Helüüü
Bu seferki helü canlı canlı olmadı ama olsun yine birlikteyiz çok şükür ki.
37. Bölüm hazır fakat ailevi sorunlarımdan dolayı düzenleme yapamadım ona 36. Bölüm zaten yazılıydı birkaç ufak ekleme yaptım o kadar 🧡
Bana dua edin olur mu. Çok çok sıkışık bir dönemdeyim. Bir darbeyi daha kaldıramam derken hop yenisi geliyor:( inşallah rabbim darda olanları refaha çıkartır🙏🏻🧡
Neyse sizde neler var neler yok?
Keyifle okumanız dileğiyle 🧡
Bölüm şarkısı; Sıla yan benimle, Sezen Aksu hoş geldin.
🧚🏻🧡
Hayat çok uzun bir yoldu.
Masallar diyarı olmaz diyen bir adamın katran bağlamış yolundan masallar diyarının yoluna dönmüştü. O yolda o diyarımın prensi olmuş beni de kendisiyle birlikte bir prenses yapmıştı.
Bizim için tarih yeniden yazılıyor ve biz yine yeniden dip dibe doğuyorduk.
Çıplak bedenimi, odanın Fransız balkonlu penceresinden sızan rüzgar esintisiyle severken, ben; yanımdaki adamın her bir kıvrımına bakıyor, dokunuyor, dokunduğum yerleri öpüp ardından tekrar dudaklarımın onun teninde bıraktığı izi bulmak ister gibi parmak uçlarımı dolaştırıyordum. Islak ıslak öptüğüm yerlerde benim izim olurken içimi bir hoş ediyor, benliğimi farklı bir kadına çeviriyordu. Onun arzusuna yetişmek çok zorken şimdiyse bilmediğim yönümle tanıştırıyordu beni. Yekta demek eşsiz demekti ya hani ben gerçekten eşsiz bir varlığa kapılmıştım. Onun Katran’ıyla birlikte eşsizliğine kapılmak büyük bir yıldırımdı benim için.
Sabahın saat kaçıydı bilmiyorum fakat saatin ilerleyişi benim için Yekta’nın bedeninde durmuş gibiydi.
“Kirpiklerin çok güzel be.” Kendi düşünce deryalarımdan yine birinde kol geziniyordum. Adama bakmaktan yorulmamış, birde işe çenemi katmıştım.
Seyrek kısa tüylerinin olduğu çıplak göğsünün üzerinde duran elimi çenesine getirip üç tane minik çukurun üzerine üç parmağımı koydum. Parmağımın iç kısmının tepe noktası, o çukurlara ait gibi gömülürken ister istemez kıkırdadım. Pek tabii Yekta uyanır diyerek dudaklarımı ısırdığımda düşündüğüm olmadı. Uyuyordu adam hâlâ.
Uykuya devam etmesiyle bu sefer hedefim göğüs kasları oldu. Bedeninin üstünde iki ayrı yol gibiydi. Ayrı ama sonucunda yangına bırakan iki farklı yol. Sağa gitsem yanacak, sola gitsem yine yanacaktım. Ne artı ne eksiydi. O hep yangındı bana, hep...
Göğüs uçlarının, uzun tırnaklarımın ucuyla sevişmesine müsaade ederken yerimden hafifçe kalktığımda Yekta üzerimize attığı beyaz çarşafı sol ayağıyla kenara itti. Açılan çarşaf ile çıplak bedeni gözümün önünde şaheser gibi dururken bu seferde yüz üstü yattı. Başı kendi yastığındaydı güya ama sağ kolu benim yattığım yastığı abluka altına almıştı. Sağ ayağının dizini aralıklı olan bacak arama iyice sokarken anlamadığım şekilde yine iç içe olduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRAN
General FictionEn kötü anında ona birkaç kelime ile destek olan o peri dedesinin gittiği yerden son hediyesi olmalıydı. Burnuna bir kere daha götürdüğü mendilin kokusunu ciğerlerine çekerken üzerinde ki minik peri kanadı işlemesi dikkatini çekti. O kız gerçekten b...