Hayırlı ramazanlar canlar.
Nasılsınız iyi misiniz?
Beni sorarsanız dengesizlik içinde geçiyor günlerim...
Bu arada kitabımız 405 bin okunma oldu gün geçtikçe büyüdük kalabalık bir aile olmaya devam ediyoruz 🧡
Sabredip buralara kadar gelen Katran'ın Peri masalına inanan sana çok teşekkür ederim 🧡
Keyifle okumanız dileğiyle 🧡
Bölüm şarkısı; Derya Uluğ canım dediklerim. İbrahim Candan neden gülüm ve son olarak bir hafta önce bir okuyucum Tunaysmm kaan boşnağın bırakma kendini şarkısını armağan etmişti bize ondan bu bölüme gelsin🧚🏻🧡
🧚🏻🧡
Biz?
Biz olma zamanı gelmedi mi?
Biz var mıydık ki?
Göz bebeklerine oturan; olmadığım, olmadığı günün takvim yaprağı gibi ince ince dolanan kan çanakları tıpkı ben ve o gibiydi. Ama biz gibi değildik.
Etrafıma bakışlarımı çevirdiğimde herkes kendi âlemindeydi. Çocuklar olduğu yerde durmuyor hatta koltuk altlarına aldıkları toplarıyla başka sokağa gidiyorlardı koştura koştura. Pencereden sarkan kadınların kimisi hâlâ yerinde durup bize bakarken kimisiyse içeriye girmiş pencereden baktıklarıyla yetinmemişler gibi kapı önüne çıkmıştı.
Her şey yerli yerinde, olması gereken alışılagelmiş düzende gidiyor gibiydi böyle bakınca.
Bana göreyse; çok düşmüştüm. Hani bisikletten düşersiniz babanız anneniz sizi kaldırır yaranıza bakardı. Hem kızar, hem endişeyle gözlerinize bakar üzerine birde sabaha kadar ağlarsınız ya işte benim için öyle geçti günlerim, olması gereken buymuş gibi onsuzluğa alışmam gerekmiş gibi...
Uzaktan çalan bir melodi gibiydi acılarım. Biri kulağıma üflerken ben sadece dinliyor ve ağlıyordum.
Küçük kız çocuğunun dizi kanamıştı ama elinden tutan olmamıştı. Kendi yarasını sarmak istediğindeyse o yarayı oyduğunu bilmeden acıya alışmış bir robot kalmıştı.
O gittikten sonra bizden sonraki apartmanın önünde düşmüştüm. Sebebiyse yine onu düşünerek geçirdiğim gecelerin ceremesini şişen, alerji olan gözlerim ve uykusuz gecelerimle geçen cezalı günlerimdi. Az önce üstümü ıslatan Şaziye ablanın kızının düğününde yalnız bırakılışımı çok içerlemiştim. Şu kadarcık evrende ondan ve benden olan tek şey bu mahalleye sirayet eden acılarımız ve yarım kalmışlıklarımızdı. Her köşe başında o her tümsekte benim kan izlerimle doluydu bu sokaklar.
“Perihan?” Diye inledi muhtaç olduğu bakışıyla, sesiyle. Ben bu bakışı, bu sesi duymak için 6 ayımı vermişken sağ salim mi dönecek yoksa tabutuyla mı gelecek korkusuyla beklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRAN
General FictionEn kötü anında ona birkaç kelime ile destek olan o peri dedesinin gittiği yerden son hediyesi olmalıydı. Burnuna bir kere daha götürdüğü mendilin kokusunu ciğerlerine çekerken üzerinde ki minik peri kanadı işlemesi dikkatini çekti. O kız gerçekten b...