Bakmadan attım bebeklerim 😘 😘
" Bana bak koçum ne böyle bu.. Sulu göz müsün sen? niye ağlayıp duruyorsun?" diyerek kendinden uzaklaştırdı. Bir saatten beri sürekli ağlamıştı. Onun bu ağlayışı Ahmet abinin yüreğini sızlattı. O kadar çok kötü ağlamıştı ki her seferinde nasıl olur diyerek hıçkırıyordu. Kabulleniş her zaman zordu bu süreçte
Cihat da büyük ihtimalle kendince savaş veriyordu. Yediremiyordu kendini bir erkeği sevmeyi. Halbuki bir kızı sevmekle bir farkı yoktu ki. Aşkın cinsiyeti mi olurdu? asla olmazdı. Kimi seveceğini kalp seçer ona göre yaşardı hayatını. Ahmet abi için her zaman bu böyle olmuştu.
" Cihat kendine gel artık. Böyle ağlamakla hiçbir yere varamazsın d" iyerek sesini yükseltti. Resmen çocuğunu azar çeken babalar gibiydi Ahmet abi. Hoş karşısındaki adam çocuk gibiydi.
Cihat kendini toparlayıp gözyaşlarını sildi. Ahmet abiye mahçup bir şekilde baktı. Utanmıştı kendinden. Ahmet abiye bakamıyordu, başının önüne eğmiş sanki suç işlemiş gibi elleriyle oynuyordu. Ahmet abi güldü bunun bu çocuk hallerine
"Utanma Cihat. Utanacak hiçbir şey yok. Anlıyor musun?" diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı.
Cihat, düzgün bir şekilde konuşmak için derin bir nefes aldı ve Ahmet abinin suyundan birazını içerek sızlayan boğazına geçirmeye çalıştı. Düşüncelerini dile getirmek kendine çok zor gelmişti. Sanki dile getirirse hükmü çok ağır gelecekti. Ahmet abi cesaret vermek için omuzunu sıktı ve gözlerini anlat dercesine kapıştırdı. Cihat almış olduğu cesaret ile buruk bir şekilde gülümsedi.
"Nasıl oldu anlamadım Ahmet abi. Nasıl düştü kalbime hiç bilmiyorum. Ansızın girdi içime. Şuram var ya şuram onun aşkından mı yoksa yasak olmasında mı bilmiyorum, sızım sızım sızlıyor. Nefes aldırmıyor abi, boğuyor beni. Nasıl hakkından geleceğim hiç bilmiyorum. Ne yapacağımı da hiç bilmiyorum. Tecrübesizim. Konuşacak, anlatacak hiç kimsem yoktu. Kim anlar ki beni. Birini anlatsam ölüm fermanım imzalanır abi. " dedi Cihat. Her kelimesi içine sızlatırken anlamıştı gerçeği.
Ahmet abi derin bir nefes aldı. Üzüntüsü pişmanlığı sevgisi ve daha fazlası gözlerinden belli oluyordu. İçinin acıdığı o kadar çok belli oluyordu ki her cümlesinde bunu hissedebilirdi. Tekrar derin bir nefes alarak gözleri ağlamaktan kızarmış yaşadığı karamsarlıktan dolayı omuzları çökmüş adama baktı.
"Yanlış bir şey yapmıyorsun oğlum bunu ilk önce. Sevmek asla ayıp değildir. Günah değildir. Aşkın cinsiyeti hiç yoktur. O yüzden kendince fikirler üreterek bu sevdadan vazgeçme. Gözlerinde görüyorum oğlum Caner'i sevdiğini." dedi Ahmet abi üstüne basa basa.
Cihat duyduğu isimle başını hemen kaldırdı. Daha önce hiç anmamıştı ismini. Evet kabullenmiş de Caner'i sevdiğini ama Ahmet abi öyle deyince içi ürpermişti ama tatlı bir ürpetiydi. Gülümsedi Cihat ve başını Caner'in olduğu yere çevirdi. Buradan o güzel yüzü görünüyordu. Sanki bir melek gibiydi. Gülümsedi Cihat. Şu an gidip pürüzsüz yüzünü okşamak için nelerini vermezdi. Hele o hoş kokusuyla uyumak....
"Bakışın her şeyi anlatıyor aslanım. Kabul et seviyorsun" saçlarını karıştırıp ofladı cihat.
"Seviyorum..."dedi. Sanki kendine demişti bunu. İnandırmak içindi söyleyişi.
" İşte bee "kahkaha attı Ahmet abi.
" Bizden olmaz abi. Ben neler yaşattım ona. Zehir ettim gününü. Affı olur mu hiç. Geçer mi acısı. Olmaz abi. Ben onu sevmeyi hak etmiyorum. Bu sızlayan yüreğim, ona yaşattıklarımın cezası abi. Onu severken onun benim olmayışı ile cezalandırıldım ben. Ben onun benim olmasını hangi hakla isterim ki. Keşkelerim o kadar çok ki abi.. Keşke diyorum ön yargılı olmasaydım. Keşke.. Keşke.. Nice daha çok keşkeler be abi "gözlerinden akan her damla söndüremedi içinde ki yangını.
" Kendinle barış, geçmişinle yüzleş, hatalarını kabullen aslanım. Keşke deme artık. Bırak yanlışların büyütsün seni, tecrübe olsun yaşadıkların. Ne kadar hesaplarsan hesapla her zaman, her şeyin olabilme ihtimali var. Bunun için suçlama kendini. Görüyorsun her şey olacağına vardı, her şey olacağına varıyor, her şey olacağına varacak."iki elini omuzuna koydu Cihat'ın. Daha kabullenir kabullenmez bitirmişti sevdasını. Hayat keşkeler için kısaydı. Anı yaşamak varken neden insanoğlu zulüm ederdi ki kendini.
"Bulmuşken sevdayı sıkı sıkı sarıl paşam. Tut elinden. Bırakma.. Ama ilk güven ver ona. İnansın sana, sevgine, her şeyine. Bırakma aslanım. Hayat kısa.. Geçer ömür dediğin. Kimse almasa bile yaradan alır elinden. Sarıl sevdana." onunda dolu dolu olmuştu gözleri. Belki de yarım kalan sevdası vardı..
" Onun beni affetmesi için elimden geleni yapacağım abi. Ben sevdamdan eminim. "dedi Cihat gülümseyerek. Gözlerini Caner'e e çevirdi. İç çekerek gülümsedi tekrardan.
Nasıl olmuştu bilmiyordu ama iyi ki olmuştu.
Bu koğuşta onun için bir gün ışığı olacaktı Caner Cihat'ın....
Oldu mu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Gün Işığı
General FictionTamamlandı..!!! Ülkücülerle dolu koğuşa düşen Mardin'li Caner'in hikayesi. Hapishane kurgusudur!!!