İyi geceler arkadaşlar 🧡
Ailemize katılan canlarım hoş geldiniz 🧡
Küçük bir açıklama yapayım; ben 24. Bölümü 2 kere yazdım sil baştan ilk yazdığımı beğenmedim, 2. Yani bunu yazdım bugün içime sinmedi ilk yazılan. Neyse geç geldim bundan dolayıydı 🤗
Gününüz huzurla dolsun, tatiliniz bol neşe ve kahkaha ile geçsin 🧡
Üzülmeyin herşey olacağına varır dünyanın sonu değil. Sizden bir tane var üzülecek bir şey yok elbet hallolur 🧡
Keyifle okumanız dileğiyle 🧡
🧚🏻🌼
İnsan bir günü diğer güne atlatırken ya farkında olmazmış ya gün ne zaman bitecek diye sürekli düşünüp dururmuş. Son dört gündür günlerim azap gibi geçiyordu benim için. Yekta ile hararetli konuşmamız sırasında telefonu çalmış ve gitmişti. Görev demişti ama süresi ne zaman döneceğini dememişti. Giderken de, “ Seni sana emanet ediyorum.” Diyerek gitmişti.
4 gün geçmişti. Koskoca dört gün. İşe gitmiş eve gelmiş tekrar tekrar aynı düzenin içinde karalarla düşünerek bitirmiştim. Mesaj atmamıştım fakat son görülmesi hâlâ o güne aitti. Yasemin abla ve Seda aradığındaysa ulaşılmıyor olarak yanıt geliyordu.
Git demiştim demesine de ben her zaman ona git dediğimde canıyla savaşıyordum. Gidersen yarım kalır der gibiydi evren bana.
Derin derin nefes alırken odanın içinde doluşan kadınlara baktım. Hayırlı olsuna gelinmişti... Taşınalı bir ayı geçmiş olmasına rağmen hayırlı olsun merasimi çıkmıştı başıma.
Seda ben Yasemin abla evin içinde koşuşturup duruyorduk.
“Ne zaman gidecek bunlar?” diye sordu Seda. O da benim gibiydi. Ev sahibi olarak benim iflahım çekilmişti.
“Hepsi akbaba olmuş.” Dedi Yasemin abla yeni doldurduğu çay bardağı dolu tepsiyi kucağına alırken. “Nasıl abla?”
Tepsiyi masanın üzerine bırakıp damağını şaplattığında, “Bunların buraya gelmesi boşuna değil ayol. Sana bakmaya gelmişler belli. Sen girdiğin anda bakışları ile röntgen çektiler sana.”
Doğru. Yok saçların çok sarı, gözlerin çok mavi çok güzel. Çok çok kelimesi ile işi evlenmeye bağlıyorlardı.
Omzumu silktim. Daha biriyle uğraşamıyorum ötekilerle hiç uğraşamam. Kafayı yemedim daha!
Elime yaprak sarmasından alıp atarken et olmadığını anladım. Bizim yaptığımız değildi bu. Ekşi koyar insan içine basmış acıyı. Yarım sarmayı bir kenara koyarken içeri Ayşen girdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRAN
General FictionEn kötü anında ona birkaç kelime ile destek olan o peri dedesinin gittiği yerden son hediyesi olmalıydı. Burnuna bir kere daha götürdüğü mendilin kokusunu ciğerlerine çekerken üzerinde ki minik peri kanadı işlemesi dikkatini çekti. O kız gerçekten b...