27. Bölüm

3.4K 213 52
                                    

Cihat saçlarının okşanması ile gözlerini hafifçe açtı. İlk ne olduğuna anlamasa da kafasını kaldırdı. Ve kaldırır kaldırmaz gördüğü beden ile gözlerini kırpıştırdı. . Rüya gördüğünü sanıp, açıp kapattı gözlerini. Sonra sesini duymasıyla hızlıca kalktı yerinden.

"Uykucu kalk lan" dedi okan gülerek.

Cihat, direkt sarıldı karşısında ki adama. Öyle sıkı sarılıyordu ki okan kemiklerinin kırıldığına emindi..

"Dur be oğlum. Öldüreceksin beni" hem bir yandan söyleniyor hem de Cihat'ın saçlarını karıştırıyordu. Cihat ise uzun zamandır ilk defa içten gülüyordu.

"Ben demedim mi size. Cihat'ın ilacı okan. " dedi Arda. Okan, yanlarına ilerleyen Arda'ya göz kırpıp, Cihat'ın omzuna attı kolunu.

"Ne sandın yavşak. O benim her şeyim" diğer eli ile saçlarını karıştırdı.

Cihat, okan'ın gelmesi ile biraz daha iyi hissetmişti kendini. Belki bu süreci daha hızlı atlatırdı. Okan'a bakıp gülümsedi.

"Sen neden buradasın lan" dedi. Her ne kadar sevinse de, ona olan sözünü bozması sinirlendirmişti.
Sesi yeni uyandığı için hem boğuk hem de sinirli çıkmıştı.

"Şuna bak yaa. Sevinmesi gereken yerde, hesap soruyor." dedi alınmış gibi çıkan sahte sesiyle Okan.

Cihat, elbette sevinmişti ama ona söz vermişti. Başını belaya sokmayacaktı. Ama görünüşe göre yine başına bela açmıştı.

"Bana söz verdin Okan. Başını belaya sokmayacaktın. Anlat bakalım, şu an neden buradasın?" diyerek gözlerinin içine baktı.

Okan derin bir nefes alarak, Cihat'ın omzunda olan kolunu çekti. Daha sonra da onun gözlerinin içine bakarak hafiften gülümsedi.

" Ya kardeşim sorgulama işte. Yine aynı şeyler" diyerek cevap verdi kısa bir şekilde. Anlatmak istemiyordu. Çünkü anlatırsa, Cihat onu azarlayacak ve araları açılacaktı.Bundan emin olduğu için şu anlık susacaktı.

" Sen yine bir şeyler saklıyorsun ama bakalım yakında kokusu çıkar" diyerek adımların lavaboya doğru ilerletti. O sırada arkasından bakan Caner'den habersizdi Cihat. Ki zaten şu an Okan'a olan sinirinden dolayı aklını bile gelmemişti.

Lavaboya ilerleyen Cihat'ın arkasından, Okan ve Arda masaya ilerledi. Arda, Okan'ı tanıtmak için herkesi masaya çağırdı. Masadaki herkes Okan'la tanıştıktan sonra kendi hallerine döndüler. Koğuş sevmişdi Okan'ı. Güler yüzlü delikanlı bir adam olduğu bariz belliydi. Ama biri vardı ki tam aksine düşünüyordu.

Okan'a çatık kaşlarıyla bakan biri vardı. Hiç hoşlanmamıştı. Neden ondan hoşlanmadığını bilmiyordu. Ama içinde oluşan bu hissi anca bunu yorumlayabilmişti. Yatağında oturmuş, Okan ile Cihat'ın samimi hallerini izliyordu. Kaşlarını kendiliğinden çatılmış bir vaziyetteydi. Kanının kaynaması ve kasılmasının sebebini bilmiyordu. O öylece otururken, yanına gelen semih ile irkildi. Başını çevirdiğinde ona gülümseyerek bakan Semih'e, içten olmayan bir gülümseme bahşetti.

" Hayırdır oğlum. Ne oldu? Kaşlarını çatmış bir vaziyette oturuyorsun? Biri bir şey mi dedi?" meraklı bakışlarını dikti Caner'e.

"Düşünüyorum öyle. Önemli bir şey değil." diyerek gülümsedi Caner. Çünkü başka türlüsünü açıklayamazdı. Semih, anladığı dair şeyler söylerken, Caner'in odağı ise Reisteydi. 2 haftadır ölü gibi gezen adam gitmiş, yerine capcanlı bir adam gelmişti. Her ne kadar bu durumuna üzülse de bir şey yapmamıştı. Aslında ilk başlarda konuşmak istemişti ama iyice boka sarar diye kendini engellemişti.

"Ne düşünüyorsun Caner. Söyle de kurtul." anlamıştı bir derdi vardı..

"Şu okan mıdır nedir. O kim?" dedi meraklı sesine engel olamadan.

"Cihat'ın manevi kardeşi. Her şeyi. Onların arasına kimse bile giremez. Ailesi yani." dedi onlara bakarak. Gerçekten de öyleydi. Küçüklükten beri hiç ayrılmamışlardı. Aralarında ki o bağ çok kuvvetliydi.

"Anladım. Ama benim gözüm tutmadı nedense. Garip" dedi burnunu kırştırarak. Semih kahkaha attı.

"Evet. İlk başta pek sevmezler Okan'ı ama sonradan seversin merak etme. Çok kral bir adamdır. Onun kırmızı çizgisine basma tek." diyerek ayağa kalktı. Caner anlamaz bakışlarla baktı Semih'e.

"Dur bir. Kırmızı çizgi derken. Neyden bahsediyorsun.?"

"Onun tek kırmızı çizgisi var 'Cihat'. Ona dokunma sadece." göz kırpıp yatağına ilerledi semih.

İçinde olan bu hisde neydi şimdi. Sanki midesi alev alev yanıyordu. Yüzünü buruşturup, tekrar Cihat'a baktı. Ve baktıkça tuhaf olmasıyla yatağına uzandı. Neyse ki artık üzgün değildi. Vicdan azabı çekmesine gerek kalmamıştı Caner'in. O yüzden rahat bir şekilde uyuyabilirdi. Sanki 2 haftadır hiç uyumamış gibi.



Uzun aradan sonra merhaba bebekler. ❤️

Nasılsınız.. ❤️

Çok kötü bir zamandan geçtik ve geçiyoruz. Allah'ım acil şifalar versin yaralı olanlara.

Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza da, Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah..🙏🙏🥺🥺

Geri de kalanlara da sabırlar ihsan eylesin Rabbim..🥺🙏🙏🙏

Bölümler gelicek daha. Beklemede kalın.. ❤️ ❤️ ❤️

Bir Küçük Gün Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin