17. Bölüm

4.8K 288 65
                                    


Semih, ilk olduğuna anlamadığı için hareketsiz bir şekilde öylece durmuştu. Sonra kendine gelip onu öpen dudaklardan ayrıldı. Dudağında ki ıslaklığı eliyle silip Caner'e baktı. Canerde şaşkındı. Öylece ona bakıyordu. Birden böyle bir şey yaptığı çok belliydi. Ama neden yaptığını bilmiyordu.

"Caner, iyi misin?" kızması gereken yerde anlayışlı çıkmıştı sesi. Onun bir şeyler düşündüğünü, hissettiğini anlamıştı ama yanıldığını anlamıştı. Aşk'ın cinsiyeti yoktu. Bunu biliyordu semih. Aska yadırgamaz, olması gereken yerde destek bile çıkardı ki zaten kendi de biseksüeldi. Ama bu zamana kadar tek bir kişiye yani bir erkeğe ilgi duymuştu ve onun için bu sondu. Seven insanın gözlerinden anlardı Semih. Caner, onu sevmiyordu o anlamda. Sadece hayranlık vardı ve bunu karıştırıyordu.

Caner, biraz önce neler yaptığının farkına varınca donup kaldı. Sinirden ne yaptığını bile bilmiyordu. Belki de kaybetmişti yakın arkadaşını. Korkuyla gözlerini açıp, bir adım geriye attı. Kaçmak istiyordu. Onu kaybetmek istemiyordu.

"Dur Caner. Konuşalım" Semih anlamıştı kaçacağını. Hemen müdahale etti.

"B-ben özür dilerim semih" elleri titremeye başladı. Hem cinse kimliğini belli etmişti hem de onu öpmüştü. Şimdi ne dese affı olurdu ki.

"Özür dilenecek bir şey yok Caner. Sakin ol. Sana kızmadım. Ama tekrarı olmasın." samimi bir şekilde gülmüştü Semih. Karşıdaki çocuk ona korkuyla bakıp, titriyordu. Belki de ondan nefret edeceğini hatta döveciğini sanmıştı.

"G-gerçekten mi?" çocuk gibi çıkan sesi ile heyecanlı bir şekilde güldü.

"Evet. Korkma."

"B-ben e-eşcinselim" korkarak kurduğu kelimeler çıktı birden. Her ne kadar zor olsa da. Belki utanılacak şey değildi ama hem Kürt hem de eşcinsel olması korkmasına neden oluyordu.

"Anladım zaten onu esmer" gülerek konuştu Semih. Tedirgin olmasını hiç istemiyordu. Ama konuşması gerekiyordu.

"S-seni sev-sevdiği... ?" cesareti toplayıp kurduğu cümlenin kesilmesi ise sarılmak ile yarıda kaldı.

"Aklının karışık olduğunu biliyorum Caner. Ama sen bana aşık değilsin. Sadece hayransın. Lütfen hayranlık ile aşkı karıştırma" eli ile dostça sıktı sarıldığı bedeni.

"Sen nereden bileceksin benim duygularımı Semih. Kalbimin avukatı mısın da sen karar veriyorsun. Ben salak mıyım ki anlamayacak" aslında haklıydı ama işte yediremiyordu. Aklı karışıktı gerçekten. Ama birden çıkışırken buldu kendini. Belki de bir şeylerden kaçıyordu. Ama neyden olduğunu bildiği bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu.

"Yapma Caner. Biraz daha düşünsen anlayacaksın. Şuan yaptığın yanlış." diye uyardı sakin sesiyle. Ama anlamadığı ona sinirli gözler ile bakan esmer ile belli oluyordu.

"Benim kalbimin ve benim ne hissettiğimi anlayamazsın" diyerek ayağa kalktı ve hızlı adımlar ile çıktı.

Yatağına gidip uyumak istiyordu. Ama ona engel olan cihat ile durdu.

"Gel bir şeyler yiyeceğiz" gülümseyip onu çağırdı yanına. Canerde kafası dağılsın diye kabul etti. Ve direk cihat'ın yanına oturdu. O sırada semihte gelmişti. O da masaya oturup üzülmüş gözler ile baktı esmere. Ama esmer bir kere bakmamıştı.

Cihat ile konuşup gülüşüyorlardı. O da gülümseyip onunla tekrardan konuşup, arkadaşlığına devam edeceklerdi. Biliyordu ki ve emindi ki Caner ona aşık değildi. O aşkla bakan gözleri bilirdi. Bir zamanlar o da yaşamıştı dillere destan aşkı. Aklına gelen şeyler gözleri doldu ve masadan hızlı bir şekilde kalktı.

Alperen ise onun durumunu anlayıp yanına gitti.

Arkada ise onlara çatık kaşla bakan bir çift göz bıraktığını bilmeden...








Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin