43. Bölüm

2.6K 152 34
                                    

1 sene sonra..

Cihat, elini çenesine dayamış bir vaziyette, sevgilisini dinliyordu. Tatlı tatlı bir şeyler anlatıyor ve karşısındaki insana güldürüp, kendine hayran bırakıyordu. Cihat asla onu dinlemekten bıkmazdı. Ömrünün son nefesine hayranlıkla dinler ve bir kere daha aşık olurdu..

Geçtikleri bu seneden beri her fırsatta kendilerini öpüyor ve sıkı sıkı sarılıyorlardı. Banyonun dili olsaydı da onların aşkını anlatabilseydi keşke. İlk birlikteliklerini de yine soğuk suyun altında yaşamışlardı. O günü hiç unutamamıştı Cihat. Birden gerçekleşen atmosfer ile onun altında inlerken ve onu zevkle inletirken bulmuştu kendilerini. Daha sonra her buldukları fırsatta birbirlerinin oluyorlardı.

Ona ne kadar aşık olduğunu kelimeler yetersiz kalırdı. O kadar çok seviyordu ki yaşattığı bütün acıları, hüzünleri onu severek, öperek almaya çalışıyordu. Daha fazlası gelemiyordu elinden ama canını isterse canına bile verebilirdi. Ona o kadar bağlıydı ki, bir saat yalnız kaldı mı hemen özlüyordu sevdiğini. Resmen yanından ayrılmak istemiyordu. Cihat daldığı düşüncelerini, Caner'in onun elini tutmasıyla bölündü.

"Neden daldın aşkım" diyerek elini baş parmağıyla okşadı. Caner.

Cihat omuz silkerek, aralarında sanki 1 metre mesafe varmış gibi daha çok yanaştı. Hemen başını omuzuna koyarak kokusunu derin bir şekilde içine çekti. Kokusu olmadan artık yaşayamazdı. Cihat, Caner olmadan yaşayamazdı bir kere.

"Lan Cihat sen böyle olacak adam mıydın lan" dedi Okan...

"Neyi varmış sevgilimin kardeşim" dedi Caner tek kaşını kaldırarak. Bu 1 seneden beri Okan ile araları düzelmiş hatta sıkı bir dost olmuşlardı ama arada sırada birbirleri ile uğraşırlardı.

"Baksana bir milim dahi oynamıyor yanından." dedi alaylı bakışlarını dikti Caner'e.

"Uğraşma kardeşim bak işine" dedi Cihat, inat edermişcesine daha çok yanaştı sevgilisine..

"İyi be. Sıkıldım sizden" dedi ve bu sefer, Semih ile Alperen'e çevirdi bakışlarını. Onlarda da aynı durum vardı. Gülümsedi sonradan. Onlar için seviniyordu. Her biri gözleri ışıldayarak bakıyorlardı birbirlerine.

"O değilde Ahmet abi mektup yollamış." dedi Cihat doğrularak.

"Ne demiş peki" dedi Okan.

"Şu meşhur kavuşamadığı sevgilisi ile yurt dışına çıkacaklarmış." dedi mutlulukla ışıldayan gözleri ile. O olmasa şuan sevdiği yanında olmayacaktı. O olmasa asla Caner onu fark etmeyecekti.

"O her şeyin en güzelini hak ediyor. Onun sayesinde böyleyiz" dedi Cihat, düşüncelerini dile getirerek.

"Evet öyle aşkım. O olmasa ben seni affedemezdim. Ve sana olan aşkımı anlayamazdım." dedi. Cihat'ın gözlerinin içine bakarak. Sonra dudağına hafif bir öpücük kondurdu.

"Lan burası olmasa nasıl öpüşecektiniz acaba" dedi Okan yüzünü buruşturup. Sonra ayağa kalktı ve onları yalnız bırakmak istedi.

"Kes sesini bilader" dedi semih ve bıraktığı dudaklara yöneldi.

Böyleydi işte. Her fırsatta birbirlerini öperlerdi. Ve bu durum her seferinde Okan için dalga konusu olurdu.

"Lan ne vıcık bir insansınız. Dikkat edin bak" dedi ve üstünü çırpıp olduğu yerden gitti...

Kendisi bulamamıştı aşkını. Zaten istemiyordu. Böyle iyiydi. Onların mutluluğu ile kendiside mutlu oluyordu zaten.

Bu 1 sene içinde çok güzel günler olmuştu. Cihat ve Caner'in aşkı gün geçtikçe artmıştı. Birbirlerinin acısını kendileri sarmıştı. Koğuştan halen saklıyorlardı. Ve bunu çok dikkat ediyorlardı. Bu azgınlıkla nasıl baş ediyorlardı bilmiyordu ama başarıyorlardı.

Alperen ile Semih ise onlarda aynıydı ama biraz daha softlardı. Güldü tekrardan Okan.

Burada kaldıkları sürece neler onları bekleyecekti kim bilir.



Bir iki bölüm sonra final olacak.. ❤️

Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin