İyi geceler arkadaşlar 🐒
Nasılsınız iyi misiniz?
Aramıza yeni katılan arkadaşlar hoşgeldiniz 🐣
⭐Yıldıza bastıysak keyifle okumanız dileğiyle
🧚🏻🌼
İnsanlar bazı anlarda ne yapacağını bilemediği olayla karşı karşıya gelirken bir robot gibi kalıyor olayı idrak etmeye çalışıyordu. Bende o anlardan birindeydim. Gözümün önünde hiç beklemediğim bir sahne dönmüşken tek hedefim başı yana düşmüş annesinden tokat yiyen Yekta’daydı. Sert olan solukları meydandaki davul ve zurnanın sesiyle eş değerdeydi. Öyle güçlü nefes alıyordu ki gözümü ondan alamıyordum. Daha birkaç saniye önce olayın şokuyla bakakalırken onun bu hâli hem korkutmuş hem cız etmişti yüreğimi.
Şükran teyze, Yekta’nın kolunu tutup kendisine doğru çekerken Yekta’nın annesi olan kadın Sultan hanım bana doğru bakmaya başladı.
Başındaki düz gül kurusu ipekten yapma olan eşarbı, üzerinde ki mantosu ve yanında duran küçük valizinden uzak yerden geldiği anlaşılıyordu. O az önceki sert sesinin yanında yüzündeki öfke kadınla göz teması kurmamı sağlıyordu.
Boy olarak benden hafif kısa olsa da yüz şekli tıpkı oğlu gibiydi. Elmacık kemikleri belirgin yer yer siyah tanelerinin ev sahipliği yaptığı kaşlarında beyaz inci taneleri de vardı. Hafif kavisli kaşı oğlu ve arasındaki benzerliğe küçük bir es verirken aklıma Yekta’nın gamzesi geldi. Annesinin de çenesinde gamzesi var mı diye düşündüğüm sırada kadın birden konuşmaya başladı.
“Doğruyu söyle kızım. Eğer zorla evleniyorsan korkma.” Hıncını almak ister gibi oğluna ardından bana dönüp, “Ben varım yanında.” Dedi.
Nasıl dolduruldu bilmiyorum fakat Yekta’nın o yardım eder hâlini kimden aldığı aşikârdı. Ne babaannesi ilk geldiğimde beni yadırgamıştı ne ablası ne annesi.
Gözlerim babaanneme kaydığında eşarbının ucuyla gözünü siliyordu. Ne anlattın da film çeviriyorsun Perihan hanım!
Annem yanımdaki varlığını korumak ister gibi eski yol arkadaşının karşısına geçerek, “Sana ne anlattı bilmiyorum ama Yekta’nın bir suçu yok Sultan.” Dedi yapıcı sesiyle.
Belki seneler sonra karşı karşıya geliyordu iki kadın fakat en olmadık zamanda denk düşmüşlerdi.
Kadın Yekta’ya doğru döndüğünde bende bakmaya başladım. Yekta bana bakıyordu ama hiçbir mimik yoktu yüzünde.
“Olan oldu eşmeye tekrar tekrar konuşmaya gerek yok. “ konuşurken şakaklarının oradaki minik kılcal damarlar selam vermek ister gibi tekrardan gün yüzüne çıkmıştı Yekta’nın.
Annesi öfkeyle oğluna doğru atılıp işaret parmağıyla tehdit ederek öfkesini kusmaya başladı. “Ne demek gerek yok. Bu kadın yarım saat boyunca ağladı torunumu zorla nikahına alacak oğlun diye!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRAN
General FictionEn kötü anında ona birkaç kelime ile destek olan o peri dedesinin gittiği yerden son hediyesi olmalıydı. Burnuna bir kere daha götürdüğü mendilin kokusunu ciğerlerine çekerken üzerinde ki minik peri kanadı işlemesi dikkatini çekti. O kız gerçekten b...