevirdi. Gülüyordu sevdiğine. Burukça güldü cihat. O sevdiğine gülerken, kendisi sevdiğini kalbine gömecekti.
Hemen çevirdi bakışlarını. Zira artık bakamazdı gözlerine. Başkasına parlayan gözlerine bakmak, acıdan başka bir vermezdi enkaz kalbine.
Koğuşa doğru adımladı. Şuan yatmak ve hiç uyanmak istemiyordu. Girer girmez girdi sığınağına. Gözlerini kapattı ve kendini gerçeklere kapattı.
Caner, Semih'in anlattığı olaylara gülerek dinliyordu. 2 hafta önce olanları aklına getirmemek için çabalamıştı. Ki başarılıda olmuştu. Ve bu süreçte semih ona çok yardımcı olmuştu. Önceden aşık olduğunu sandığı adama olan duygularında, yanıldığını fark etmesi de bu süreçte olmuştu. Boşluğa düştüğü zamanlar yanında olunca, minnetliği ve hayranlığı aşk sanmıştı ve olur olmaz şeyler yapmıştı. Bundan pişman olup, özrünü dilemiş ve şimdi de yakın dost olmuşlardı. Bu durumdan çok memnundu Caner. Her şey yoluna girmişti.
"Semih kardeşim. Cihat'a ne oldu biliyor musun?" dedi arda. Cihat'ın durumu herkesi şaşkına çevirmiş ve üzülmüşlerdi. Günden güne kötü oluyordu.
"Bilmiyorum arda. Ama iyi değil. Çöktü resmen. Bir şeylerde anlatmıyor ki." üzgün bakışlarını karşıya dikti. Üzülüyordu arkadaşına.
Caner, tabi ki farkındaydı Cihat'ın halinden. İlk başlarda umursamamıştı ama sonra kötüye giden durumu ile üzülmüştü. Bunun sebebi olması da cabasıydı. Ama yapacak bir şeyde yoktu. Böyle olması gerekiyordu. O yüzden düşünmeye bırakıp konuşmalara odaklandı. Yine havadan sudan konuşan üçlünün yanına koşturarak biri geldi. Ağzı kulaklarındaydı.
"Dur oğlum sakin ol." diyerek kafasına vurdu arda şakayla.
"Dur ya arda. Size çok mutlu olacağınız bir şey söylüyorum hazır mısınız.?" dedi sesinden bile olan heyecanıyla.
"Kadın mı geliyor lan" dedi kahkaha atarak arda. Kerim burnunu kıvırıp, omzuna sert olmayacak şekilde vurdu.
"Kes lan sesini yavşak. Adam gibi dinle" diyip semihin yanına sokuldu zorla.
"Söylüyorum.."nefes aldı ve bakışlarını semihe çevirdi. Sonra gülümseyip kıpırdadı yerinde.
" Okan geliyorrrrr "diyip ayağa kalktı ve çocukca zıpladı yerinde.
" Siktir lan "dedi arda. Gözlerini belertmiş ve cevabını bekliyordu.
" Vallahi lan. Adam bulaşmış yine birilerine. Sizin koğuşa geliyormuş " dedi heyecanı belli olan ses tonuyla.
" Semih duymadın mı oğlum. Bizim ki geliyorrrrr. Yine bir aradayız "diyip sarıldı semihe.
" Sakin ol lan. Belliydi zaten. Cihatsız anca bu kadar dayanabilmiştir. "dedi gülerek. Sevinmişti. Cihat'a iyi gelecek tek kişi oydu. Ve yine zamanında gelecekti. Demek ki hissetmişti okan.
" Şeyy okan kim "dedi Caner. Olanları şaşırarak dinlemişti. Demek ki önemli biriydi.
" Arkadaşımız. O da bizim dernekten biri. Can yoldaşımız. "dedi semih. Dudağında hafif olan gülümseme ile.
" Cihat'ın kıymetlisi. Ona iyi gelecek biri. Dermanı her şeyi."diye ekledi kerim.
" Kesin onun kötü olduğunu öğrendi. Yoksa Cihat'ın sözünü bozmazdı. "arda düşünen yüz ifadesiyle.
" Aynen. Yoksa asla gelmezdi. "dedi kerim.
Caner, olanlar karşısında şaşırmıştı. Sanki tatile gelen birisi gibi sevinmişlerdi. İnsan hapishaneye gelen kişiye neden bu kadar sevinirdi ki. Demek ki onlar için girip çıkmak kolaydı.
" Cihat eski haline döner artık. İlacı yolda. Bugün gelir okan" dedi semih gülümseyerek.
Caner, elini sıkışan kalbine tuttu. Birden bire sıkışan kalbi ile yüzü buruşturdu. Neden olmuştu ki durduk yere. Anlamdıramadığı sızıyı göz ardı etti. Büyük ihtimalle dün uykusuz kaldığı içindi.
Havalandırma saati bitince herkes koğuşa girdi. Caner birden düşen modu ile yatağına ilerledi. Onun yatağından geçerken 2 haftadan beri bakmayan Caner, şimdi bakmak istemişti. Baktığında masumca uyuyan Cihat'ı gördüğünde gülümsedi fark etmeden.
Kendini toparlayıp yatağına ilerledi ama aniden açılan kapı ile bedenini döndürdü.
"Geç bakalım onur içeri" dedi gardiyan.
"Sağ olasın birader" dedi sert sesiyle. Gülümseyip etrafına baktı ve gördüğü bedene göz kırptı.
"Yok anam babam. Ben ben gelmişim. Karşılamaya bak." dedi sahte üzgün ifadesine takınarak. Semih gür bir kahkaha atıp yanına ilerledi.
"Kes sesini yakışıklı." diyerek sarıldı dostça semih.
"Ohh nasıl özledim sizi piçler" diyerek elinde ki tesbihi sallayarak.
"Eminim bizi özlemişsindir" dedi arda. Arkadaşına sıkı sıkı sarılarak.
"Tühh hemen anlaşıldı bee" diyerek etrafta bakışlarını dolaştırdı.
"Bak orada paşan. Hasretini gider" diye güldü semih.
Okan, gözleri dolmuş bir şekilde ilerledi yatağa. Sonra bakışını karşıya çevirdi. Ona çatılı kaşlarla bakan velede, baş selamı vererek Cihat'ın yanına ilerledi.
Caner,içinde oluşan sıkıntı ile yüzünü buruşturdu. Neden bilmiyordu ama bu adamı sevmemişti. Cihat'a olan düşkünlüğü de neyin nesiydi ki. Elleri fark etmeden yumruk olmuş bir şekilde baktı karşısında ki görüntüye.
Zira o adam Cihat'ın saçlarını şevkatle seviyordu..
Okan'ı seveceksiniz canlar.. ❤️
Okan : 35 yaşında.. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Gün Işığı
General FictionTamamlandı..!!! Ülkücülerle dolu koğuşa düşen Mardin'li Caner'in hikayesi. Hapishane kurgusudur!!!