Caner tüm gün düşünmekten uyuyamamıştı. Gözleri her kapandığında aklına cihat'ın ona karşı ilgisini, üzülmesini ve daha önemlisi de gözlerinin dolmasını anlayamamıştı ve teşekkür bile etmeden yatağına gitmişti. Gece boyunca olanları düşünmüş ama bir çıkar yol bulamamıştı. Aslında ilk aklına gelen acaba cihat, beni mi seviyor acaba diye düşünmüş ama sonra hemen bu düşünceden sıyrılmıştı. Sonuçta cihat, ülkücü olan biriydi. Eşcinsel bir ülkücü mü olurdu.
"Pfff..." ayağa kalkıp lavaboya ilerledi.. Lavaboya girdikten sonra elini yüzünü yıkadı. Soğuk su, şu an iyi gelmişti. Artık daha fazla düşünmek istemiyordu. Büyük ihtimalle vicdan azabı çekiyordu o yüzden onu iyi davranıyordu. Saçlarını da ıslatıp karıştırdı. Hızlı adımlarla lavabodan çıktı. Masada, Semih Alperen ve Cihat gülüşüp bir şeyler konuşuyordu. Bunlar hangi ara barışmışlardı. Anlayamadı Caner. Halbuki bundan önce kavgalıydılar. Tam yanından geçerken Semih'in seslenmesi ile durdu. Başını Semih'e çevirip ne diyeceğini bekledi.
"Gel otur Caner" diyerek yanında ki sandalyeyi çekti. Eliyle pat patlayıp gülümsedi en samimi şekilde.
Caner, her ne kadar istemese de Semih için kabul etti ve adımlarını Semih'in yanına attı. Oturduktan sonra gözlerini gece uyutmayan adama çevirdi. Cihat, derin bir şekilde ona bakıyordu ama farkında değildi sanki Caner kaşlarını çatıp kafasını sağ sola salladı. Bakışları çok tuhaftı. Ve biraz daha ona bakarsa o da dalıp gidecekti gözlerinin etkisine.
"Caner durgunsun?" Semih ona meraklı gözlerle baktı.
"Uyuyamadım da dün" saçlarını karıştırıp semihe baktı. Çok yakınındaydı. Biraz daha yaklaşsa burunları değecekti. Caner kaşlarını çattı.
İyi de ben neden heyacanlanmıyorum.?
Diye sordu kendisine. Şuan nefesini hissediyordu. Ama kalbi hızlı atmıyordu bile.
Aşık olunca öyle olmuyor muydu?
Gözlerini kaçırıp önüne döndü. Bütün düşüncelerini sikip atacaktı artık. Her şey karman çormandı. Ne hissedeceğini, ne düşüneceğini bilemiyordu ki. Bir yandan Semih bir yandan da cihat'ın davranışları. Semih'e baktı tekrardan. Alperen ile gülüşüp, bir şeyler anlatıyordu. Gülünce kısılan gözleri, oluşan gamzeleri çok güzel duruyordu. Alperen elini onun omzuna atarak kahkaha attı. Dokunuyordu Semih'e. Yine kaşlarını çattı.
Neden şuan rahatsız olmuyordu.?
Başını sağ sola sallayıp ofladı. Bir şeyleri yanlış anlıyordu. Ama neyi. O semihe aşıktı demi?
Aşıksa neden kıskanmıyordu.?
Cihat'a baktı birden. Onun derin düşünceler ile başını eğmiş ve dalmış olduğunu fark etti. Kaşları çatık, elinde ki tespihi sıkıyordu. Sanki kızgındı. Başını kaldırdığında gözleri kesişti.
Öyle bakıyordu ki.. Caner afalladı. Ağzını açıp kapattı. Ne diyecekti ki.. Neden bana kırgın bakıyorsun mu? Gözleri dolu doluydu. Ağladı ağlayacaktı..
Cihat anlamıştı. Caner, semihe aşıktı. Yanmıştı içi. Sevdiği adam, başkasına seviyordu. Gözleri dolmuştu. Kırpsa akacaktı. Gocunmzadı ağlamaktan ama yeri değildi. Kalbi sızlıyordu. Daha fazla dayanamadı. Kalktı masadan.. Kendini lavobaya attı. Derin nefesler almaya başladı.
"Sikeyim seni cihat. Sen bu musun lan. Kendine gel amk" diyip yanında ki tenekeyi fırlattı..
"Ahhh.." acı dolu ses ile irkildi cihat. Ve hemen arkasına döndü. Yerde bacağını tutan Caner ile gözlerini açtı. Ve hemen yanına gitti.
"B-ben şey özür dilerim. İyi misin?" dedi telaşlı sesiyle. Canı acıdığı için canı acıyordu.
Hangi ara bu kadar aşık oldun cihat..
"Seni düşünmekte hata. Yaraladın beni" sesi çocuk gibi çıkmıştı.
Cihat, onun bu tatlı hallerine dişlerini sıktı. Yoksa şuan dudaklarını büzüp dolu dolu olmuş gözlerini dayanamayıp ısıracaktı.
"Ne gülüyorsun bee." cihat güldüğünü bile anlamamıştı. Kendini toparlayıp bacağına baktı. Ama görünüşte bir şey yoktu.
"Görünüşte bir şey yok. Ama yine krem sürelim. Olur mu?" çoçuğu ile konuşurmuş gibi naif ve içtendi sesi.
"Ama acıdı" acıklı bir şekilde baktı cihat'a. Canerde ne yaptığını bilmiyordu ki. Ama onun bu tatlı telaşını çok hoşuna gitmişti.
"Tamam. Dur ben hemen krem alıyım" diyip ayağa kalktı. Tam kapıya gidecekken kahkahalar atan Caner ile durdu. Arkasına dönüp baktı. Onun gülüşüne hayranlıkla baktı. Çok güzeldi Caner. Kızları kıskandıracak kadar hemde. O da gülümsedi. Kalbi onun kahkahalarıyla can buluyordu sanki. Ona doğru yürüdüğünü fark edemedi bile.
Yaklaştı.. Yaklaştı...
Dudaklarına çarpan titrek nefes ile gülümsedi ve hiç düşünmeden dudaklarına kapandı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Gün Işığı
Ficción GeneralTamamlandı..!!! Ülkücülerle dolu koğuşa düşen Mardin'li Caner'in hikayesi. Hapishane kurgusudur!!!