OKYANUSUN KALBİ |KAYA SANCAKTAR|

3.4K 159 69
                                    

Merhaba! Buradayım, tekrardan buradayım! Kalbim inanılmaz hızlı atıyor.

Bu bir özel bölümdür.

Kaya ve Buğlem'in ilk karşılamasını bir de Kaya Sancaktar'dan dinleyelim mi? Eh dinleyelim!

Bölüm şarkısı: Can Koç- Binalar dar
Mavi gri- Altüst olmuşum

Bölüm şarkısı: Can Koç- Binalar dar Mavi gri- Altüst olmuşum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-ÖZEL BÖLÜM-

OKYANUSUN KALBİ: KAYA SANCAKTAR

Kalbi iyilikle atanlar ya çok yara almışlardır, ya hiç yara almamışlardır.

Ruhların kalpleri olduğunu, bu kalbin üzerinde ise yaşama amaçlarının emaresinin gizlendiğine inanıyordum. Belki dikiş tutmayan, durmadan kanayan, hatta ve hatta öldüren bir yaraydı bu iz. Belki de çiçek bahçesi olan, her gün yeni bir kelebek konan bir yara iziydi, bilmiyordum.

Yaşama gayem elbette vardı, durmadan kanayan bir yaraya sahip değildim. Fakat yarasında çiçekler açtıran bir adam olduğumu da hiç sanmıyordum.

Yaşıyordum çünkü annem olsa yaşamamı dilerdi.

Yaşıyordum çünkü babam olsa ölümü düşünmemi dahi bana yasaklar, kalın kavisli kaşlarını çatarak beni güzelce uyarırdı.

Kimsesiz değildim lakin herkesim de yoktu.

Bir evim vardı, dört duvardan ibaretti. Salonu mevsim fark etmezsizin soğuktu, donuktu, sessizdi. Kimsesizdi. Kaya Sancaktar gibiydi.

Dört duvarın soğukluğu bedenime yayılmış, ruhuma sıçrayıp beni üşütmeyi çok dilemişti. İzin vermedim, acının bedenimde gezinen zehirli bir yılan gibi dolaşmasına izin vermedim ve hep dik durdum.

Acı hayatta daima vardı ama benim dünyama pek uğramazdı. Acının bulandığı yolları tercih etmiyordum, acıyı takip etseydim yakama yapışır, beni öldürmek için an kollardı. Tatsız kollarını bana dolar, yıllardır olduğum adamdan beni soyutlardı. 

'Acı çeken insanın kalbi cehennemin ortası gibidir,' demişti annem nefesi hâlâ bana hayat veriyorken. İçimde cehennem taşımayı istemiyordum.

Kulağımda kulaklıklarla yürüyordum, adımlarım her zamankinden biraz daha yavaş, biraz daha ağırdı. Hukuk fakültesinde üçüncü yılıma resmen gidiyordum, bir sene sonra okuldan mezun olacak, stajımı tamamladıktan sonra avukatlık ruhsatımı elime alacaktım.

Annemin istediği gibi, onun mesleğinden devam edecektim. Ufakken evden aceleyle çıkar, sol kolunun üzerinde duran cübbenin kırışmaması için özen gösterirdi. Yüzümdeki tebessümle onu izler, bir gün o cübbenin benimde sırtımda olacağına dair derin hayaller kurardım.

Annem yanımda olsaydı eğer, anne derdim. Anne bak, senin adım izlerini takip ediyorum, senin yolundan gidiyorum. Benim de sırtımda bir cübbe olacak, bende haklıların yanında dimdik duracağım.

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin